ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
must ile have to arasındaki fark
-
en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.
must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.
örnek:
you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.
olumsuz:
you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.
görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.
20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bir erkeği eski sevgilisinin gidişi değil, perdeyi takarken “düğme atlamışsın oğlum” diyen annenin lafı yıkar.
ışid'in elindeki 49 rehinenin 46'ya düşmesi
-
49-46-39-26-16-6-0 formülüyle ta-ma-men sı-fır-la-na-cak-tır.
sherlock
-
izledikten sonra çevremi ve olayları gözlemleyerek inanılmaz çıkarımlarda bulunmaya başladığım dizi:
"banyonun ışığı yanıyor, içeride biri var. kardeşim yanımda olduğuna göre demek ki annem."
gibi.
ne kadar kaba davranırsam o kadar iyi geçiniyoruz
a haber'in bacakları kesilen köpek haberi
-
adamlar, iyi güzel saf masum olan her şeye düşman.
kötülüğün neferi olmaya yemin etmişler.
yanılır şaşar da masum bir varlığın hakkını savunuruz diye ödleri kopuyor.
stendhal sendromu
-
tıp kaynaklarında da rastlayabileceğiniz, yani kabul görmüş bir sendromdur.
aşırı güzellik/görkem/yücelik karşısında kendinden geçme/bayılma, halini tasfir eder. birbinden alakasız gözükse de, kant'ın güzellik anlayışından tasavvufa kadar birçok konuda referans olarak verilebilir.
ayrıca bu sendromu -ömründe bir kez bile olsa- yoğun hissedebilcek bir insan, birçok açıdan çok şanslıdır...
hugo almeida
işkence kanıtı olsun diye kendi kolunu kırdın
-
yüce yargımızın son mucizesi.
izmir'deki gezi parkı protestoları sırasında gözaltına alınan ve 5 ay tutuklu kalan göksel yerdut, gözaltı sırasında kolunun kırılması nedeniyle polis hakkında suç duyurusunda bulunmuş savcı da “işkence iddialarına delil olarak ileri sürmek üzere, kendisine takılan kelepçe ile iki kolunu gerdirerek kendisine zarar vermeye çalıştığı, kelepçeli sol kolunu karnına sıkıştırdığı ve böylece kolunu kırdığı…” na karar vermiş.
http://www.radikal.com.tr/…di_kolunu_kirdin-1173186
ne güzel memleket lan.
• tecavüz olur. 13 yaşındaki kız çocuğu suçlu olur.
• yolsuzluk olur. paralel devlet olur.
• rüşvet ortaya çıkarılır. adı bağış olur.
• kara para aklayan terör destekçisi tutuklanır. adam hayırsever olur.
iyi bari tecavüze uğrayana kendi kendini sikmişsin demiyorlar. buna da şükür!
deizm
-
cogu insanin inandigi gibi ateizm'e giden yolda bir durak olmayan, etrafinda olan seyleri, herkesin tanridan geldigine inandigi ve cogu kimsenin de sorgulamadan koru korune uydugu kitaplari mantik cercevesine oturtmaya calisan, bunun neredeyse imkansiz oldugunu gorunce, belki de uzun zamandir dusundugu evren nasil yaratildi sorusunun mantikli tel cevabinin tanrinin varligi oldugunu kabul eden, fakat dunyayi ve insanlari yaratmis tanrinin bu kitaplari yazacak, gonderecek bir olgu olmadigina inanan insanlarin dinidir. ulkemizde fazla bilinmedigi icin bircok asilsiz yorumla karsi karsiya kalan dinlerden biridir... bir de alinti yapmak gerekirse:
deizm (neden tanrıcılık): tanrı'yı sadece bir ilk neden olarak ileri süren ona başkaca hiçbir nitelik ve güç tanımayan akılcı din öğretisidir. kurucusu j. toland (16 yy.) vahiy ölçüsünün yerine akıl ölçüsünü koyar. "bilime uygun bir doğal dini önerir." (rousseau ve voltaire de deizmi savunanlardandır.)
prestij kaybeden meslekler
-
şanlı türk ordusunun korkusuz askerlerinin kaybettiği prestij kadar hiçbir şey değer kaybetmemiştir bu ülkede.
en ahlaksız yerli şarkılar
-
bir güzellik yapsana
gece benle kalsana
kitabına uydur gel uysa da uymasa da
çekeceğin var elimden
alacaklıyım teninden
ne dediğimi anladın sen
acil durum uyansana
(bkz: bir guzellik yapsana - murat dalkılıç)
duydugum abazan sarkıların başında gelir. pes.
3 eylül 2014 türkiye finlandiya basketbol maçı
-
cenk'in üçlüğüyle goool diye tavana zıpladığım maç. napalım amk gundiyiz anlamıyoz ama ülkemizi seviyoz.