hesabın var mı? giriş yap

  • bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada

    böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.

    edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)

    edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.

    algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link

    edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)

  • --- spoiler ---

    "yaklaşık 20 sene kadar önce komikaze.net sitemde, kendi içeriklerimin yanında dünyadan sanatçıları ve eserlerini de tanıtmak amacıyla bir süre karikatürler yayınladım. "
    --- spoiler ---

    karikatürden adamın imzasını keserek tanıtmış arkadaş..

    karikatürün orijinali

    bu da erdil'in sitesinde "sanatçıyı tanıtmak için" (!!!) yayınlanan sanatçının imzası kesilmiş versiyonu.

  • eğer sunum yapıyorsanız jest ve mimiklerinizle izleyicilerinizin dikkatini canlı tutun. ara sıra ufak espriler yaparak onlarla bağlantınızı koparmamaya çalışın.

    konuşmadan önce ses kontrolü yapın mutlaka, sesinizin arka taraflardan da duyulduğundan emin olun. rahat olun, sahne gibi bir yere çıkacaksanız derin nefes alıp verin ve öyle çıkın.

    mümkünse yanınızda bir ufak pet şişe su olsun. heyecandan dolayı boğazınız sık sık kuruyacaktır.

    bir müddet sonra zaten alışmış olursunuz bütün bunlara.

  • ağaçlar olmalı.insanlar bi kötülük yaptığında,doğaya zarar verdiğinde oksijeni tak diye kesmeli.bak bakalım bi daha yapabiliyo mu?
    evet güzel fikir,ağaçlar olsun dünyanın hakimi.

  • aç kalınan bir günde dışarıdan sipariş verilmesi, kapıyı açınca kapıda kişinin babası yaşında birisinin yağmurdan sırılsıklam olmuş bir şekilde kat kat giyinerek gelmiş, biraz da zorla konuşarak iyi akşamlar diyerek siparişi uzatması. üzerimde yarım kollu tişört falan vardı benim de, ev sıcak. herif belli ki üşümüş, babam yaşında, bana siparişimi getiriyor. benim dışarda yağmur yağdığından bile haberim yok. oturuyorum öyle sik sik evde.

    ulan dünya bazen öyle boktan bir yersin ki.

  • "akşam gelir gelmez vurucam kafayı yatacam" cümlesidir.
    akşama kadar köprünün altından çok sular geçer, uyku açılır.
    o tatlı uyku özlemi haftasonuna sarkıtılır.

  • (bkz: 17 nisan 2020 ingiltere turkiye ucak seferi)

    bir hafta onceki ucusun ardindan karantimanin 7. gunundeyim.
    otruma düzenini ben de sorguladim, ancak mesafeyi ayarlamak icin 1 uçak dolusu yolcu icin en az 2 ek ucak daha sefere katilmaliydi. böyle yapılsaydı da bilet fiyatları çok daha pahali olacakti. hatta geçenlerde gördüğüm bir başlıkta, birileri £222 thy fiyati konusunda mizmizlanyordu ki thy'nin normal tarife fiyatlari bu civarlardadir.
    benim ucusum 222 pound, 3.5 saat londra -ankara ucusuydu.(ekleme: bunların yanı sıra uçuş prosedürleri ile ilgili hiç bir fikrim yok, belki öyle kolay değildir bunu ayarlamak)
    uçağa binmeden önce heathrow'da saatlerce bekledik, hiç kimse hava alanı yönetimine veryansın da etmiyor neden yeterli oturma alanı yok diye. yer yoktu oturacak, her yanım tulum- gözlük-maske giyinmiş çinli ile doluydu.

    ek olarak ankara'ya inişin ardından 3 saatlik otobus yolculuğu ve 14 günlük karantina süresinde tirnak makasindan camasir suyuna, yeni nevresimlerden su isticisina kadar tum ihtiyaclar a dan z ye hazir beklemekteydi. 4 kisilik odada tek basima kaliyorum, internetim ve cayir cayir yanan kaloriferler cabasi.
    ayrıca gunde 3 ogun taze yemek, su, cay, kahve gibi seyler ile birlikte ( et yemedigim halde etli yemeklerden dolayi sizlanmiyorum, sizlanamiyorum ) karantina sonunda herkesin gitmek istedikleri şehirlere nakil işlemlerini yükleniyorlar.
    durumumun ozetini ıngiltere'deki arkadaslarima bahsedince her birinin agzi acik kaldi, bedava oldugunu duyunca gozleri portledi. acik soyliyeyim nadir olarak ulkemle ovundugum durumlardan birini yakaladim ve en kucuk detayina kadar anlattim etrafima.

    not dusmeliyim ki gece gündüz tam korumayla bize yemek, temizlik hizmeti veren tüm emekçilere de minnettarım. onlar da kendilerini riske atmakta ve ellerinden gelen çabayı göstermektedirler, belki istemeye istemeye geliyorlardır işe, eminim lanet de ediyor sorguluyorlardir da. buna rağmen güler yüzlerini esirgemiyorlar bizlerden. uçuş sonrası stresli oluyor herkes, virüsun bulaşmış olma olasılığı, yorgunluk, uykusuzluk ve açlık biraz geriyor ve biraz buyurgan oluyor çalışanlara karşı, biraz daha dikkat etmek gerekir.

  • hubble teleskopu ve diğer gözlem araçlarından elden edilen veriler kullanılarak yapılan yeni bir galaksi sayımı sonucuna göre gözlemlenebilir evrende, daha önce tahmin edilen galaksi sayısından 10 kat daha fazla sayıda, yani en az 2 trilyon galaksinin olduğu anlaşılmış.

    lütfen dikkat edin; evrenin tamamından değil, sadece gözlemlenebilir evrenden bahsediliyor ve bu da en az 2 trilyon galaksi içeriyor. peki galaksi neydi hemen onu hatırlayalım: 10 milyon ila 1 trilyon arasında yıldız içeren sistemdi. mesela samanyolu galaksisi, güneş sistemini de içeren bir galaksidir ve güneş, bu galaksideki yıldızlardan yalnızca birisidir.

    öylesine büyük bir saçmalığın içerisindeyiz ki hiçbir saçmalık aslında gerçekten bir saçmalık değil! kafam olmuş 2 trilyon, kızılay'ın ortasına çıkıp şu amca gibi oynasım var yemnederim.