ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 nisan 2014 marmaray'da çekilen fotoğraf
-
dünyanın her yerinde böyle bakanlığından yapılan açıklamaya göre bir grup kedi marmaray istasyonuna girip duvarlara çıkarak işemek suretiyle beton yapı ıslatılmış ve ortaya böyle bir görüntü çıkmıştır. avrupadaki birçok ülkede benzer durumlar gerçekleşmiştir.
işektir işek
tartışma sonlanmışken son anda edilen laf
-
var böyle bir şey. tüyler ürpertici. tekrar kavga başlatıcı.
mesela bugün tanık olduğum bir olaydan yola çıkayım;
banka kuyruğunda bekleyenler var diyelim ya da hastanede doktorun odasının önünde bekleyen kalabalık da olabilir. sıra oluşundan mütevellit ortam zaten azıcık gergindir. aniden bi itiş kakış; ''sıra bendeydi'' gerginliği çıkıyor. atışma başlıyor taraflar arasında. ''arkadaşım bi müsaade et'', ''önce ben geldim lan'' lafları tansiyonu yükseltiyor yavaştan. sonra taraflardan biri yumuşuyor, ''can sıkacak bi durum yok, güzel abim gel sen geç benim sırama'' diyor.. ortam yatışıyor hafiften, tam mırıl mırıl eden kalabalık susacakken tartışmanın taraflarından diğeri, asabi olan patlatıyor bombayı
- hah işte böyle susarsın, adam ol. !!
ya da
- illa uyaralım mı yola gelmen için !!11
ya da
- ha şöyle aferim!
ulan napıyorsun yaa :((( niye kışkırtıyosun adamı? sonra kesin büyük bir kavga çıkıyor, daha bugün gördüm. sus işte adam hazır alttan almış.
o son anda edilen laf var ya laf! kanın beyne sıçradığı andır. arada susmak lazımdır.
demet akalın'ın 19 yıldır türk popunu forse etmesi
eski sevgiliyle yeniden başlamak
-
eğer gerçekten ayrıldığınız için pişmansan, eğer gerçekten onu özlediysen, eğer gerçekten ondan başkasını düşünemez olduysan, eğer gerçekten doğru kişi olduğunu hissediyorsan hiç düşünme, sonuna kadar şansını dene.
pizza bile sonradan ısıtılınca birşeye benzemez diyecekler. çöpe döktüğün yemeği yer misin diye soracaklar. yapma çocuğum yapma evladım diyecekler. bokun içinde tohum arama diyecekler. tembellik korkaklık diyecekler. soğuk bulgur pilavı diyecekler. bokun üstüne şeker dökülmez diyecekler. ısırılmış gofreti tekrar yemek diyecekler. olumsuz yorumlara kulaklarını tıka.
çok beğendiğin ama yarısında uyuyakaldığın bir filmi tamamlamak gibi düşün. bir uçak kaçırdığını ama cebinde kalan son parayla aynı yere giden bir sonraki uçağa bilet aldığını düşün. bisikletten düştüğünü, kanayan dizine rağmen tekrar binip eve kadar gittiğini düşün. çıkmış omzunla bir futbol maçını tamamladığını düşün. onunla eskisi gibi mutlu olabileceğini düşün. çocuklarınızın neye benzeyeceğini düşün.
vizesinden 10 aldığın dersi geçebilmek için çok çalışman gerekir. tekrardan mutlu olabilmek deyince aklına bunu getir ve daha çok çabala. o çabalamasın bırak sadece sen çabala. hocan saçma sapan notunu
kırsın. sen gerçekten çalıştıysan, çabaladıysan karşılığı gelecektir sabırlı ol.
gerçekten istediğini nasıl anlayacağına gelince, kaç saat uyuyorsan 24 ten çıkar. ne eksik ne fazla, bir an bile aklından çıkmıyorsa tamamdır. allah mesut etsin.
aylar sonra gelen edit: başlık hortlayınca entry dikkat çekmiş. soranlar var, en azından şansımı denemedim demiyorum. içim rahat. kendisine de yeni sevgilisiyle mutluluklar dileyelim. kaybeden o oldu.*
muhteşem yüzyıl
-
kanuni'den sonra tahta kim oturacak diye tahminler yapanların olduğu dizi. "favorim selim" diyen olmuş bir de. yok yok cidden bir deneyin parçasıyız millet olarak.
90. oscar ödül töreni
-
kazananları belli olan ödüller.
http://www.oscarboy.com/…ademi-odulleri-kazananlar/
film: the shape of water | guillermo del toro, j. miles dale
yönetmen: guillermo del toro | the shape of water
erkek oyuncu: gary oldman | darkest hour
kadın oyuncu: frances mcdormand | three billboards outside ebbing missouri
yardımcı erkek oyuncu: sam rockwell | three billboards outside ebbing missouri
yardımcı kadın oyuncu: allison janney | i tonya
özgün senaryo: get out | jordan peele
uyarlama senaryo: call me by your name | james ıvory
kurgu: dunkirk | lee smith
görüntü yönetimi: blade runner 2049 | roger deakins
prodüksiyon tasarımı: the shape of water | paul d. austerburry, shane vieau, jeff melvin
kostüm tasarımı: phantom thread | mark bridges
özgün müzik: the shape of water | alexandre desplat
özgün şarkı: “remember me”; coco | kristen anderson-lopez, robert lopez
makyaj & saç tasarımı: darkest hour | kazuhiro tsuji, david malinowski, lucy sibbick
ses kurgusu: dunkirk | richard king, alex gibson
ses miksajı: dunkirk | mark weingarten, gregg landaker, gary a. rizzo
görsel efekt: blade runner 2049 | john nelson, gerd nefzer, paul lambert, richard r. hoover
yabancı film: a fantastic woman (şili) | sebastián lelio
animasyon: coco | lee unkrich, darla k. anderson
belgesel: icarus | bryan fogel, dan cogan
kısa film: the silent child | chris overton, rachel shenton
kısa animasyon: dear basketball | glen keane, kobe bryant
kısa belgesel: heaven is a traffic jam on the 405 | frank stiefel
7 numaralı dükkanda ne açardınız
-
koordinatlar komegene çiğ köfteyi gösteriyor
vücut geliştirme ile ilgili yanılgılar
-
yanılgı: vücut geliştirirsem herkesi döverim.
gerçek: ağzıma sıçtılar.
pınar deniz
-
kaçılın (bkz: kaçıl) ben de laf söylemeye geldim. bu arkaaş kimdir, necidir daha önceden görmüşlüğüm/bilmişliğim yoktu. taaa ki kapı komşumuz olana kadar. kendisinin az ünlü olmasında değil, ben alakasız birisiyim bu isimlerle. kimseyi tanımam genelde.
bahçeli bir evde oturuyordu kendisi. hani şu yan komşusunun (bkz: nursel ergin) duvara kulağını dayayıp kavgalarını dinlediğini ayan beyan televizyonlarda söylediği evden bahsediyorum. demiştim ki "ulan yazık insanlara, özel hayat denen bir şey var. nasıl bunu yapabilirsin". çok net hatırlarım. ben de o sitede oturuyorum efem. site dediysek öyle mütüş bir yer de değil. yanlış anlaşılma olmasın.
sonrasında bir köpek geldi bu arkaaşın bahçesine. dalmaçyalı gibi. sevimli bir şey. zaten köpeklere bayılan bir çift olduğumuz için uzaktan seviyoruz eşimle biz. duyduğum kadarıyla sahiplenmiş barınaktan. araştırıp bakmadım. doğrudur.
köpek sürekli havlıyor. sürekli ama. çünkü dışarıda kalıyor. artık ilgi mi istiyor yoksa içeri girmek mi bilmiyorum. ama mütemadiyen ben köpek sesiyle yaşadım uzun bir süre. çok da sorun değil. diğer komşumun küçük köpeği çok daha fazla havladığı için :) alışkınım zaten bu sese. artık umursamıyordum bile.
sonra bu köpek gitti. yerine bir tane golden geldi. goldenlar zaten default olarak aşırı sevimli oldukları için biz eşimle daha da seviyoruz bunu uzaktan. diğer köpek neden gitti bilmiyoruz. sonrasında farkettik ki bu köpek de bahçede yalnız... kimse yok ilgilenen. biz "yok canım öyle şey olur mu" falan diyoruz ama oluyor öyle şey işte. hayvan yalnız...
yazın hava leş gibi. oturduğumuz yere güneş günün belki 8-9 saati direkt olarak vuruyor. aynı şekilde o bahçeye de. hayvan yine yalnız. garibim gölge buluyor falan küçük bir yer oraya yatıyor. gölgede bile 35 dereceyi bulan sıcakta hayvan bunalıyor. saatlerce. günlerce. haf-ta-lar-ca...
işim gereği evden çalışma lüksüm var ve geçtiğimiz yaz bizzat şahit oldum bu duruma. birisi gelip muhtemelen suyunu ve mamasını veriyordu o hayvanın ama mevzu su ve mama değil. mevzu o hayvanın haftalarca o kavurucu sıcakta yalnız başına yaşamaya bırakılması.
hani hayvansever falan diye biliniyorsa söyleyeyim dedim. benim gözlemlerim tam olarak o değil çünkü.
konuşmasını da dinlemedim (dediğim gibi hiç alakam yoktur ama gündemden düşmedi günlerdir) ve dinlemeyeceğim de ama eğer herhangi bir yerinde hayvan sevgisinden bahsediyorsa aklıma hemen zamanının meşhur videosu geliyor. hatırlayan hatırlar...
- hass...tr demek istiyorum.
bunu da çok düşündüm yazsam mı yazmasam mı diye. sonra dedim ki sonuçta ben kulağımı duvara dayamıyorum. ortada eziyet çeken bir hayvan var. birileri de -bir şekilde hayvan sevgisi üzerinden prim yapıyorsa- en azından bu saçmalığı bilsin bir kısım insan istedim.
ne de olsa sadece konuştuklarımızdan değil, sustuklarımızdan da sorumluyuz.
lanet olsun debe editi: bir ton mesaj geldi. inanan inanmayan. tek bir entrymin olduğundan yola çıkarak yalan söylediğimi sananlar. sözlük zamanında çok güzel yerdi ama sonrasında bu hale geldi işte.
(bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi)
(bkz: bütün entry'lerini silen yazarlar listesi)
bi bu kadar da yerin altında vardık. peeeeh. (dede efekti)