hesabın var mı? giriş yap

  • 2018 senesinde dünyanın en iyi öğretmeni seçilerek 1 milyon doları kazanan kişi olmuş. sanat ve tekstil öğretmeni olarak ingiltere'de alperton'da çalışan öğretmen kendi öğrencilerini "harika" olarak tanımlıyor. çalıştığı okulun olduğu bölge ülkenin en çok etnik çeşitliliğe sahip bölgelerinden biri ve okulda 130'dan fazla dil konuşuluyor. okuldaki öğrenciler oldukça fakir ailelerden geliyor ve çoğu aynı evi beş farklı aileyle paylaşıyor. çocukların çoğu limitli yeteneğe sahip biçimde geliyor. işte bu noktada devreye "en iyi öğretmen" sıfatını kazanan zafirakou giriyor. konuşulan 35 dili temel biçimde öğrenerek hem öğrencilerin güvenini kazanan hem de velilerle iletişim kurabilen öğretmen okulu da başka bir noktaya getiriyor. zafirakou, ödülü kazanan ilk ingiliz öğretmen olarak ingiltere'de bu mesleği icra edenlerin gerçekten çok sıkı çalıştığını ve bu ödülü bütün ingiliz öğretmenleri adına aldığını belirtmiş. ödül olarak aldığı 1 milyon dolarla ne yapacağı sorusuna ise; "sabırlı olacağım, düşünüp taşınacağım, eğer okulumuzda sanatı daha da fazla nasıl kullanabileceğimizi düşünebilirsem bu harika olur." demiş.

    zafirakou, sanatın gücü için daha da fazla destek çağrısında bulunmuş ve okulların yaratıcı konularla çocukların hayatında pozitif bir fark yaratabileceğini söylemiş. sanatın öğrencilerin iletişimine de katkıda bulunduğunu ve hatta çok fazla güven verebileceğini ve inanılmaz gençler yaratabileceğini düşünüyor.

    dünya çapında ödüllü bir öğretmenin bu söyledikleri bana kalırsa her eğitim sistemine entegre edilmeye değer ve çok önemli şeyler. darısı başımıza diyorum ve şimdi finalistler arasında yer alan türk öğretmenden bahsetmek istiyorum.

    samsun ayvacık'ta okul öncesi öğretmeni nurten akkuş da ilk on finalist arasındaydı. kendisi zor koşullara rağmen yaptığı öğretmenlik mesleğinde felsefesinin "hiçbir şey imkansız değildir" olduğunu söylüyor. kendisi hiç anaokulunun da bulunmadığı bu bölgede öncülük ederek açtığı okulunun hazırlığı için gece gündüz çalışmış. gerekli materyal bulmuş, boyamış, bir hobi ve spor alanı oluşturmuş öğrencileri için. velilerin de çok memnun olduğu bir işleyişe sahip olan bu okul, zor şartlara rağmen ulusal bir ödül bile kazanmış. sürekli bir çaba ve iyileştirme içinde olan nurten akkuş, çocukların eğitimine olan düşük veli katılımını yükseltmek için "baba, bana bir hikaye anlat" projesine öncülük etmiş ve hem türkiye'de hem de tüm dünyada babaların eğitime katılımına yön vermiş. nurten akkuş, öğretmen olmakla ilgili hislerini ise şu şekilde özetlemiş: "öğretmek benim hayatım. öğrencilerimi ve öğretmeyi çok seviyorum. ben öğrencilerime dünyayı tanımalarını sağlıyorum. onlarla birlikte biz de tekrar keşfediyoruz. bu harika bir şey. çok eğleniyoruz ve onlar bu bilgileri kendi hayatına entegre ediyorlar. böylelikle hayatları bu öğrenmeyle değişebiliyor. bu benim için çok önemli. bu yüzden çok mutluyum öğretmen olduğum için." daha birçok çalışması da bulunan nurten öğretmen halk oylamasıyla türkiye'de yılın öğretmeni olarak seçilmiş 2015 ve 2016'da. aynı zamanda 2017'de de türkiye'nin gelecekte iz bırakan 30 kadını'ndan biri olarak seçilmiş.

    geleceği değiştirecek en garanti yol olan böyle güzel öğretmenlerin artması umuduyla.

    kaynak

  • fatma şahin'in 23 nisan törenlerinde şiir okuyan ilkokul çocuğu edasıyla kalabalığın sesini çığırarak bastırmaya çalışması, binali'nin tören alanını terketmesi ve kadir topbaş'ın da blue jean'iyle konuşma yapmaktan vazgeçmesiyle sonuçlanmıştır.

    her gördüğü kalabalığı seçim mitingi zanneden devlet büyüklerine güzel bir kapak olmuştur.

  • erkek adamın 2 kotu olur biri yıkanırken diğerini giyer, yırtılınca gider aynısından alarak yerine ikame eder. buna katma değerli erkek denir.

  • (bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)
    ve hatta;
    (bkz: buyrun benim)

    bu basligi acildigi gunden beri takip ediyorum. neticede o onursuzlardan(!) biri oldugum icin.
    evlendigimde yaklasik 23 yasindaydim. ve evet benim de pembe hayallerim vardi. mutlu bir yuva, saglikli cocuklar, iyi ve sevgi dolu bir es. sicak bir yuva vs vs vs. uzar gider.
    ex esimle gorucu sayilabilecek bir sekilde evlendim. eli yuzu duzgun, iyi bir isi olan, insana benzeyen biriydi.
    nisanliyken bir iki davranisi tuhaf gelmisti ama, cok genc ve cok toydum. dunyayi ve insanlari tanimiyordum.
    dahasi bir isim, bir meslegim olabilecegi, hayatimi kazanabilecegim bir bilincle yetistirilmemistim.
    derken 3. gun yuzume yedigim bir tokatla sendeledim ama ayilmadim henuz.
    baslayan seylerin devam etme gibi bir hali vardi. tokatlar tekme yumruklarla yer degistirdi zamanla.
    ugradigim seyleri sindirmeye calisiyordum cunku her seyin cok guzel olabilecegine dair umudum hic degismiyordu.
    sozlu, fiziki siddet gun gectikce agirlasti. cocuklarim dogdu. buyudu ama ben yaratilan cehennemde yaniyor ama olmuyordum.
    defalarca yazdigim entrylerimde her turlu ayrinti var zaten. kafa sisirmeyeyim.

    bosanmaya karar vereli cok olmustu ama uygulamaya gectigimde 43 yasindaydim. isim, param, evim hicbir seyim yoktu.
    evimden elimde icinde 20 lira olan bir cuzdan, esofman ve bir kot ceketle ciktim.
    20 senelik evlilikten geriye kalanlar buydu.
    eski esimin ailesinden gelen ilk haber suydu;
    -evden zirnik alamazsin.
    istemedim zaten.
    dava su bu vs derken is guc sahibi adamin 3.000 lira geliri cikti.
    tabi nafaka o gelir uzerinden bicimlendigi icin, avukati ve o komik nafaka bedelleri teklif ettiler.
    ustumde kot ceketim ve esofmanimla 20 senemin bedeli etmeyecek bir nafaka ve cuzzi miktarda bir tazminat ile kurtuldum.
    nafakam ile sadece ev kirami verebiliyorum.
    evden sadece ustumu basimi ve cok sevdigim duduklu tenceremi aldim.
    simdi asgari ucretle bir arkadasimin yaninda calisiyorum. 5 gun sonra 45 yasima giricem.
    cok sukur, buna da sukur.
    yani ne yapsaydim. ne tavsiye ederdiniz ?
    onurlu olmak icin nafakayi reddedip, nerede kalsaydim ?
    20 senelik emeklerimi yok mu saysaydim ?
    yoksa onursuzca o adamla sirf rahat, konforlu bir hayat icin yasamaya devam mi etseydim ?

    baskalarinin ne dusundugu umurumda degil cennetinden;
    sevgiler, saygilar...

  • aynı durumu ben de yaşadım. 33 yaşında, lösemiden hayalleri olan kardeşimi kaybettim.

    4 yıl filan da beklemeden yengemi birinci senesinde dertleşmek için yemeğe çıkardım. haddim olmasa da beni seviyorsan söz ver, devam edeceksin diye söz aldım. ertesi sene nişanlandı, sevebileceği bir insan denk geldi ve gördüğüm kadarıyla da çok mutlu. instagram'da her fotoğrafına olmasa da onun mutluluğundan ailecek mutlu olduğumuzu belli eder arada bir kalp bırakırım.

    insanların mutlu olmasından mutlu olanlardan olabilirseniz, dünya çok güzel bir yer olabilir.