hesabın var mı? giriş yap

  • iphone 7/7plus ile benzer tasarımla gelecek. ancak, boyutları 3 boyutun her biri için aşağı yukarı milimetrenin onda ikisi civarında büyüyecek. bunun nedeni de arka kapağın camdan oluşu altında kablosuz şarj için coil bulunması. muhtemelen 7/7 plus'ın şimdiki fiyatlarından satılacak. heyecan verici yeni dizaynla gelecek model içinse (bkz: iphone x).

    kaynak: son bir haftadır aynı şeyleri yazan onlarca teknoloji bloğu

  • türkiye, rağbet görmeyen spor dallarında başarılı bir ülke. çünkü çok yetenekli ve azimli sporcularımız var.

    futbol gibi paranın çok olduğu, pastanın büyük olduğu dallarda ise yine kokuşmuşluk ve liyakatsizlik nedeniyle asla başarılı olamayacağız. paralimpik oyunlarda niye başarılıyız? çünkü milli takıma alınması istenilen birilerinin yakını, birilerinin adamı olan paralimpik sporcumuz yok muhtemelen. olsaydı bunda da başarısız olurduk.

    emeklerine sağlık. helal olsun.

  • uzun aradan sonra istanbul'a geldim. bugün kadıköy'den eminönü vapuruna bindim. hava güzel, deniz sakindi. martılar vapura eşlik ediyordu. birden salona bir kişi girdi. hızlı adımlarla yürüdü. salona hakim yerde durdu. tüm salonu dikkatle süzdü ve konuşmaya başladı. koltuğunun altında bir kaç paket gözüküyordu. elinde bir tanesini havaya kaldırdı. sözünün iyi anlaşılması için tekrar tekrar söyledi. salonun dikkatini topladığını anlayınca elindeki paketin özelliklerini saydı döktü...

    burhan pazarlama; yıllar öncesinde hafızama kazınmış bir kişilikti. o zamanlar kaytan bıyıkları vardı. zayıf, siyah saçlı biriydi. konuşmalarını vurgulu ve esprili yapardı. özellikle de; "dağların ardındaki çekik gözlülerin diyarından" söylemini hep hatırladım. fikrimin ince gülü (sarı mercedes) filmini çektiğimizde, vapurdaki bir pazarlamacıyı oynatmıştık. tabi o kendisini oynamıştı. hiç bir tekrar yapmadan tek çekimde almıştık yaptıklarını.

    gençliğimde ilgiyle gördüğüm, hafızamda yaşayandan farklı bir burhan pazarlama izledim bugün. yine esprileri vardı. sesi titrese de yine vurgulu konuşuyordu. ancak yıllara karşı duramayan bedeni oldukça kilo almıştı. göbeği sarkmış, saçları bembeyaz olmuştu. sanki o kadar emin değildi satacağından. gözleri yine de çakmak çakmaktı. umudu azalmış, bakışları süzgündü. belki ilgi bekliyordu eskisi gibi. müşteri ilgisizdi. bir zamanlar salona girdiğinde koşar adımlarla salonu arşınlar, yerinde duramazdı. hafızası zehir zemberekti. şimdi öyle değildi. ürününü çıkardığı boş kutuyu bıraktığı yeri bulabilmek için yolculardan yardım istemek durumunda kaldı. sonunda kutu bulundu. ancak hafızamdaki burhan pazarlama bir başka şeydi. bir yandan satış yapan, diğer yandan espri patlatan, diğer yandan da müşterilerin nabzını tutmaya çalışan...

    geçen zaman hakkında da bir çok şeyin farkında olan bu kişi bir ara, "66 yaşında olduğunu ve 57 yıldır bu işi yaptığını" söyledi. eskiden böyle bir söyleminin olmadığını hatırlıyorum. hep günü ve geleceği konuşan burhan pazarlama, şimdi "eskilerdenim ben" demek ihtiyacını hissediyor ve şimdi bunları söylüyor diye düşünüyorum. bu da başkaca bir şeydi. kendisini aşmak için bulabildiği yeni bir şey...

    başlangıçta satış çok iyi geçmedi. ilgisiz bir müşteri grubu vardı bugün. manikür takımı satıyordu. dayanamadım ve bir tane aldım. ne işime yarayacağını da bilmiyordum. burhan pazarlama ürün hakkında bir çok şey anlattı. hiç birisi umurumda değildi. ancak onun bir satış yapması gerekiyordu ve bunu başlatmak için yaptım. zaten bu usta satıcı bunu yıllar önce "sürü psikolojisi" diye açıklamıştı. arkası geldi satışların ve elindekilerin hepsini sattı. gözlerine baktım; daha bir keyifliydi...

    hiç bir eğitim ve öğretim almadan, sadece kendisine güven temelinde 57 yıldır pazarlamayı geliştirip, benim gibi bir çok kişinin hafızasında yer eden burhan pazarlama istanbul vapurlarının çok nadide bir çiçeğidir. rengi ve kokusu kendisine özgü...

  • bu güne kadar nedensizce hep antipatiyle yaklaştığım insan. ancak gezi olaylarıyla ilgili, dolmabahçe yakınlarından*.kendi facebook adresinden şöyle bir yazı paylaşmış;

    insanın ağırına gidiyor lan! gencecik, tertemiz, taptaze çocukların üzerine gazı acımadan boca ediyorlar. iblisler!!!. zerre vicdanı olmayan bir faşist sürüsü, genç olana, güzel olana, aydınlık olana karşı biriktirdiği bütün ezikliğini vandalca, pervasızca, gaddarca kusuyor kusuyor kusuyor.... pırıl pırıl çocukların birbirine bir tutunuşu, bir dayanışması, gazın ızdırabına zerafetle bir katlanışı var içiniz parçalanır arkadaşlar. gaz gerçek bir kabus. onu tadan oraya değil evladını düşmanını salmaz. önce solunumunuz kavruluyor sonra böcekler gibi aşağılanmış hissediyorsunuz kendinizi. sinirinden ağlayanları görmelisiniz. boyunlar bükük gururlar kırık hüzünlü bir öfkeyle burkulmuş büyük acıyı görmelisiniz. sonra derinlerden bir çığlık: "oomuuzoomuuza".... böyle başlıyor direnişin şakıması... kıpırdanmaya başlıyor umut. geçti geçti diyorsunuz birkaç dakika birkaç sloganla... " faşiiizme kaarşı..." sonra annesini arayanlar... sevgilsine sarılanlar... arkadaşına yaslananlar... ve sonra tekrar başlıyor herşey. pat pat paaat pata pata pata ta ta ta!!!...oradan oraya koşturuyor ürkek kediler gibi ülkenin aydınlık geleceği... imdaaaaaaat diye haykırasınız geliyor, yediremiyorsunuz... lanet olsun ki katlana katlana büyüyorsunuz oracıkta, birkaç dakika içinde.... aaahhhhhh!!!
    faşizme karşı ne yapılabilir arkadşlar? allah aşkına ne yapılabilir? birşey yapmak lazım, bişey... birşey...
    bu halkı uyandıralım en azından ne olur... ne olur! ne olur!!
    bu halkı uyutan, yalancı , sahtekar, işbirlikçi medyayı asla affetmeyelim! gözünü seveyim affetmeyelim bu aşağılık kelekçileri.
    asla asla asla!!!!

    tanım: gezi olaylarını gitmeyenler/gidemeenlere betimleyen çizer.

  • iyice kafayı yedi bunlar, şirket kar açıkladı diye hedef gösteriyorlar. kar etmesi manidar bulunmuş, ahahaha.

    adamlar 33 milyar liralık satış yapmış, 1.25 milyar kar elde etmiş. %4 bile değil. elbette edecek bu ciroda bu kadar kar, neyin fırsatçılığıymış bu?

    gören de hayır kurumu zannedecek.

  • "vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım." diyerek ve savaşa gitmeyerek nasıl bir insan olduğunu,

    "adım peygamberimin adı onu yere yazdırmam"
    diyerek ve yıldızlar geçidinde yıldızını duvara astıracak kadar şuurlu bir müslüman olduğunu

    "kelebek gibi uçarım arı gibi sokarım"
    "alt tarafı bu da bir iş. otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. ben de insanları döverim."
    "şampiyonlar salonlardan çıkmaz. şampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar."
    diyerek ve kariyerinde zirvelerde kalarak gelmiş geçmiş en büyük sporculardan olduğunu

    "hayal gücü olmayan insanın kanatları yoktur."
    "rüyalarınızı gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır."
    "ön yargı karanlıkta kalmış olmaktan kaynaklanır. gün ışığı onu arındırır."
    "seni tüketen, önündeki tırmanılacak dağlar değil, ayakkabındaki çakıl taşıdır."
    diyerek bilgeliğini bizlere göstermiş büyük insan mekanın cennet, komşun ismini aldığın peygamberimiz muhammed s.a.v. olsun.

  • got kadar evlerimiz oldugundan mutevellit ozguvenle ilgisi olmayan gudu.

    su asagilik kompleksinden vazgecin bi olom. ulan bir nesil oncesinin odasi bile olmazdi da dösegi orta yere sermez miydi bu ozguvensiz dediginiz millet.

    bi haltı da "bilmem kim soyle yapiyo, biz boyle. o zaman bizde bi bozukluk var" diye yorumlamayin be ya.

    ayrica yatagi ortaya koyunca haliyi gotumuze mi sokacaz afedersin.

    edit. edep.