hesabın var mı? giriş yap

  • “benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”

    (bkz: e dergisi)

  • şurada görülebilecek olan bir karadeniz somonuna ait açıklama. adam çamur haline gelmiş lağım suyu gibi bir birikintinin önünde durmuş "eski halinden çok daha güzel oldu. eskiden çok atıl durumdaydı. allah devletimizden razı olsun." diye açıklama yapıyor hahah. karadenizi müsilaj kaplasa demek ki "oh oh çohiyi oldu allah devletümüzden razı olsun" deyip içinde yüzecek. bu halkın başına ne gelse az gerçekten ya. ben asla yeterince belamızı bulduğumuzu düşünmüyorum.

  • haber alma ve bilgiye ulaşma hakkım, bana sormadan ve iznim olmadan nasıl kısıtlanabiliyor ?

    önümüzdeki seçimlerde bir güvenlik tehdidi olsa, nasıl iletişim sağlanacak ?

    mesela 15 temmuzda da aynı engelleme yapılsaydı, halk nasıl direniş gösterecekti ?

    kapalı bir kutuda, merkezi bir odadan yönetiliyormuşum gibi hissettiriyor. kumanda odasındakiler, keyfine göre hareket ediyor.

    günümüzde telefonlar iletişim ve haberleşme aracı olarak kullanılıyor fakat cebinizdeki telefonlar, 1 dakika içerisinde tüm işlevini yitirebiliyor.

    bakın bu bir sorundur. hem de ciddi bir sorun. derhal bu uygulamaya son verilmeli, bu konuda farkındalık yaratılmalı.

  • fuarlarda ingilizce, fransızca vb dillerde tercüman arayan bir firmaya başvurulmuştur. iş görüşmesine gittiğinizde sizinle birlikte mülakata girecek başka biri daha olduğunu görürsünüz. o da sizin gibi üniversite öğrencisi 22 yaşlarında bir erkektir. ikinize de bir form verirler, hangi dili hangi seviyede konuştuğunuz, aldığınız sertifikalar, çalıştığınız şirketler tarzı. ikinizi de mülakata aynı anda alırlar. mülakatı yapan ik biraz gıcıktır. önce sizle yaparlar ardından diğer çocuğa geçerler.

    ik: fransızcayı çok iyi seviyede bildiğinizi yazmışsınız?
    -evet
    ik: fransız lisesinde mi okudunuz?
    - hayır
    ik: fransızca bir üniversitede mi okudunuz?
    - hayır ama
    ik: fransız kültür'de ders mi aldınız
    - hayır ama şey
    ik: sertifikanız var mı fransızcayla ilgili
    - hayır
    ik: tamamen meraktan soruyorum, fransızcayı nerden öğrendiniz?
    - babam öğretti
    ik: babanız? fransızca öğretmeni miydi?
    - hayır ama
    ik: buyrun söyleyin nasıl öğrendiniz, sabahtan beri ama diyorsunuz
    - babam fransız, eğer adıma ya da soyadıma bakmış olsaydınız benim de fransız olduğumu anlardınız.
    ik: adınız?
    - marcel. adı marcel olan pek türk yoktur sanırım.
    .

  • orantılı zekaya muhteşem bir örnektir.

    http://webtv.radikal.com.tr/…de-piknikli-eylem.aspx

    helal olsun çocuklara. madem orası halkın sarayı, istersem gider piknik yaparım, istersem içini gezer tozarım (limitler dahilinde) kimse de bana karışamaz. ama sen en doğal hakkını kullanmaya çalışan çocukları yaka paça göz altına almaya çalışıyorsan sadece zavallısın demektir.

    yıkılacaksın erdoğan, korkunun ecele faydası yok!

    edit: videonun girişindeki atletli abinin polise karşı hala rol kesmesi, polisin önünde karpuzlu topla oynamaya çalışmaları muazzam ya. bugün polis canlarını yakmış olabilir ama dirençleri ve soğuk kanlılıkları ile polisleri mala bağlatmışlar, acınacak duruma sokmuşlar. bunun zevkini yaşayıp mutlu olsunlar.

    edit 2: bu video daha güzel bir çekime sahip ve daha detaylı; https://m.youtube.com/watch?v=sfqks-d_wfc