hesabın var mı? giriş yap

  • doğaüstü birtakım olaylar. diyelim derstesin, hoca sözü sana verdi. dönüp de sana bakıyorsa, ohaaaa.

    kesin seviyor lan.

  • değerli meslektaşlarım, sevgili ekşi okurları,

    bu entry'i girerken inanın utanıyorum. dünya okulu olduğunu iddia eden bahçeşehir koleji yeni dönem (2024-2025) öğretmen maaşlarını tecrübe gözetmeksizin 25-30 bin civarında teklif ediyor. inanın geçmişinden ders almayan, markasını bu kadar kötüleyen başka bir okul görmedim ben hayatım boyunca. bahçeşehir koleji maaş konusunda öğretmenine uğrattığı haksızlıklara aralıksız devam ediyor. umarım bu enrty bir fişek olur, bir şeyleri düzeltiriz. şu an bağlı olduğum okulda bu fiyata sadece kendi çocuğu kurumda okuyan öğretmenlerimiz imza atıyor. bir öğretmenin emeğinin karşılığını 25 bin olabilir mi? acilen bahçeşehir yönetim kurulunun elini vicdanına koyması gerekiyor.. tabii öyle bir vicdanları varsa..

    bilgilerinize sunar, desteğinizi rica ederim.

  • var böyle bir şey. sanırım ben de yazılımcıyım diye sürekli önüme düşüyor, önüme geleni engelliyorum ama bitmiyor. tiplerin hepsi aynı, ben başarılıyım, ben zenginim diye bağıran sonradan görme çiğ paylaşımlar. gerçekten mesleğim adına ben utanıyorum. yahu bu ne görmemişliktir, satın aldıkları iphone'ların macbook'ların faturasını paylaşan mı ararsın, bilmem kaç bin liraya aldığı kahve makinasını çeken mi, geneli pahalı oyuncak paylaşma derdinde. bir de eli biraz para gördü diye, hasbelkader mesleğe ilgi var diye kendisinin nirvanaya ulaştığını zanneden millete hayat hakkında saçma sapan tavsiyeler vermeye çalışan ama iki cümleyi bir araya getiremeyen tipler var. arkadaşlar yazılımcı olmanız sizi otomatik olarak entelektüel yapmıyor. hatta tam tersi, zamanının büyük bölümünü yazılım ekranları karşısında harcamak zorunda olan birisinin tarihten, sanattan, felsefeden üst perdeden konuşabilecek kadar birikiminin olması zaten akla mantığa uymuyor. kendinize gelin.

    debe editi: arkadaşlar elbirliğiyle girdiyi debeye sokmuşsunuz, teşekkür ediyorum. ekşiye girince mesajlardan bir cumartesi sürprizi yaşadım. belli ki birçok kişi aynı dertten muzdarip. yazıyı tekrar okuyunca eğer yazılımcıysanız sizler için değilseniz yazılımcı çevreniz için şu mesajı ekleme ihtiyacı hissettim: hepimiz üç aşağı beş yukarı eğer türkiyedeysek birkaç bin, avrupadaysak 3-5 bin euro bandında çalışan beyaz yakalı işçileriz. bu para bizi zengin yapmaz, sadece gelişmiş bir ülkedeki sıradan bir insan gibi insanca yaşamamızı sağlar. yani 'o para o para değil'. fakir bir ülkede yaşamanız ve fakir arkadaşlara/akrabalara sahip olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. meslek hakkındaki daha önceki yorumum için de şu girdiye göz atabilirsiniz #140622037.

  • 1910 yılından beri duvara asılan hiçbir şey indirilmemiş. pubdan çok bir müze gibi. çeşitli hatıralık eşyalar da hala barda durmaktaymış. mesela houdini'nin kelepçeleri barın demirine takılmış vaziyette asılı durmakta. ayrıca birinci dünya savaşına giden askerlerin döndüklerinde almak üzere astıkları ama dönüp de alamadıkları lades kemikleri de hala barda durmakta.

    1970 yılındaki mahkeme kararı sonrası kadınlara da hizmet vermek zorunda bırakılınca tuvaletlerini unisex yapmış. kadınlar için ayrı bir tuvalet yapmaları için 16 yıl geçmesi gerekmiş.

    yukarda da yazıldığı gibi salon açıldığında adı, "the old house at home" imiş. mcsorley's uzun yıllardır kapılarını 1854 yılında açtığını iddia etmekte ama tarihi araştırmaların gösterdiğine göre mekan 1860 yılından 1861 yılına kadar boşmuş. mcsorley, 2012 yılında new york şehir merkezi koruma komisyonu tarafından oluşturulan aşağı doğu yakası tarihi bölgesi'nde yer alıyor. bölgenin atama raporunda, binanın yapım tarihi “c.1865” olarak verilmiş, ancak 'dolaylı kanıtlar parselde daha önce farklı bir yapı olabileceğine işaret ediyor olabilir' diye de not düşmüşler. bu parselin değerinin 1848-1856 arasında arttığı ama çevreleyen parsellerin değerinin artmadığı görülmüş. bu artış da kaydedilmemiş bir yapının varlığı ile açıklanabilir. 1861'deki vergi kayıtlarına göre parselde iki katlı bir bina varmış ve 1865 yılındaki kayıtlarda da mevcut beş katlı olanı görünüyor ama yıkılıp yenisi mi inşa edildi yoksa üzerine kat mı çıktılar bu bilinmiyor.

    john french sloan'ın 1912'de yaptığı mcsorley's bar adlı resmi