ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir minibüste yaşanabilecek en dumur olaylar
-
minibüs şöförünün yola tükürmek için hareket halindeyken kapıyı açıp eğilmesi ve aşşağı düşmesi ve minibüsün, yolcular çığlık çığlığa iken kendi kendine gidip bi arabaya çarpması...*
çağrı merkezi diyalogları
-
-iyi günler turkcell musteri hizmetleri ben hede nasil yardimci olabilirim?
-iyi gunler hanfendi. burda bir turkcell vericisi var..
-evet?
-size girsin hehehoheoeh
-size daha yakinmis beyefendi, bence size girsin
-oeeh?
bu diyalogu yapan bayan arkadasim hic istifini bozmadan diger cagrisini almistir.
jesus'un okan buruk'u umursamaması
-
jesus dede gibi olm, farkında bile değil olayın.
benim ev sahibi böyleydi rahmetli.
howard hughes
-
howard hughes, amerika'nın en renkli ve ilginç kişiliklerinden biriydi. 1905'te houston, texas'ta doğdu. genç yaşta ailesinin zenginliğine kavuştuğunda, bu servetiyle neler yapabileceğini görmek istedi. ve gerçekten de birçok alanda dikkat çekici şeyler yaptı.
filmlere olan ilgisiyle hollywood'a dalış yaptı. ilk yönetmenlik deneyimi "hell's angels" adlı filmle oldu. bu film, havacılığa olan tutkusunu da yansıtıyordu. ancak hollywood'da sadece bir yönetmen olarak değil, aynı zamanda birkaç ünlü aktrisle yaşadığı ilişkilerle de gündeme geldi.
havacılığa olan ilgisi, sadece filmlerine yansıtmakla kalmadı; aynı zamanda bir pilot olarak da rekorlar kırdı. özel olarak tasarlanmış uçaklarla dünya çapında hız ve mesafe rekorlarına imza attı. ancak bu başarılarının yanı sıra, uçak kazaları da yaşadı. bu kazalar, onun fiziksel sağlığını olumsuz etkilediği gibi zihinsel sağlığını da etkileyebilirdi.
sonraki yıllarda, hughes giderek daha münzevi bir yaşam sürmeye başladı. halkın gözünden uzaklaştı ve tuhaf alışkanlıklar geliştirdi. kendi tasarladığı otellerde kaldı, odaları kapattı ve yıllarca dış dünya ile minimum iletişim kurdu.
1976'da uçakla seyahat ederken hayatını kaybetti. ölümünden sonra bile, mirası, serveti ve özellikle de yaşam tarzıyla ilgili birçok spekülasyon ve teori ortaya atıldı. ancak şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, howard hughes, 20. yüzyılın en ilginç ve çok yönlü kişiliklerinden biriydi.
evlenecek erkek bulamamak
-
(bkz: ne vereyim ablama)
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
benim yanımda esamesi bile okunmayacak insandır.
ben kim miyim?
"ilişkilerinde strateji kaygısı güdemeyen insan."
ne yazık ki..
iyi adamım, hoş adamım ama konu karı kız olunca benden daha iradesizi, benden daha kaypağı, benden daha beceriksizi yok maalesef.
yoksa ben istemez miyim karşımdaki hatuna bir kasparov edasıyla yaklaşmayı. barda bir kızla tanışmaya çalışırken " l şeklinde gitmeyi. "
ama yok işte olmuyor. ne yaparsam yapayım, sizin kadar ıssız olamıyorum..
2 haftadır bir kızla görüşüyorum. sevgililik arkadaşlık arası bir yerdeyiz.
son buluşmamızda saçma bir sebepten ötürü, biraz gergin vedalaştık.
haklıydım ve ilk mesajı o atmalıydı..
yazmadım, aramadım..
"sigara içmeden yapamam, orucu bozarım" diye ateist olmuş bir adamım ben, mesaj atmadan ne kadar dayanabilirim?
bu iradesizliğimi bildiğimden, mesaj atmamak için numarasını sildim.
yetmedi..
arama kayıtlarını, mesajları, herşeyi. o mesaj atınca tekrar kaydederim diye düşünüp, numarayı bilinmeze yolladım.
artık istesem de mesaj atamaz, ölsem de arayamazdım..
dakikalar geçti, saatler geçti.. yazmadı. aramadı..
çünkü o haklıydı ve ilk mesajı ben atmalıydım..
belki whatsapp mesajlarından silmemişimdir - olumsuz.
taslaklarda falan mesajı kalmıştır - olumsuz.
cevapsız çağrılar - olumsuz.
çaresiz facebook'a girip mesaj attım.
" yavrum telefonu düşürdüm ekran falan gitti, kardeşimin telefona taktım şimdi. numaranı bulamıyorum. seni arayamıyorum. beni arar mısın? seni özledim. özür dilerim. "
satrançtan öğrenilenlerin yaşama aktarılması
-
stefan zweig'ın satranç romanını akla getirir.
karşı hamleyi düşünmekten kendi hamlene odaklanamazsın, hayat da böyle. geleceği düşünmekten anı yaşayamıyoruz.
karşı hamleyi düşünmeden yapacağın hareket de mat olmana neden olur. zira yaşamda da gelecek kaygısı olmadan fütursuzca yaşamak insana sonunu getirir.
nereden baksan dilemma...
google'da yapılmış en aptalca arama
-
5 yaşındaki kardeşim tarafından,
lütfen bilgiseyar litfen.
edit: başta "tazmanya canavarı oyna", "tazmanya canavarı oyunları" şeklinde yaptığı aramalarla istediği oyunu bulamayınca ortaya bu arama çıktı.
edit2: aptallıktan kasıt da tabii ki saflık. yoksa zekasından şüphe etmek mümkün mü?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ve sonra şeytan dedi ki: "matematik yeterince zor değil, içine harfleri de sokalım."
nasuh mahruki'nin mültecileri hedef göstermesi
-
her kelimesi doğru bir uyarıdır. deprem olunca görürsünüz.
edit: ve depremden sonra herkes bir intiba sahibi oldu eminim..
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama iki gün önce eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp gitmiş
starbucks
-
genişletilmiş ürün konusunda en güzel örnektir.
sadece test ve tespit amacıyla bir doktora öğrencisi yaklaşık 6 saat burada zaman geçirmiş.
hiç bir şey almadan, yanında kendi getirdiği yiyecek ve içecekleri tüketerek.
ek olarak internetini, elektriğini ve wcsini kullanarak
karışan eden yok.. 6 saatten sonra sıkıldığı için çıkmak zorunda kalmış.
özetle insanlar buraya kahve içmek için geliyorlar, yani core product burada kahve fakat yanında sunulan hizmet ve psikolojik huzur asıl çekici kılan.
sevgilisiyle buluşanlar, ders çalışanlar, parası olmadığı için zaman geçirenler, sadece oturmak isteyenler..
amerikan kapitalizmi diz boyu eyvallah, fakat misafirperverliğiyle ünlü hangi türk çay & kahve mekanında bu kadar uzun süre kalıp bu kadar fayda sağlayıp para bırakmadan çekip gidebilirsiniz henüz ben rastlamadım.
6 şubat 2023 depremi nedeniyle zorunlu edit: firmanın ticari ahlakı örnek teşkil ediyor fakat insani değerleri maalesef sınıfta kaldı. bugün depremin 4. günü, geçmiş olsun mesajı yayınlamadılar, yardım konusuna hiç girmiyorum. otur sıfır!