hesabın var mı? giriş yap

  • bedensel engellinin ve zihinsel ozurlunun toplumdaki yerini kanitlayan utanc abidesi. ( yillarca uzak kalmis oldugum felcli ablami ankara ya gittigimde ici acilsin, ozel bir gun olsun diye atakule nin restoranina eski anilari yad etmek, yeniden kavusmanin sevincinde sevgiyi sicakligi paylasmak uzere goturdugumde, asansore binip yukari cikana kadar her sey cok guzeldi lakin asansorun bittigi yerde restoran bolumune gidebilmek icin bir suru merdivenin tirmanilmasi gerektigini gorunce caresizlik icinde geri donusumuz yuregimize coreklenen bir acinin esliginde son bulmustu.) onca murekkebi yalayip o koca kuleyi dikme planlarini cizen zihniyetin engelliler adina gostermis oldugu aciziyet ve koca bir ayipin ankara nin gobeginde butun gorkemi ile arz i endam ettiren heyulasidir.

  • dolu dolu 13 sene, sıfır çocuk sıfır sorun.

    gecenin 4 ünde arabaya atlayıp 600 km uzaktaki antik kenti görmeye gitmek, sabah kahvaltıdan sonra şirince'ye şarap tatmaya gitmek, 2 küçük valizle istediğin ülkeye seyahat etmek. hatta son gittiğimiz tanzanya'ya tek büyük bir bavulla gitmek. akşamları evde rahatça film izleyip 12 den sonra iki tek atmaya rahatça çıkmak. iki kapılı araba sahibi olup bagaja ihtiyaç duymamak.

    neşe ve huzurla dolu 13 sene ve daha nice senelere.

  • uzay içindeki bir noktayı tanımlayabilmek için mekanın yanı sıra zamana da ihtiyaç duyulması nedeni ile 4. boyut olarak tanımlanması durumudur.

    örneğin beni uzayda bulabilmek için koordinatlarımı bilmeniz yetmeyecektir. aynı zamanda o koordinatlarda hangi tarihte de olduğumu bilmeniz gereklidir. aksi halde benim şu anda bulunduğum yerde bulunan başka biri ile karşılaşabilirsiniz. yani; uzayı tanımlayan 4 adet bilgi kullanılmaktadır.

    boyutlarda ileri geri gidebilirken zaman boyutunda ileri geri gitmek mümkün görünmüyor şimdilik. olay tanımlarken bunu yapabiliyoruz ama gerçekte zaman içinde yer değiştirmek mümkün iken, zaman içinde yer değiştiremiyoruz, o kendi hızında ilerliyor sadece. ancak hızlandığımızda zamanı yavaşlatabildiğimizi ve ışık hızında zamanın duracağını biliyoruz (hesaplarla tabi). peki bu trend ile, ışık hızının üstündeki hızlarda acaba zaman tersine akıyor olabilir mi?

    tabi zamanın ne olduğu konusu hala belirsizdir. zaman bilgisi olmadan olaylar ve ilişkileri, bağlantılar tanımlanamıyor. ancak zaman diğer 3 boyuta benzememektedir, değişim göstermektedir. 4. ve daha üst boyutları gözlemlemek mümkün olmadığı için bunları hesaplamalar ile ortaya koymak mümkündür.

    programlamada, matematikte, modellemede falan çok boyutlu işlemler yapılabiliyor. burada 4. ve daha üst boyutlardaki olaylar ihtiyaca göre zaman dışında tanımlanabiliyor. örneğin; bir firmanın 3 tane ürünü var (patates kızartması, halka cips, çubuk cips) ve bu ürünlerin 4 tane farklı boyda ambalajı var (mini, normal, maksi, mega). ayrıca bu ürünlerin de 3 farklı tadı var (baharatlı, peynirli, mantarlı). son olarak ta bu ürünlerin 5 ayrı ülkede 20 farklı şehirde satıldığını düşünelim.

    baharatlı, mini boy, peynirli çubuk cipsin, italya'daki (4. ülke), napoli (italya'daki 3. şehir) kentindeki satış rakamını tanımlayan değişken tam 5 boyutludur ve satis_ciro (3,1,2,4,3) şeklinde gösterilebilir. tabii ki bu boyutlar matematiksel soyut boyutlardır, uzay boyutları değil. ama boyutların bir şeyi nasıl tanımladığına iyi bir örnek olabilir belki.

    biraz dağınık oldu ama kısacası 4 boyut zaman olarak kullanılsa dahi işinize yarayacak başka bir bilgi 4 boyut olarak kullanılabilir. ama uzay içinde nokta tayini 4 boyut ile yapılır.

  • turabi, gönüllüler 5 kişi kalınca klasik döngüyü an itibariyle başlattı.

    - acun abi, 5 kişi kaldık, bir elin beş parmağı gibiyiz, birimiz gitse...

    sonrasında:

    - acun abi, 4 kişiyiz, bir arabanın dört tekeri gibiyiz, birimiz gitse...

    daha sonra:

    - acun abi, 3 kişiyiz, sacayağı gibiyiz, birimiz gitse...

    çok sonra:

    - acun abi, 2 kişiyiz, afedersin karı-koca gibiyiz, birimiz gitse...

  • karadelikleri evrenin gideri olarak gören insanlar tarafından sorulabilecek bir soru.

    karadelik denilen zımbırtı, çok büyük kütleli yıldızların enerjisini tükettikten sonra sahip olduğu kütle yüzünden kendi içine çökmesiyle oluşur. bu ilginç arkadaşların varlıkları neredeyse kesindir. (bkz: kuasar)

    sonuç olarak; bir karadeliğin çekim gücü sonsuz değildir elbette. karadeliğin kütlesi, kendini oluşturan yıldızdan daha az olacağı için çekim gücü de sonlu olacaktır. yani güneş, nasıl ki dünya'yı ve diğer gezegenleri emmiyorsa bir karadelik de kendi yörüngesinde dengede dolanan cisimleri emmek zorunda değildir.

    eğer böyle olmasaydı; galaksimizin çekirdeğindeki karadelik önce kendi etrafındaki yıldızları içine çeker, kütlesini giderek büyütür ve sonunda tüm galaksiyi yutardı.

  • yeni otobüslerinde öndeki koltukla arada 1 metre boşluk bırakmışlar. önceden bacaklarımızı sığdırmanın tek yolu dizlerimizi burnumuza değdirmekti. şimdi kulaklığı tvye takmak için uzatma kablosu gerekli. öndeki adam koltuğunu 180 derece yatırınca artık dansöz gibi kucağınıza yatmıyor siz de alnına para yapıştıramıyorsunuz haliyle. çok rahat ve modern olmuş ama nedense laz bir müteahhit gibi ulen bu boşluklara 10 tane koltuk sığardı ne müsrif adamsın kamil demekten kendimi alamadım.

  • plastik cerrahi asistanı olarak nöbetten yazıyorum, şartlar düzelmediği takdirde ileride parmağınız koptuğunda 450-500 bin tlye özele gideceksiniz veya güdük parmakla gezeceksiniz yavaş yavaş hepimiz istifa edeceğiz

    “sen devletin bir memurusun işini beğenmiyorsan s.git. “

    yazan gerizekalı arkadaşım umarım bir gün hastaneye ihtiyaç duymazsın. önyargıların yüzünden belki bugün göremiyorsun ama olay hekimlerin istifasının cefasını yine halkımızın çekecek olması, biz s.gideriz.

    edit: mesaj kutuma böyle fiyat olmaz diyenler görüyorum, onun icin yazma gereği duydum.

    1 hafta önce 3 parmağı koptu bir işçinin, patronuyla acilde karşılaştık ne gerekiyorsa yapalım diyen adama izmir’de el için özelleşmiş bir hastanenin numarasını verdik. tetkikler gönderildi telefonlar edildi, fiyat aldı, 480 bin tl. fiyatı duyunca aynı patron hocam siz dikin vakit kaybetmeyelim demeye başladı. hem personel hem aletlerin kalitesine rağmen 17 saat ameliyat edildi hasta. 3 parmağı da yaşıyor onca soruna rağmen. karşılığında aynı patron fizik tedavi ücretini karşılayacağına cevizli baklava getirdi sağolsun. bugün o ameliyat başarıyla yapıldı. peki yarın ?

  • az bile yapmış. cenazede bari saygınız olsun . ölmüş lan adam yakınını kaybetmiş hala fotoğraf derdinde. ben olsam o telefonu alır bir tarafına monte ederdim.

  • üniversite birinci senemde rotary klübü'nün sakarya temsilciligi bana burs bağlamıştı.
    99 depreminden sonra ise öğrencilerin çoğu ya öldüğü icin ya da artık sakaryayı terk ettiklerinden (elvada adapazari) burslar kesildi.
    eylül, ekim, kasım, aralık... bi' umutla hep baktım banka hesabına ama boştu. sonra şubat tatilinde izne gidince temsilciliğe uğrayıp ''ben ölmedim.'' demiştim. onlar da ''tamam, yaşadığını haber verenlere burslarını göndermeye devam ediyoruz.'' demişlerdi.

    sene sonu o yılki bursumu toplu olarak yatırdılar. paranın bi' kısmını anneme göndermiştim.

    ''ben ölmedim. bursumu yatırmaya devam eder misiniz?''

    yıllar sonra gelen edit:
    benimki hayatını kaybedenlerin yanında ne ki...bursunu kaybetmişsin altı üstü. 99 depreminde hayatını kaybeden, hayalleri yarım kalan, cenazesinin kaldırılmasının ardından eve kazandığı üniversitenin zarfı gelen insanların hikayeleri yanında bunu yazdığıma utanıyorum şimdi.