hesabın var mı? giriş yap

  • çalışmada, ışığın vakumdaki hızı olan 300.000 km/sn'nin geçilmediği net biçimde anlatılıyor.

    ışığı, daha yavaş (örn: 100.000 km/sn) hareket etmesi gereken yoğun plazma ortamından geçirmişler. ancak bu plazma ortamında, olması gerekenden daha hızlı (örn: 160.000 km/sn) hareket ettirmeyi başarmışlar.

    yani, ışık hızının geçilmesi diye bir şey söz konusu değil (sebepleri bu yazıda anlatılıyor).

    şimdi dağılabilirsiniz...

  • "sorun ne biliyor musun?

    sorun, senin gerçekleştirmek için çırpındığın hayallerini, başkalarının bakkaldan ekmek almaya gidiyormuşcasına kolay gerçekleştirmesi. hem de hiç haketmeden. "

    behzat ç.

  • günlerden bir gün arkadaşlarınızla diablo 2 oynamak için bilgisayar başına geçince şöyle bir bakayım diye ekşi sözlüğe girersiniz ve sol frame' de bir başlık görürsünüz. ilginizi çeker bu başlık ve açar okumaya başlarsınız. girilen genelde komik, kinayeli, serzenişli yazıların arasında bir yazı dikkatinizi çeker "vay benden başka böyle düşünen adamlar da varmış." dersiniz. nickine şöyle bir bakar aratır yazılarını okumaya başlarsınız. sizin gibi yeni bir yazardır, o da yazdığı ilk yazılardan biridir şans eseri tam o anda ekşi sözlüğe girip fark etmişsinizdir onu. sonra aklınızda kalır ismi, hergün onlarca yazarın yüzlerce yazısını beğenmenize rağmen bu yazarın adı aklınızda kalır. öyle badi butonunu falan kullanmayı bilmediğinizden her seferinde arama butonuna basıp yazdığı yazılara bakarsınız, sessizce takip edersiniz yazılarını. "ben buradayım seni takip ediyorum" temalı bir yazı yazrsınız arkadaşınıza. bir gün bir yazısı sizi çok şaşırtır aylarca seninle aynı kafadan olduğunu düşündüğün adam aslında bayandır. bu şekilde yıllar* geçer yazılarını okudukça kafa yapınızın ne kadar uyumlu olduğunu anlarsın. bir gün artık dayanamaz selam edersin, haliyle pek sıcak karşılamaz senin selamını ama bir şekilde sürer diyaloğunuz. sonra bir gün birden bir şekilde o da seni fark eder. görüşmek istersiniz ama kader buna izin vermez çünkü daha zamanı değildir. iş için bir çok defa onun bulunduğu şehre gitmene rağmen kah onun sınavı olur**, kah sen arabayla şarampole uçar ölümden dönersin* defalarca denersiniz ama bir türlü görüşemezsiniz çünkü daha zamanı değildir taşlar yerine oturmamıştır. konuşmaya devam dersiniz sürekli her gün zevleriniz ne kadar kesiştiğini ne kadar uymlu olduğunuzu fark edersiniz. kimseyle konuşamadığınız muhatab bulamadığınız şeyleri konuşur gece saat 10-11 gibi "5 dk konuşup yatayım sabah işe erken gidicem" derken ne olduğunu anlamadan saati sabahın 4 ü edersiniz. bir gün ne olduğunu o an anlayamadığınız bir sebepten kavga eder ve konuşmama kararı alırsınız. için için üzülseniz de belli edemezsiniz gurur herşeyden önemlidir çünkü. şuydu buydu derken tekrar konuşmaya başlarsınız ve size bir süre sonra konferans için oturduğun şehre geleceğini haber verir. korkuyla beklersiniz o günü bu kadar zamandır uğraşamanıza rağmen türlü felaketler ve kaderin oyunları sonucu görüşememişsinizdir. o gün sonunda gelip çatar ilk defa o gün telefondan sesini duyarsınız heyecanlanırsınız. ve onu, 4 sene boyunca yazılarını takip ettiğiniz hayal ettiğiniz, hayallerinizde göklere çıkardığınız kişiyi köprünün üzerinde size doğru yürürken görünce yanınıza gelip konuşmasını duyunca hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını hayallerinizdekinden çok daha mükemmel olduğunu görürsünüz. şimdi onu o köprünün üzerinde hafif tebessüm ederek size bakarken görüşünüzden tam 4 ay sonra onunla evliliğe doğru adım adım ilerlerken bazen 4 sene önce sözlüğe girip sol frame de onun yazısını görüşünüzü hatırlar ve "işte hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf böyle bir şey olsa gerek" dersiniz.
    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • aynısını çarşaflı bir kadına söylerseniz yer yerinden oynar, hatta tutuklanırsınız.
    en seküler görünen insan bile iş türbanlılara gelince inanılmaz duyarlı oluyor. bu ikiyüzlülük olduğu sürece böyle sokakta gençlere laf söyleyecekler.
    sokaktaki türbanlı tacizini birçok kadın görmezden geliyor, bu da çok enteresan.

  • bilindiği üzere türkiye'de altın madalya alana 2.000 cumhuriyet altını veriliyor. phelps türk olsa,

    tanesi 2.000 altından 17 altın madalya olmak üzere,

    17 x 2.000 = 34.000 cumhuriyet altınına sahip olacak. buna ek olarak 9 dünya rekoru kırdığı için,

    9 x 1.000 = 9.000 ekstra cumhuriyet altını. 34.000 + 9.0000 = 43.000 cumhuriyet altını. bu da,

    43.000 x 600 tl = 25,800,000.00 türk lirası. o da,

    usd/try = 0.56182 den,

    25.800.000 x 0.56182 = 14,494,956.00 usd para demek.

    fakat phelps napıyor, madalyanın tanesi 25.000 dolardan karın tokluğuna kulacını sallıyor. ağlamamak elde değil.

    (bkz: hesaplayan adamlar)

  • merhabalar.. yine unutulmaz bir anketle karşınızdayız. evet, 'x film olmadığına göre sik gibi olmuş' dediğinizi duyar gibiyim. liste tamamen kişisel zevkler göz önüne alınarak hazırlanmıştır. üzerinden yıllar geçse de hangi filmlerin replikleri arkadaşlar arasında ve sosyal medyada goygoy malzemesi olarak kullanılıyor, buna dikkat edilmiştir. yani genel bir kabul durumu da vardır. beynelmilel ve inşaat komedi filmi olarak görülmediğinden; düğün dernek ve recep ivedik 2 ise çok güldürmesine rağmen iyi bir film olarak görülmediğinden listeye alınmamıştır. işte listemiz:

    1. g.o.r.a. / senaryo: cem yılmaz yönetmen: ömer faruk sorak

    cem yılmaz'ın stand-up'larında bahsettiği '1 türk uzayda ne yapar?' muhabbetinden yola çıkarak hazırlanmış, defalarca izlenip yeni espriler keşfedilesi muazzam film. hatta 2007'ye kadar 'senaryosu replik replik ezberimdedir' iddiasında olduğum bir efsanedir kendileri. sanat yönetimi olarak aşmış, dönemin şartlarına göre "vay amk dekora bak" dedirtmiş, kült kere kült film. yer yer turist ömer'i hatırlatan üçkağıtçı türk arif ışık sinema tarihimizin en ünlü 10 karakteri arasına girmiştir. zaten çok fazla anlatmaya gerek yok bu filmi, tartışmasız kral!

    spoiler: - televizyonda ayan beyan gördük oğlum, kız seni acayip süzdü ha...
    + utanmıyor musunuz oğlum, baktın öpüşüyoruz kanalı değiştirin.

    2. neredesin firuze / senaryo: levent kazak anlatıcı: ezel akay

    bana göre en iyi türk filmi ama temamız komedi olduğundan 2. sırada. hem yaşanmış bir hikayeyi anlatıp hem masalsı olabilmek, hem bu kadar komik hem bu kadar hüzünlü olabilmek gibi mükemmel çatışmaları barındırır. hep bir türk filmi çekmek isteyen kardeşime diye başlayan ve 'türk filmi' olmanın hakkını veren, hatta ırzına geçen bir film. meşhur kaybeden adamlar sıcaklığıyla, rengarenk kostümleri ve haluk bilginer'in hayri karakteriyle unutulmaz bir müzikal..

    spoiler -hayri abi yapma ya, bu kıyafetler mi gidicez abi otele? gidip mesela vakko'dan falan bişeyler alsak üzerimize?
    +yoo öyle hemen atlamayalım, şanımıza yakışmaz. adımızı lekelemeyelim. türk milleti şan şeref için yaşar oğlum bakarız bişeyler (ve akabinde altın sarısı kıyafetleri bi' kostümcüden yürütürler)

    3. vizontele / senaryo: yılmaz erdoğan yönetmen: ömer faruk sorak & yılmaz erdoğan

    listenin meselesi olan filmlerinden, modern kibar feyzoama bana göre onun da üstünde. yılmaz erdoğan'ın şiir dizeleri gibi ilerleyen komik replikleriyle, hikayesiyle kökünü bu topraklardan almış başyapıt. "biz kürtlerin televizyonu yoktu, ki olduğunda bile ona televizyon demiyorduk" gibi bir ana fikir çıkarılabilecek bir filmdir. komedi olduğundan kimi çevrelerce görmezden gelinse de, çoğu baba filmden daha güçlü politik mesajları vardır. arzu film ekibiyle boy ölçüşecek derecede bir oyuncu kadrosuna sahiptir.

    spoiler: - yok benim dedem şöyle büyük ağaymış da, yok benim dedemin katırları kimse de yokmuş da.. beni methetme kardeşim, bana para ver

    4. organize işler / senaryo & yönetmen: yılmaz erdoğan
    yılmaz erdoğan'ın hakkari'den sonra istanbul'u anlattığı mükemmel bir film. yakın dönem türk sinemasında "başı mafyayla derde giren arkadaşların komik macerası" konseptinin ilklerindendir. yazar yine tarzını konuşturmuş; hüzün ve komediyi mükemmel bir şekilde harmanlamıştır.

    spoiler- müslüm bey, benim o kelimeyi kullanmam güzel olmamış da, arkadaşların çok tekrar etmesi tabi, hiç hoş olmamış yani..
    - abi ben bey amca duymuyor diye öyle yüksek sesle bağırarak şeyettim..
    - yok canım yaptığın düpedüz kabalık

    5. pardon / senaryo: ferhan şensoy yönetmen: mert baykal

    pardon, politik türk tiyatrosu mizahının ne yazık ki başarılı son örneğidir. belki daha sonra sinemada veya tiyatroda benzerleri olacaktır ama o erbakan'la, özal'la, demirel'le cebelleşmiş ekolün havasını, ruhunu yaşatmaları mümkün değildir. kara mizahın acı acı ve acıtarak işlenildiği bu film, hikayesini yine gerçek bir olaydan almıştır. tiyatro nedir bilmeyen insanlara, ferhan şensoy'u sevdirmiştir. unutulmazdır.

    spoiler - kendisi subay. ben doğduğumda komşuymuşuz. o benden 3 ay önce doğmuş. sonra annelerimiz bizi beşik kertmişler.
    + salak karılar.. beşik kertme neymiş, sen beşikte mi büyüdün?

    6. kahpe bizans / senaryo: gani müjde & kemal kenan ergen & fatih solmaz yönetmen: gani müjde

    harika bir karikatürist komedisi. ecnebilerin sık sık işlediği dönem filmi komedisinin ülkemizdeki belki de en iyi örneğidir. filme battal gazi'nin oğlu'nun parodisi de diyebiliriz aslında. listenin en absürd filmidir. yazı ekibinde başlarda cem yılmaz yer alsa, hatta cem davran'ın rolünü o oynacak olsa da nedense daha sonra ekipten ayrılmıştır. gani müjde bu kadar kötü işler yapmasına rağmen, hala nasıl tv'de iş buluyor sorusunun cevabı bu filmde aranmalıdır. adam öyle yüksek kredi elde etti bu filmde.

    spoiler: - aslında onu başkumandan yapmayı planlıyordum...
    + yalvarırım majesteleri, onu başkumandan yapmayın beni yapın, o daha küçücük çocuk!

    7. itirazım var / senaryo: onur ünlü & sırrı süreyya önder yönetmen: onur ünlü

    listenin en komedi olmayan filmi. şimdi diyebilirsiniz, "ulan dürrük, inşaat komedi değil de, bu mu komedi?" belki de haklısınız ama yapacak bir şey yok. ülkemizin en özgün filmcilerinden, absürd komedi dram türünün kralı, afilli filintaların sinema neferi onur ünlü bu listede olmalıydı. itirazım var çok yeni, ama bu kısa sürede çok izler bırakmış bir film. sinemamızda imam karakterinin cahil ve kötü veya saf iyi olmadığı ender filmlerdendir. ihsan eliaçık soslu dini yorumlarıyla çok kişileri kızdırmış, çok ezber yıkmıştır. tüm bunların yanında çok da komik filmdir.

    spoiler -cihan demir, cinayet masasından
    +selman bulut, camiden

    8. yahşi batı / senaryo: cem yılmaz yönetmen: ömer faruk sorak

    cem yılmaz'ın "bir türk uzaya çıktı, geçmişe gitti. peki neden 1881 amerikasına gitmesin?" motivasyonuyla yaptığını ve çok da iyi yaptığını düşündüğüm harika komedi- western filmi. klasik cem yılmaz mizahının yanında, çok derli toplu bir sinema filmidir ve platosuyla, kıyafetleriyle dönemin özelliklerini çok güzel yansıtmıştır. bu gerçekliğin içinde kayseri şivesiyle konuşan şerif filmin adeta çileği olmuştur.

    spoiler- çatapat ahmet kim ulan?
    +efendim ben zaten bu adamın ismini ne zaman zikretsem başım derde giriyor.

    9. entelköy efeköy'e karşı / senaryo & yönetmen: yüksel aksu

    ülkemizin sinemada politik mizah kıtlığı çektiği, sermiyan midyat'ın yılmaz erdoğan taklidi yapmaktan öteye geçemediği bir dönemde, özlenen lezzet güneydoğudan değil bu sefer egeden gelmiştir. yöre halkının filmde oyuncu olduğu entelköy efeköy'e karşı; köylü anarşistin, burjuva anarşistin ve oportunist köylünün karşı karşıya geldiği enfes bir filmdir. ve şöyle bir soru sordurtmuştur bana "tuzu kuru şehirliler doğanın, ekolojik dengenin korunmasını istiyorsa ve fakir köylü kurnazı santralde işe girip karnını doyurmak istiyorsa, burada haklı veya haksız var mıdır?" tüm bunların yanında şahin ırmak, başarılı performansıyla ve filmin atmosferinin de yardımıyla seyirci de bir kemal sunal tadı bırakmıştır.

    spoiler - ya rabbel alemin! milli sinai hamlemizi istemeyenlerin, din diyanet bilmeyen, ana baba ecdad sevgisi olmayan bu tamtamcı anarşistlerin şerrinden sen bizi koru yarabbim.

    10. kolpaçino / senaryo: şafak sezer & kaan ertem & suat özkan yönetmen: atıl inaç

    guy ritchie filmleri ve organize işler havasının püfür püfür estiği, senaryonun tamamının olaylar olaylar şeklinde ilerlerdiği unutulmaz bir filmdir. yine bir karikatürist komedisidir. evet ben de şafak sezer'in hem siyasi tutumlarından hem özel hayatındaki karakterinden nefret ediyorum, ama adam komik. ki zaten listede 3. filmi oldu kendisinin. sürekli herkese atarlanıp, sonra da dayak yediğiyle kalan özgür karakteri kolpa kelimesinin anlamını açıklama görevi edinmiştir adeta kendisi. öbür yandan filmin en önemli başarısı, repliklerinin bu denli meşhur olmasının nedeni; filmde anlatılan mafyatik insanların jargonunu mükemmel kullanmasıdır. diyaloglar komik olsun diye laf ebeliğine girilmemiş, her şey olduğunca gerçek bırakılmıştır. bu sayede mesleği oyuncu olmayan isimler bile bu filmde kendilerini oynayarak patlama fırsatı bulmuştur. unutulmazdır.

    spoiler - bizimkiler gidince evi filmcilere veriyorum, 10 lira geliyo, ay sonuna kadar idare ediyorum. sabri abin bizi yanlış tanımasın, bizim paraya falan ihtiyacımız yok