ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barda hatunla muhabbet açma klişeleri
-
-bora ben.
+hangi bora?
-wolksvagen bora.
-sik beni.
yaşayın bunu. gerisini getirin.
15 eylül 2020 cübbeli ahmet'in ifşası
-
iyi olmuş. 21. yüzyılda müridlik yapan avellere at eti bile fazla.
düğün pastasını önce annesine ikram eden damat
-
videoda akp'ye üç oy görüyorum.
21 mayıs 2018 dolar kuru
-
birkaç ay önce r4bia diye dalga geçiyorduk, simdi r4bia olsa “dolar dip yaparken sesi cikmayan eksici” derler bizle dalga geçerler.
griz mriz yoh, ehonomi çoh eyi.
2 aralık 2015 rusya savunma bakanlığı açıklaması
-
rus savunma bakanlığı stay tuned deyip, haftaya devamı gelecek şeklinde yaptığı açıklama. lan yoksa fuat antonov? :)
efe aydal'a köpek çetesinin saldırması
-
köpekler npc gibi bir sınırı geçince agro kaybediyor.
edit: kafamdaki şeklini de muzik ekleyerek video ile paylaşayım.
aşı yaptırmayanlara kız bile vermeyeceğiz
hiç konuşmadan oturan çift
-
bir defasında yağmur yağıyordu. canım onu seyretmek istemişti. koltuğu ite kaka pencerenin önüne uzatıp ışıkları kapattım, perdeleri açıp oturdum seyretmeye başladım. sevgilim öbür odada bir şeyler yapıyordu, biraz sonra o da geldi. n'aptın naapıyosun falan demedi hiç. geldi yanıma oturdu. sabaha kadar, belki 4-5 saat tek kelime etmeden orada oturup yağmuru seyrettik. o ilişkiye dair en mutlu olduğum anlardan biri o.
bir başka günse yine o koltukta oturmuş dışarıyı izliyordum, o da içeride telefonla konuşuyordu. konuşması bitince geldi, o konuşmaya dair bi şeyler söyledi. oradan konu konuyu açtı, çocukluk arkadaşlarından komplo teorilerine, avrupa göçmen politikasından hooke newton kavgasına kadar non stop konuşup durduk belki 7-8 saat. izleyelim diye seçtiğimiz film ilk sahnesinde pause'da kaldı öyle. güneş doğunca kapatıp yattık.
bir başka gün bi restorandaydık. hararetli hararetli bi şeyden konuşuyorduk. bi onun bi benim telefonum çalıp duruyordu, ikimiz de reddedip reddedip duruyorduk. sonunda yeter ama diyerek telefonları sessize aldık. konuştuğumuz şey bitince de açmadık, susuşup tek kelime etmeden biralarımızı içerek uzun uzun daha oturduk öyle denizi seyrederek.
bi başka gün tek başımaydım. çok güzel göründüğü için ona göndermek üzere ayın fotoğrafını çekmeye çalışırken ondan bana ayın fotoğrafı gelmişti. beraber bile oturmuyorduk. 3200 km mesafedeydik.
bir başka gün ayrılmaktan konuşuyorduk. aslında o konuşuyordu, ben ötelere bakıp susuyordum.
başka bir gün yine ayrılmaktan konuşuyorduk. aslında ben konuşuyordum, o ötelere bakıp susuyordu.
sonra ayrıldık. artık ne konuşuyor ne susuyoruz.
acıklı gibi tınladı da, değil. doğal döngüsünü tamamlamış eski güzel bi ilişki işte…
diyeceğim, ister sus ister konuş ister halay çek.. yan yana bile olma hatta. olay ne yaptığında değil çünkü, o an birlikte aynı “an”da olup olmamakta.