ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilkokulda statü farkı yaratan nesneler
-
düğmeli kalem kutuları vardı, basınca kapağı açılırdı, kalemtraş çıkardı, silgi fırlardı, termometresi filan vardı bunların*. birisinde bunlardan olunca hemen vaay denir kurcalanırdı. durmadan aynı tuşa basılır aynı şekilde açılan aynı kapak hemen kapatılırdı. ayrıca şöyle kullanım imkaları sunarlardı bize, fırlayan kapağın ucuna silgi parçası, ufak tükürüklü kağıt topları konurdu ve kapak açılarak bu cephane hedefe yönlendirilirdi.
bozuluyorlardı bir süre sonra ama olsun bozulabilirdi artık nede olsa yapmıştı o üzerine düşen görevi. evet.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
su dolu bir şişem var soğusun diye buzluğa koyuyorum unutuyorum donuyor, içemiyorum. erisin diye dışarı çıkarıyorum unutuyorum ısınıyor, içemiyorum. bir haftadır şişeyi yanımda gezdiriyorum ama katiyen su içemiyorum.
bebekler nasıldır anketinde %80 hayır oyu çıkması
-
(bkz: ne diyor lan bu)
lord eddard stark (sözlük yazarı)
bin tl geliri neden söylediğim aşikar
-
yardım kampanyasını ciddiye alacak saflıkta birinin insanların beyniyle ilgili endişelendiğini de öğrendiğimiz beyan. vergi kaçakçılığının da es geçilmesi için laf salatası yapılmış. arsızlık ve aptallık örneği bir açıklama.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
eski mezunlardan bir arkadaş, fakülteye dair ilginç olaylardan bahsediyor. şimdilerde asistan olan bir hocanın, dersten geçiş hikayesi...
bunlar 9 kişi devamdan kalıyorlar. hoca çağırıyor odasına. diyor işte, gençler niye gelmediniz, niye kaldınız? anlatın sebebini, inanırsam geçiricem.
öğrenci 1: babam felç geçirdi
öğrenci 2: iflas ettik
ö.3: sevgilim terk etti
ö.4: babaannem sakatlandı
ö.5: evimiz yıkıldı
ö.6: tüp patladı
ö.7: sel oldu
ö.8: bıçaklandım
türevi felaket senaryoları...
hoca: sen niye gelmedin?
bizim asistan: hocam geç yatıyorum, uyanamıyorum.
hoca: niye geç yatıyorsun, bir yerde mi çalışıyorsun?
asistan: yok. takılıyorum öyle
hoca: seni geçirdim. diğer sekiz, siz kaldınız.
3 günlük kira farkını isteyen ev sahibi
-
teorik olarak, eve tasinmis ve oturmaya baslamissiniz. adamin hakkidir.
ancak bu kadar kucuk hesaplar yapan biriyle de ilerde problem yasamaniz olasidir.
yaran dizimag yorumları
-
dizi: game of thrones
at üstünde salınır gözleri deniz mavisi, önünde diz çökecek *mınakodumun cofrisi, ateşin efendisi demir tahtın varisi, delirt bizi çıldırt bizi khaleesi.
19 aralık 2020 saray'daki ziyafet görüntüleri
-
rte belli ki aşıyı olmuş. gerisi teferruat.
binbir gece masalıdır.
windows me
-
normalde 98 se ile beraber varolmayacaktı. microsoft, windows 98'den sonra dos tabanlı yeni bir sistem çıkarmak istemiyordu. ancak windows nt 5.0'ın * gelişimi uzadı da uzadı, 1998 başında bitecek sistem 1999 sonuna yetişebildi. ev kullanıcıları için 98 se çıktı.
windows 2000, aynı zamanda ev kullanıcıları için de çıkartılmak isteniyordu. ne var ki olmadı, bazı programlarla ve oyunlarla çok fazla sorun vardı. nt 4.0'dan beri çok fazla şey eklenmişti ve bazı projeler sonraki windows sürümüne kaydırıldı. önce neptune kod adıyla tasarım başladı, sonra bu proje de iptal edildi ve ocak 2000'de windows xp'nin tasarımı başladı.
işte me, bunun gibi bir ortamda geliştirildi. 1999 sonlarında gelişimi başladı ve aceleyle yapıldı, kullanıcılar ortada kalmasın diye. yaşlı win9x kerneli de artık yetersiz kalıyordu. bütün bu faktörler birleştiğinde me, yarım yamalak bir iş oldu, kararsızlığıyla ün saldı ve raflarda 1 yıl kalabildi. me test takımının neredeyse hepsinin kovulduğu söylenir. *
ev kullanıcıları da 98 se'ye dönmüş veya bütün uyumluluk sorunlarına rağmen daha sağlam olan 2000'e geçmiştir. (pratikte 2000 bunu başardı) zulüm xp'nin çıkışıyla son bulmuştur.