ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
charles shackleford
-
"işte bu da bizim shaq" yorumlarına yol açan, bikaç sezon önce ülkerspor'da top oynamış dengesiz ama bi o kadar da etkili pivot. ismet badem buna hep "şaklıfort" derdi, murat murathanoğlu bikaç kere düzeltmeye kalktı ama badem vazgeçmedi.
şu ana kadar gördüğüm belki de en güzel blok olayını bu şahıs gerçekleştirmiştir ki smaca giden adamın elinden "ver bakiim şunu çocuum" dercesine topu alıp sonra da "baak, top nerde? gittiii!!" diyerek sırtının arkasına almak her babayiğidin harcı diildir.
garip adetlerimiz
-
sonradan ortaya çıkan ama artık adetleşen mezuniyet kınası.
ilk kimin aklına nerede, hangi üniversitede ve ne zaman geldi? mezun olana niye kına yakılır? hadi yakılır, erkeğe niye yakılmaz? hadi erkeği geçtim, nasıl oldu da adetleşti?
bir otomobilden %174 vergi almak
-
(bkz: bmw 530d)
fabrika çıkış fiyatı:94.000tl
almanya* türkye* gemi ile nakliye(sigorta dahil):1.000tl
borusan holding karı:2.500tl
istanbul dan bayinin olduğu şehire nakliye(sigorta dahil):500tl
bayii karı:2.000tl
bayi satış fiyatı:100.000tl
ötv(%130):130.000tl
kdv(%18):41.400tl
trafik sigortası:200tl
trafik dosya bedeli:200tl
motorlu taşıtlar vergisi(6 aylık):2.200tl
aracın müşteriye anahtar teslim maliyeti: 274.000tl
sonuç:sıfır km 2012 model bir bmw 530d münich de herhangi bir bmw bayisinde anahtar teslim: 66.000euro iken, borusan oto avcılarda anahtar teslim:120.000euro fiyatla satılmaktadır.
yakın çağı bitirecek olan gelişme
-
10.000 altın
8.000 odun
akademi binası
top dökümhanesi
taksim'de cami
gereksinimlerinden hepsinin karşılanmasıdır. önce çağ atlayan avantaj sağlar.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"diyanet'in 2015 bütçe teklifi 5,7 milyar liraymış. o parayla hala bir peygamber çıkartamazsak haram zıkkım olsun valla.."
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
arkadaşımın mutfak lavabosunda başlayan yaşam.
hayata tutunuş.
http://g1212.hizliresim.com/14/f/gv2dy.jpg
migros hazır pizza hamuru
-
migros hazır pizza hamurunun yağlı kâğıttan ayrılmadığı ile ilgili sayısız şikâyet okudum internette. sonra youtube'taki tarif videolarını gördüm. kendine "umut chef" dedirten umut reçber isimli migros aşçısının çektiği videolara siz de bir bakın:
https://www.youtube.com/watch?v=u61zj13abqg
https://www.youtube.com/watch?v=aeitc00jmvu
videoların sonunda pizzayı yağlı kâğıttan ayıramamışlar ve yağlı kâğıdı makasla kesip, pizzanın altına yapışık olarak servis etmişler. hatta adam pizza dilimini kaldırıp göstermek istiyor ama pizza dilimlenmiş olmasına rağmen ayıramıyor, çünkü kâğıda yapışmış :)
pizzayı altına yapışmış yağlı kâğıtla birlikte yemek gibi bir durum söz konusu olmayacağından, bu ürün alenen ayıplıdır. migros ayıplı ürün satmakla kalmayıp, yağlı kâğıdın pizzaya yapıştığı gerçeğini gizleyerek müşteriyi aldatıyor!
ey bu ürünün satışına onay veren migros yetkilileri, altına yağlı kâğıt yapışmış bir pizzayı restoranda önüne getirseler ne yaparsınız? hiç utanmıyor musunuz ayıplı ürün satmaya?
bir de bu migros'un mottosu "dürüst satıcı" idi. iyi ki değiştirmişler, bu yapılan işin dürüstlükle uzaktan yakından alakası yok çünkü.
hiç kimsenin işini düzgün yapmaması
-
2 yıl sonra edit: hiç bir şey bahane sayılmıyor evet. son 1 aydır ben de bu grup içerisindeyim. evet kötü hissediyorum. hayata pause tuşu istiyorum. kişisel meselelerini hallettikten sonra işe devam etmek istiyorum. neyse.
düzeldim editi: 1 ayın farkını günde 15 saate yakın çıkararak telafı etmeye çalışıyorum. vicdanım rahat aslında, yaptığım işi kötü yapmadım, kişisel ciddi bi kaç problemden dolayı erteledim diyebilirim. memnuniyetsizlikleri de bi kaç güzellik yaparak telafı ettim. iyi bir çalışan oldum sözlük, mutluyum.
son 6 - 7 aydır istisnasız her gün şu cümleyi kuruyorum. kodugumun memleketinde bir tane mı işini düzgün yapan adam olmaz?
her gün bir şeylerle karşılaşmak zorundasın. otobüs şoförü mal taşır gibi otobüs kullanır, garson seni sikine takmadan siparişini alır eksik getirir, paketçi evdeki kızlara sulanır taciz eder, klimacı her defasında bir şeyleri yanlış yapmıştır.
bu böyle uzar gider ve bu memlekette her şey bir yerden boka sarmaya devam eder.
edit: işini düzgün yapmayan sadece yukarıdaki meslek grupları değil. yanlış anlamak istemiş yine işini iyi yapan çok şeker insanlar. yukarıda yazdıklarım 18 saat içinde yaşanan ufak şeyler. buraya her gün yazacak olsam geçen haftadan itibaren babamı öldürmeye çalışan bir doktor, bir yazilimciya verilen 3 aylık işin 10 günde tamamlanmasını bekleyen iş sahibi ( o da yazılımcı- en iyisi olduğunu iddia edenlerden-), her gün işyerine gelen ve kovulunca çıkarmakla tehdit eden gerizekalı bir mülk sahibi, dönerden kıl çıkınca sizin saçınız yok mu diyip para isteyen bir dönerci, imzasını satmak isteyen bir mühendis eklenebilir. ki bunlar hatırladıklarım.
hayatın ne kadar ibne olduğunun anlaşıldığı anlar
-
cok afedersiniz ama kendinize fitil tatbik ettiginiz an.
lutfen yanlis anlamayin dostlarim, aha gotume fitil sokuyorum ibne oldum falan gibi bir sey dedigimi sanmayin; zira tip alaninda ayip olmaz. hayir dostlarim hayir, bu basur nerden gelip beni buldu da demiyorum. dogarken garanti belgesiyle dogmuyoruz ki, elbet hastaliklar olacak. benim sorunum fazla empati kurmak. ayiptir soylemesi gofret yerken etiketini, tuvaletteyken deterjan kutularini okurum. bu huyumun da hangi gofret e 323 maddesi iceriyor, hangi kirlilik seviyesindeki camasira kac olcek deterjan konur gibi konulara hakim olmak disinda bir getirisini gormedim ama huy dedigin birakilmiyor. neyse, demin bahsettigim fitil tatbiki aninda da ilacin kutusunu okuyordum ve boylece fitilin yuzde 3 oraninda kopek baligi karacigeri yagi icerdigi bilgisine haiz oldum. simdi dostlarim kendinizi kopekbaliginin yerine koyun. o kadar muthis bir dizayniniz var ki 30 milyon yildir evrim gecirmenize gerek bile kalmamis, sozlukte insanlar adiniza basliklar acip dogru bilinenler yanilgilar diye birbirini yiyiyor, besin piramidinin tepesindesiniz ve okyanuslarin hakimisiniz. bu arada anti parantez dunyanin yuzolcumunun %70'inin suyla kapli oldugunuda belirtmek istiyorum, yani bir nevi dunyanin kralisiniz. ve sonunuz yaginizin cikarilip maymundan evrilmis bir lavugun gotune girmek oluyor. insanlar size basur devasi gozuyle bakiyor. olacak sey mi bu? adaletin bu mu dunya?
halk tv
-
yeni sezon için kendilerine tavsiyem şunlar olacak;
-behzat ç işler güçler gibi dizilerin yayın haklarını alsınlar. "parası ile bile izlerim" diyenlerdenim vericem abi parasını. eski bölümleri izlemek pahasına da olsa veririm yani. bi düşünsünler.
-çarşı, fenerbahçeden ve tek yumruktan birer temsilci secilsin onlar da her hafta değişsin ve maçları kimseye yaranmadan yorumlasınlar.. tatlı rekabet sınırları içinde.
-her gün haber bültenine redhackten o karizmatik sesli bilge adam bağlanıp son gelişmeleri versin.
-ramazan, kandil gibi günlerde samimiyetsiz yayın yapanlardan farklı bir şeyler yapsın. misal bulamadım her samimi öneriye açığım.
-tüy dökücü reklamı kalsın, kollarımdaki kıllar için lazım onlar.
-annem ve diğer teyze topluluğu için öğlenleri pratik bilgiler veren (canan ergüder favori adayım) ve kadınların isterse neler yapabileceği temalı programlardan birine el atsın. mesela kadınların yaşadıkları sorunlara nasıl çözümler getirilebilir temalı.. düşünün işte kadınları uyutmayan bir yayın hayal edin?
- erkekleri unutmadım! sizin için pazar günleri western ve neyşınıl coğrafik konseptli yayınlar yapılsın halka ağaç sevgisi tümden aşılansın.
aylık 10 tl basarak reyting rekoru garantisi ile açıyorum teklifimi beyler. bi düşünün bence halk tv yönetimi. hem siz kazanın hem de biz.
yoğun istek editi: ali ihsan varollu kelime oyunu.. nasıl unutmuşum büyük özür diliyorum tüm izleyicilerden.
başıma bir iş gelmeyecekse atatürk'ü sevmiyorum
-
bunu savunan nedense şunları savunmadı:
- başıma bir şey gelmeyecekse islam dışına bir dinin din görevlisi olmak istiyorum...
(bkz: trabzon santa maria kilisesi papazinin oldurulmesi)
- başıma bir şey gelmeyecekse islam dışında bir dinin sempazitanı olmak istiyorum...
(bkz: 18 nisan 2007 malatya yayinevi baskini)
- başıma bir şey gelmeyecekse ramazan ayında gündüz yemek yemek istiyorum...
(bkz: oruc tutmayan genclere dayak)
- başıma bir şey gelmeyecekse saçımı uzatıp küpe takmak istiyorum...
(bkz: universite hocasina uzun sac ve kupe dayagi)
- başıma bir şey gelmeyecekse kısa etek giymek istiyorum...
(bkz: kisa etekli ogrencilere kezzap atilmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse kürek takımına girmek istiyorum...
(bkz: tayt giyen milli kurekciyi dovmek)
- başıma bir şey gelmeyecekse sokakta sevgilime sarılmak istiyorum...
(bkz: sarilarak sohbet eden gencleri uyarma timi)
- başıma bir şey gelmeyecekse laik bir hukukçu olmak istiyorum...
(bkz: 17 mayis 2006 danistay'a yapilan saldiri)
- başıma bir şey gelmeyecekse cumhuriyet gazetesinde yazmak istiyorum...
(bkz: cumhuriyet gazetesine el bombasi atilmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse tayyip erdoğan'ın karikatürünü çizmek istiyorum...
(bkz: tayyip erdogan'in penguen'e tazminat davasi acmasi)
- başıma bir şey gelmeyecekse tayyip erdoğan'ı eleştirmek istiyorum...
(bkz: akp'lilerin basbakani elestiren vatandasi dovmesi)
objektif olma adına aradım ancak atatürk'ü sevmediği için dayak yiyen ya da öldürülen birileriyle ilgili bir bkz bulamadım...
andre-pierre gignac
-
ortada bonservis ve yabancı sınırı yokken tartışmanın anlamsız olduğu futbolcu. galatasaray seneye belki 50-60 maç yapacak. birinin son vuruşu, diğerinin top kontrolü olmayan iki tane forvetle koca sezon geçirdik. golcüye hayır diyecek noktada değiliz.
gignac gelsin, bir tane de parasıyla alırız. her yer forvet olsun. elimizde sneijder var tek forvet umut bulut'la maça çıkıyoruz. 16 gb ram'i celeron 400 bilgisayarda harcıyoruz amk.
senyoraj
-
paranin, uretilme maliyeti ile piyasada ifade ettigi deger arasindaki fark. bu fark sadece para basan legal kurumlarin, yani devletlerin, kullandigi bir haktir. gorunmez bir gelirdir. terim ile senyoraj hakki biraz farklidir.
(bkz: senyoraj hakki)