hesabın var mı? giriş yap

  • yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.

    bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.

    biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.

    türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.

    rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.

    korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.

    bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.

    şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.

    not: evet yaşlıyım.

  • insanların canına kastetmekten yargılanıp mahkum olup hapiste çürüm çürüm çürümesini dilediğim bir insan demeye bin şahit kişinin gerçekleştirdiği korkunç olay.

    ben evimde ailemle oturup çay içiyorum, bunun gibi magandalar yüzünden yanımdaki çocuğum, eşim ya da ben can veriyoruz. inanılır gibi değil.

  • bir malatyalı olarak gurur duyduğum beyanat.

    hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. bana einstein'ın şu vecizesini hatırlattı;

    "üçüncü dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum, ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak, ve malatya'da olacak. malatya çok önemli olacak, kayısı ha keza öyle. sevgiler"

    rahmetli özal keşke bugünleri görebileydi. rahat uyu atam. olmaz öyküler!

  • çocuğu köpekler yemiş yahu, siz neyin kafasındasınız? neyi savunuyorsunuz? rahatsız olmamak mı gerekir bundan? normaldir olabilir böyle şeyler denip geçilmeli mi?

    sokak köpekleri bir güvenlik sorunudur ve çözülmelidir.

    evet tek güvenlik sorunu değildir ancak tüm sorunları aynı anda çözmek zorunda değiliz, hangisini çözsek kar.

  • japonyada 1 milyona yakın kişide olduğu düşünülen problem. her ne kadar erkeklerde daha sık görüldüğü gibi bir düşünce varsa da bunun böyle olmayabileceği; sadece ailelerin erkekler ve kızlardan beklentilerinin farklı olması dolayısıyla rapor edilen hastaların daha çok erkeklerden oluşması gibi bir ihtimal söz konusu. yani aileler kızlarının odasına, eve kapanmasını daha normal buluyor gibi bir durum var ortada.

    bu sorunun nedenleri arasında okulda dışlanma ya da kötü bitmiş bir ilişki olabileceğine inanılıyor. japonlarda sık görülmesinin nedeninin eski japon edebiyat yapıtlarının yalnızlık ve asalet gibi kavramlara çok önem vermesi olabilirmiş. ayrıca japonyanın istihdam durumu, yüksek seviyeli işler için uzun yıllar süren eğitimlerin gerekli olması, bu eğitimlerin sonrasında da zaten bu işlerin, bu çocukların babaları ya da dedeleri tarafından doldurulmuş olduğunu görmek gibi nedenler de bu sosyal geri çekilmeyi tetikleyen faktörlerden (bir an için bizim insanımız ne yapsın o halde diye düşünmedim değil). yine aynı şekilde hikikomori'ye sahip çocuklar genelde ailesinin uzun yıllar bakabileceği orta sınıfa mensup kişiler. çünkü daha dar gelirli olan ailelerde çocuk küçük yaşlarda çalışmaya başladığı ya da en azından sorumlulukları daha belirgin olduğu için bu sosyal çekilme ile karşılaşmıyorlar. japonların diğer ırklara göre biraz daha iyimser olmaları ve ailenin, çocuğa olan sabırlı ve oluruna bırakan yaklaşımı hikikomori'nin süresinin uzamasına sebep olabiliyor.

    hikikomori'li gençler nadir durumlarda aşırılığa kaçıp saldırgan hareketler sergileyebiliyor. bu saldırıların kendi sosyal eksikliklerinin, sosyal olabilen diğerlerine karşı nefret olarak dışavurumu olduğuna inanılıyor ama bu gibi durumlar çok da fazla olmuyor ve zaten şu an japonyada hikikomori hala öncelikle ailelerin ilgilenmesi gereken problemler listesindeymiş.

  • 7 haziran 2020'de rize'de( ikizdere- sivrikaya mevkii) bir tır devrildi. 1 kişi öldü, tır 21 ton iran çayı taşıyordu. mevzuattaki boşluklardan yararlanılarak kaçak çayların( pek azı faturalı ve kayıtlı, büyük bir bölümü de kayıt dışı) yıllardır rize'ye getirildiği ve "türk çayı" olarak harmanlandığı ve paketlendiği çay üreticileri dayanışma derneği başkanı tarafından açıklandı.

    "çayın susurluk vakası" olarak ararsanız sonuçlara ulaşırsınız. sahi bu ülkede kirletilmeyen- bozulmayan ne kaldı ?

  • benim ailem bu. yaptılar bizi saldılar ortaya. elde avucta bir şey yok. ben çocukken ayrılıp yeni hayatlar kurdular. halen yoksullar. arada bir para gönderiyorum. zengin falan da değilim hani, maaştan artan 2 3 kuruşu. evlenmek istiyorum ama nasıl olacak bilmiyorum. milletin anası babası çocuğunun dairesini, arabasını alıyor. hiç olmadı altın takıyor, bir seyler yapıyor. bizimkiler yapamaz biliyorum. bir de bana hayat dersi veriyorlar kendilerince. artık yaşın geldi evlen diyorlar. tabi aq, sizi tatmin etmek için evleneyim. düğün ve ev kurma borcunu siz ödemeyeceksiniz ne de olsa.

    tanrı bana da şu fakirlerdeki boş ve temelsiz özgüvenden versin. ama ne yapacağımı biliyorum. bu dünyaya ailem gibi eniyle boyuyla düşünmeden çocuk getirmeyecegim. ben çektim o çekmesin. durumum çok iyi olursa ayrı tabi.

    edit: onlarca mesaj aldım, çok teşekkür ederim. biraz düşününce onların da süper haksız olduğunu düşünmüyorum. çünkü insan nasıl büyütülür, nasıl bir çevrede yetişir ise öyle davranıyor. doğruyu öyle kabul ediyorlar. ama kendilerini değiştirip bir adım öteye geçmiyorlar. bu yüzden ebeveynlerin günahını çocukları çekiyor. ne olursa olsun büyüklerin yaptığı kötü şeyleri tekrar etmeyelim.

  • bu konu hakkında detaylı detaylı yazıp da kimseyi sıkmak istemem ancak söyleyebileceğim en kısa, en net ve en önemli şey şu ki; vereceğiniz karar, üçüncü şahısların fikir ve düşüncelerinden tamamen bağımsız olsun. üçüncü şahıs derken sadece sizin için bir şey ifade etmeyen insanlardan bahsetmiyorum. buna aileniz ve yakın arkadaş çevreniz de dâhil.

    iki insanın arasında geçenleri yalnızca o iki insan bilir. başka kimse değil. dışarıdan nasıl görünürse görünsün, gerçeği yalnız siz bilirsiniz.