hesabın var mı? giriş yap

  • gurur sandığı aslında ümitsizliğidir.
    uzaktan uzağa sever, iyi olup olmadığını kontrol eder sosyal ağlardan ama aramaz. kırılmaktan, üzülmekten ve yine aynı şeyleri yaşamaktan korkar içten içe.
    ne yeniden aşık olmak ister ne de yeni biriyle vakit geçirmek..
    ölene dek yalnız kalma fikrine de alıştırmıştır kendisini.
    onu sevmek, hem de çok sevmekten mutludur.
    aşkın, aşık olduğun insanı elde etme hırsından çok daha fazlası olduğunu anlayacak kadar büyümüştür.
    içten içe merak eder durur;
    ''o da beni düşünüyor mu, ara sıra da olsa özlüyor mu acaba'' diye..

    korkaklıkla suçlanan ama o korkaklığının ardında çoook uzun bir hikayesi olan insandır. muhtemelen on milyon kere korkmamış, her defasında ağır yaralar almış daha fazlasına cesareti kalmamıştır. belki de karşısındakinden bekliyordur radikal bir adım. belki mecali kalmamıştır?.. tek ihtiyacı olan ''bundan sonra elimden geleni yapacağım'' demesidir. belki o günü bekliyordur.
    özlemesini, geleceği varsa kendi isteğiyle gelmesini istiyordur.
    her şey keşke burada yazılanlar kadar ''türk filmi tadında'' olsa..

  • uzmanların yaptığı incelemeler, tutankamon'un mezarından çıkarılan eşyaların neredeyse %80'inin kendisine ait olmadığını, hatta lahtinin bile ikinci el olduğunu ortaya koyuyor. 19 yaşında bacağındaki bir enfeksiyon sonucu öldüğü kanısı ağır basan genç firavunun cesedi öylesine alelade mumyalanmış ki, vücuduna sürülen reçinenin yoğunluğundan ve kullanılması gereken bazı kimyasalların eksikliğinden bedeni gereğinden fazla kararmış. tahnit işleminde organların çıkarılması için açılan kesik bile doğru uygulanmamış. normalde bir firavunun sonsuzluğa uğurlanışındaki neredeyse hiçbir prensibe uyulmamış, mezarına konulan eşyaların çoğu ikinci el ve fazlasıyla aceleye getirilmiş.

    üstelik mumya üzerindeki incelemelerde tutankhamon'un kalbinin yerinde olmadığı tespit edilmiş. oysa bir firavun için ölümsüzlük alemindeki en önemli organ kalp ve bunun yokluğu yapacağı yolculuğa hiç çıkamaması anlamına geliyordu mısır inancında. belli ki tutankamon, onu apar topar gömenlerce sonsuza dek yok edilmek istenmiş. mezarına konulan yiyeceklerden, giyeceklere, ok ve yaylardan, savaş arabalarına kadar pek çok şey yerine getirilmiş görünürken, bunların aslında sadece şekilsel olarak yapıldığı anlaşılıyor. nitekim ona bunu reva görenlerden vezir ay sadece dört sene hüküm sürerken, ardından gelen generali de varisi olmaksızın oldukça kısa bir süre tahtta kalabiliyor. yani bu adamlar da iktidarın saadetini yaşayamıyorlar. ne gariptir ki mezarının sıradanlığı tutankhamon'u günümüze dek taşıyor ve hiçbir firavuna nasip olmayacak bir ün de kazandırıyor ona.

    vezir ay, 70 günde firavunu bir an evvel defnedip tahtına oturabilmek için başkasına ait lahit de dahil olmak üzere çoğu nesneyi değiştirtip firavununmuş gibi yeniden düzenletmiş ve bir firavunun defnedileceği büyüklükte bir mezara değil, gerçekte kendisi ya da üst düzey bir görevli için hazırlanmış bir mekana defnettirmiş tutankamon'u. firavunun ani ölümü belki bunu zorunlu kılmış olabilir. ancak binlerce yıl sonra mısır tarihinden silinmeye çalışılan bu talihsiz firavun, kendisini yok etmek isteyenlere inat gün yüzüne çıktı ve düşmanlarının uğursuzluğunu açığa vurdu.

    mezarı, ingilliz arkeolog howard carter'in inatçı arayışları sonucu neredeyse 3000 yıl sonra, 1922'de keşfedilen tutankamon, mezarının laneti, som altından maskesi ve yüz yıla yakındır kitaplara, filmlere ve dizilere konu olan gizemli hayatıyla en ünlü firavun olmaya devam ediyor.

  • allah belanızı versin.

    adam aile geçindiriyor. milyonlarla vergiyi cebine indirenlere, kaldırımı gasp edenlere, belediyelere para yedirip iş gördürenlere gücü yetmeyen zabıta gariban bir adama artistlik yapıyor.

    aldığınız maaş haram zıkkım olsun size..

    ayrıca baston kullanma sebebi 15 temmuz darbe girişiminde yaralanmış olmasıdır.

    adaletinizi .....

    amirinizi de ayrıca .....

    edit: 15 temmuz gazisi değilmiş. dün bütün sosyal medyada bu şekilde bilgi verildi. yanlış bilgi için özür dilerim.

  • uzun ilişki sonrası, ayrılığın üzerinden uzun bir zaman geçmişken ansızın bir mesaj:

    - bu gece kardeşimi istemeye geldiler, sadece haber vermek istedim...

    meali: oysa ne hayallerimiz vardı, biz evlenecektik, onlar bizi takip edeceklerdi... ayrıldığımız günden beri yalnızım, kimseyi koyamadım yerine... attım gururumu bir kenara, sonrasında aklımda kalmasın diye son bir kez deniyorum şansımı, haydi gel, dönelim bu hatamızdan... seni hala çok seviyorum...

    - haber verdiğin için çok teşekkürler, mutlaka arayıp tebrik ederim...

    meali: kokunu duydum sanki adını görünce telefonda, yüreğimin atışı hızlandı, özlemim depreşti, ama korkularım canlandı... ayrıldığımız günden beri yalnızım, kimseyi koyamadım yerine... ama yok cesaretim yeniden denemeye, aynı şeyleri yaşayamam...
    aslında çok iyi aldım mesajını, ben akıllı olup, aptala yatıyorum, anlamamış gibi cevap veriyorum sana; oysa sen de bunu korkaklığımdan yaptığımı anlayacak kadar akıllısın, beni o kadar iyi tanıyorsun...
    beni o kadar iyi tanımış olmandan korkuyorum zaten galiba, hoşçakal...

  • bu gece yalnızdım. eve de pencereden güve midir ne boksa bi böcek girmiş. tüylü bir kelebek gibi bişey işte. acayip bi böcek. şimdi beni tanıyanlar bilir ki aslanın karşısında bile cesur olabilirim belki ama, böcekten korkuyorum ulan! böcek uçtukça evin içinde çığlık tepiş kaçıştım. annemi aradım. yok sineklikle vurdan yok zehir sıka kadar hiçbir tavsiyeyi yerine getiremedim.

    beni böcekten kedim kurtardı lan. aslanım ninja be, boşuna mı besliyoruz seni evde! nasıl yaman avcıymışın sen. bitanesin valla. atladı zıpladı kovaladı, naaptı etti o böceği yakaladı bana. kediler çok yararlı hayvanlar valla. sayesinde huzurlu uyku uyuycam.

    ninjanın göbek adı bundan sonra raid. eski türk adetleri uyarınca, gösterdiği kahramanlıktan sonra kendisine bir ad daha verdim.

  • --- spoiler ---

    marvel studios ve sony ortaklığının üçüncü solo spider-man filmi no way home bütün görkemiyle en sonunda vizyona girdi. 2019 yılında vizyona giren avengers: endgame filminden sonra beklentilerin en fazla olduğu blockbuster sinema filminin spider-man: no way home olduğunu söylemek mümkün. özellikle son 1 aydır herkes bu filmi konuşuyor. haftalar öncesinden biletler alındı. teoriler havalarda uçuştu. herkes dedektif gibi filmde kimlerin var olup, olamayacağını araştırdı. 18 yıl sonra geri dönen matrix resurrections bile konuşulmaz oldu.

    özellikle bu tip gişe filmlerinde bazen beklentiler, filmin kalitesinin ötesinde kişinin filmi beğenip beğenmemesini etkileyebiliyor. spider-man: no way home duyurulduğu günden itibariyle beklentilerin çok üst düzeyde olduğu bir film. zira genel anlamda insanları çok sevdiği ve çok güzel kapanışlar yapmış diğer spider-man filmlerinden elementler kullanıyor. sam raimi dönemi spider-man karakterleri seyircinin büyük bölümünün sevgisini kazanmış karakterler. her ne kadar raimi dönemi kadar güçlü olmasa da marc webb dönemi spider-man serisini de seven insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. bu dönemlerden karakterler getirmek, hem karakterlerin hakkını vermek hem de o dönemlerin hatırasını bozmamak adına yapım ekibine sorumluluk, seyirciye de çok büyük bir beklenti getiriyor.

    no way home bir önceki film spider-man: far from home'un hemen arkasından başlıyor. hatırlanacağı üzere filmin sonunda spider-man'in kimliği ifşa olmuştu. bu kısımlar ilk iki filmin tonuna daha yakın olan kısımlar. homecoming ve far from home filmlerini seven bir insan olarak keyifle takip ettiğim kısımlar oldu. ki bu sırada matt murdock'ı charlie cox suretinde görüyoruz. böylece daredevil için de yepyeni bir dönem başlıyor. peter'ın kimliğinin ifşa olması onu sosyal hayatta kendisi ve çevresi adına çok büyük bir baskının altına itiyor. yardım istemek için doctor strange'e gidiyor. filmin tonunun ilk kez değiştiği kısım böylece başlamış oluyor.

    büyünün kötüye gitmesi sonucu mcu peter'ın spider-man olduğunu unutacağına peter'ın spider-man olduğunu bilen paralel evrendeki karakterler mcu'ya gelmeye başlıyor. gelen villainlar şu şekilde raimi dönemi green goblin (willem dafoe) doctor octopus (alfred molina) sandman (thomas haden church). webb dönemi lizard (rhys ıfans) electro (jamie foxx). sony'nin kendi evreninden venom (tom hardy) geliyor. ama onun sadece after credits sahnesinde görüyoruz. iyi karakter olarak ise elbette tobey maguire ve andrew garfield spider-man'leri geliyor.

    spider-man filmlerinde şu ana kadar bir villaindan fazla ne zaman görsek o film genelde tek villain'ın olduğu filmlere göre daha zayıf olmuştur. bu film 5 tane villain'a sahip olmasına rağmen villainları şaşırtıcı derecede başarılı işliyor. bunun en büyük sebebi bu karakterleri daha önceden tanıyor olmamız. karakterlerin köken hikayesinin anlatılmasının gerekli olmaması filme kendi temposunu çizmesi açısından çok şey katmış. villainlar içerisinde en farklı olan ve iyileştirilen karakter kesinlikle electro. hem karakterizasyon olarak hem de fiziksek olarak bir önceki halinin çok çok üzerinde. sandman ile lizard diğerlerine göre daha az çıkıyor. ama hikayede yerleri var. doctor octopus öne çıkan karakterlerden biri. tam sevdiğimiz hali devam etmiş. green goblin ise hikayenin ana villain'ı. willem dafoe harika bir oyunculuk sergilemiş. spider-man (2002) filmindeki halinin bile ötesine çıkmış diyebiliriz.

    spider-man: homecoming ve spider-man: far from home'a getirilen eleştirilerin bir kısmı peter parker'ın diğer mcu karakterlerinin gölgesinden çıkamaması ve spider-man olarak kendi ayakları üzerinde duramamasıydı. bu filmde şunu gördük ki aslında ilk üçlemenin ana konusu peter'ın tamamen spider-man'e dönüşmesiymiş. spider-man: no way home'da karakter hem peter parker olarak hem de spider-man olarak tam istenen noktaya geliyor. hikaye bu açından çok güzel bir matematik izliyor. aunt may'in ölümü ile birlikte film bir kez daha ton değiştiriyor. şu ana kadar ki en sert ve ciddi mcu spider-man'i ile karşılaşıyoruz, büyük güç büyük sorumluluk getirir lafını duyuyor, aldığı kararların yıkıcı etkilerini görüyor. hırsı, nefreti, sorumluluğu iliklerine kadar hissediyor.

    no way home bu noktada belki de imkansızı başaran bir şey yapıyor. tobey ve andrew'ı aunt may ölür ölmez filme sokuyor. mcu peter en karanlık noktadayken tobey ve andrew onu iyileştiren, onu karanlıktan alan ve ona tekrar umut veren karakterler oluyor. tobey ve andrew'un gelişi böylece fan service'in çok ötesine geçip, mcu peter'ının karakterini muazzam derecede geliştiriyor. onlar varken bile film odağını tom holland'dan almıyor. holland'ın spider-man'i diğer spider-man'lerle birlikte daha da büyüyor. yalnız may'in ölümü gerçekten çok kritik bir noktada duruyor. hikaye anlamında tobey ve andrew varken bile mcu peter'ının yükselmesine yardımcı oluyor.

    burada tom holland'ın oyunculuğundan da bahsetmek lazım. şu ana kadar ki en iyi performansını gösterdiğini düşünüyorum. içerisinde bu kadar iyi oyuncunun ve evrensel anlamda çok sevilen diğer spider-man'lerin olduğu bir filmde performansı ile çok öne çıkmış ve bütün filmi sırtlamış vaziyette. no way home'dan sonra holland'ın ne kadar başarılı bir spider-man olduğu çok net anlaşılıyor.

    üç spider-man'in göründüğü her sahne seyirciye ödül gibi. oyuncuların kimyaları inanılmaz derecede tutmuş. onların olduğu hem mizahi hem de duygusal sahneler çok çok iyi yazılmış. tobey ve andrew'un aralarında geçen sahnelerde çok başarılı ve doğru olmuş. üç spider-man ile ilgili söyleyeceğim tek şey kusursuz olmaları. beni asıl şaşırtan 5 villain'ın da kimyalarının müthiş tutması oldu. geniş perspektiften bakıldığı zaman sanki oyuncular 20 yıldır bugünü düşünülerek cast edilmiş diyebileceğimiz kadar başarılı. tabii ki burada bu isimlerin çok iyi oyuncular olmasının etkisi de büyük.

    filmin finalinin mcu'ya büyük etkileri var. herkesin spider-man'in peter olduğunu unutmasının ötesinde peter parker genel olarak unutuldu. marvel studios ve sony yeniden anlaşır ve spider-man, mcu'da kalırsa bu filmden sonra bambaşka bir spider-man izleyeceğiz. spider-man artık daha olgun, büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini biliyor. artık kimsenin gölgesinde değil, kimliği yeniden gizli ve tam manasıyla çizgi romanlardaki spider-man. finalde gördüğümüz el yapımı kostümünün de muazzam olduğunu söylemek istiyorum.

    spider-man dördüncü filmde çok fazla değişiklikle karşılaşacak. muhtemelen daha farklı tonda filmler izleyeceğiz. daha farklı yan karakterler olacak. belki de harry osborn, gwen stacy ve felicia hardy gibi karakterleri görmeye başlayacağız. eğer seri mcu'da devam ederse elbette yine crossoverlar göreceğiz. unutmamak lazım ki sony'nin isteği üzerine mcu karakterleri bu filmlerde gözüküyor. yani devam ederse seri dördüncü veya beşinci filmde de mcu karakterleri göreceğiz. elbette ki spider-man'i de diğer mcu filmlerinde göreceğiz. şu anda spider-man'in görüneceği bir mcu filmi daha var mesela.

    bu seri için en az övülen kişi yönetmen jon watts. üç filmdir kendini hep geliştirdi. her filmde daha da iyisini yaptı. spider-man: no way home en iyi filmi. bu filmden sonra mcu'da fantastic four filmi çekecek. fantastic four için en başından beri doğru bir tercih olduğunu düşündüm. no way home'da bu fikrimi perçinledi.

    filmin after credits sahnesinde simbiyotun bir parçasının mcu'da kaldığını görüyoruz. dördüncü filmde siyah kostüm hikayesinin işleneceğini düşünebiliriz. tabi burada nasıl bir hikaye işleyecekleri çok önemli. eddie brock olacak mı ? olacaksa sony'nin evrenindeki eddie brock mu gelecek ? yoksa yine tom hardy'nin oynadığı mcu variant'ı ile mi karşılaşacağız ? tabi bunlar bugünün soruları değil. daha sonra düşüneceğimiz şeyler.

    spider-man: no way home vadettiği her şeyi fazlasıyla yerine getiriyor. kağıt üzerinde çok zor duran ama uygulamada inanılmaz derecede iyi iş çıkarılmış, seyirciyi duygulandıran, heyecanlandıran ve spider-man izlemenin coşkusunun sonuna kadar yaşatan bir film. üç dönemin de hayranlarını çok memnun edeceğine eminim.

    --- spoiler ---

  • öğrenci evlerinde makarna, yumurta en standart yiyecektir. kiminde vakitsizlikten, kimin de üşengeçlikten kiminde de parasızlıktan pişer. ancak bu durum evladının güzel yiyeceklerinden mahrum olduğunu düşündüp zaten üzülüp duran anneye söylenmez.

    - ne yediniz evladım bugün
    - köfte yaptık anne
    - kuru kuru mu yediniz onu
    - yo be anne yanına salata da yaptık
    - oyy oyyyy bi salata köfteyle mi duruyorsunuz
    - yok be anne, çorbada yaptık...
    - ah be evladım pilav, garnitur bişiler de yapsaydınız yanına
    - yaptık annem, pilavda yaptık, patateste kızarttık. yoğutta koyduk masaya, üzerine de puging yaptı selami onu yedik.
    - ay evladım kıyamam ben size, dün sınavın vardı ama uğraşamamıssındır. ne yedin kurban olduğum
    - eee ,eeee ay aman anne kafa mı kaldı ne yediğimi nerden hatırlayım, kurduk gene sofrayı merak etme

    telefon kapatılır, ev arkadaşları sayılan yiyeceklerden bi tuhaf olmuştur.

    - puding ne lan baklava aldık deseydin,
    - inegöl köfte olduğunu söyleseydin şöyle parmak parmak, yanında da turşu vardı hatta
    pilaki bile yaptık deseydin,
    - pilav da öyle sıradan pilav değildi, özbek pilavı deseydin...

    sonra herkes birbirine bakar cepte paralar sayılır, yakındaki dürümcüye gidilip gidilemeyceği hesaplanır. ehh be anne akşam akşam yaptırdığın masrafa bak bize denir.

    ben nedense hep dolma ve sarmayı özlerim, diğer yemekler bir şekilde marketten bile alınır yapılır da ya bunlar.. anneme hep sarma, dolma yediğimizi anlatırım, benim yapamayağımı bildiği için sürekli meçhul ev arkadaşı bu işi yapabilen insandır. annemde neden merak etmez bilmiyorum koca istanbul'da ev arkadaşlarımın hep dolma yapabilen insanlar olmasını...
    belki ve büyük ihtimalle onlar da bilir o yemekleri yemediğimizi, karşılıklı bir mutlu yalanı paylaşıyoruzdur.. ne yapalım bile bile bir anne evladının makarna ve yumurta ile beslendiğine razı olmayacaktır hiçbir zaman.

  • güzel insandır. oturup iki lafın belini kırabilirsiniz genelde kafa insanlar olurlar.

    sevgili arayan tiple geçirdiğiniz vakitten tad almazsınız çünkü o avının peşinde olur. evet av.

  • hani diyorlar ya akp gitsin şu kadar senede normale döneriz filan..
    akp ülkenin içine öyle bir sıçtı ki bundan sonra normale nahh döneriz.