hesabın var mı? giriş yap

  • enteresan diyaloglara ve enstantanelere yol açabilir.

    bir kere 11 tane birçoğu uzman olan 30 yaş üstü doktorun bulunduğu sahada kendini mental açıdan yetersiz görüyorsun.maça başlarken takımın orta sahanın 2 yönünü de oynamaya çalışan dinamik zencisi olarak buluyorsun kendini.* sonra yapılan meslek espirilerine falan bakınca mevkin bir anda forvet arkasına doğru kayıyor. insanın özgüveni geliyor bir anda.

    adam mesela kadın doğumcuymuş maç esnasında öğrendim.gol kaçırdı arkadan mesleğinin hakkını ver. şu deliği bul artık diye tepkiler geliyor. adamın teki kilolu bi doktor amcaydı koşu yoluna pas attım , benim nabzım çok yükseliyor koşamıyorum öyle pas atma dedi bana. adam koşamıyor ama halı saha maçına gelmiş. gerçekten de hiç koşmadı. öyle sergen gibi alex gibi az koşuyor anlamında demiyorum gerçekten koşmuyor , yürüyor.

    düşen birisi olsa hemen teknik müdahaleler, basit olayı enine boyuna değerlendirmeler halı sahada görmeye alışık olmadığımız abartılı fairplay hareketleriyle maçı viran eylediler. maç baklavasınaydı kazanan takımdan 3 tanesinin trigliseridi yüksekmiş yemediler.yiyenler de lan ben şimdi bunu yerim gece rahat durmam hahahahah tarzı diyaloglara girdiler. hulen dedim çok bilmek de
    iyi değil. esnaf amcalarla yapacaksın maçı herifler kalp tansiyon şeker hepsinin kombinleyip gelmişler haberleri yok. devre arasında da sigaralarını yakıyorlar, paketi çoraplarına sıkıştırıp giriyorlar maça.

  • çocukların üstünde basınç testi, hadım etme, soğuğa ne kadar dayanıyolar , ilaç testi gibi deneyler yapmıştır. hatta abarıp göz rengi değiştirmek için çocukların gözlerine bazı kimyasallar enjekte etmiştir.eğer cehennem var ise en dibinde olmasını istediğim insanlardan biridir.

  • onun tokadından çok karşısındaki kadın belediye başkanının tepkisizliği sinir bozucu olmuş

    tepki versene hanımefendi!

    edit : bu başlık bu adam ekranlara veda edene kadar gündemde kalmalı

    bu bizim tanık olduğumuz hareketi, kim bilir daha neler var tanık olmadıklarımız

    edit 2 : olay kamuoyuna yansıdığı için özür diliyorum demiş

    özür dileme istifa et bayım!!

  • hobi olarak arıcılığa başladığım 2021 yılında kendilerinden haberdar olduğum bir arı türü. yavaş yavaş önce yerel medyada duyulmaya başlandı, yakında ulusal medyada da "katil gal arısı o ilde de görüldü" tarzı clickbait haberlerle de duyulacagindan eminim.

    ahanda şöyle kara tombul bişey:

    https://www.google.com/…aq&biw=393&bih=750&dpr=2.75

    resimlerden de anlaşılacağı üzere kestane ağaçları nisan mayıs aylarında tam tomurcuklanirken gelip yumurtasını çiçeğin, tomurcuklarin içine atıyor. ergin bir gal arisi 100 tane yumurta atabiliyormus. bunun sonucunda kestane çiçekleri gelişemiyor, döllenme gerçekleşemiyor ve dolayısıyla kestane meyvesi de oluşmuyor. ürün anlaminda hem kestane çiçeğinden elde edilen kestane balı, hem de meyvesi olan kestane olarak iki farklı şekilde zarar vermiş oluyor ve çok büyük bir maddi kayba neden oluyor. türkiye kestane üretiminde belki inanmayacaksınız ama dünyada ilk 3te yer alıyor. bilhassa ege, marmara, orta karadeniz ve doğu karadenize doğru olan dağlarda kestane ormanları mevcut ve bölge halkınin en önemli geçim kalemlerinden birisini kestane ürünleri oluşturuyor.

    tarım bakanlığı değişik mücadele yöntemleri deniyor ve dediklerine göre kimyasal mücadelede henüz pek başarı saglanamamis. en etkili yöntem, torymus sinensis kamijo (hymenoptera: torymidae) adlı larva parazitinin ormana salınımı ile biyolojik olarak mücadele edilerek elde edilmiş. tabi henüz literatürde bu yeni bir yöntem ve diğer olası biyolojik etkilerinin de dikkatlice incelenmesi, ekolojik dengeye başka türlü de zarar verilmemesi lazim. türkiye'de yalova'da görülmeyle haberdar olunuyor ama benim takip ettiğim arıcı videolarından gördüğüm kadarıyla trabzon'da bile görülmüş durumda, yani malesef türkiye'de karadeniz kusaginda neredeyse bütün kestane ormanlarında mevcut. en çok kestane uretimi olan aydın'da henüz görülmemiş. yine yerel basından takip ettiğim kadarıyla halka aydın'da bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor.

    konunun ülke gündemine getirilmesine ve bu zararliyla daha iyi mücadele edilmesi için araştırırmalarin arttırılmasına ihtiyaç var. bunun için de tabi fonlar lazım. konu gündeme geldikçe daha fazla üniversitenin ve araştırmacıların konuya akademik olarak yaklasacagini ve daha fazla fon ayrilacagini düşündüğümden buraya da bir entry bıraktım. bölge halkı zaten sürekli konuyu hemen her fırsatta belediyelere, basına ve milletvekillerine duyurmaya çalışıyor ama ülke milli servetimiz olan kestanenin ve diger milli servetlerimizi de korumamız gerektiği için topluca bir bilinclenmeye ihtiyacımız var.

  • yapılamayan pfdk sevklerini araştırmaya gelmişlerdir. eee senin ülkende bir maçta taraftar sahaya dalıyor taraftarla futbolcular arasında bildiğin tekne tokat kavga yaşanıyor üzerinden bir hafta geçiyor ama bir tane bile işlem yok. disiplin cezası yok. soruşturma yok. hiçbir şey yok. niye yapmadın pfdk sevkini diye sorarlarsa “seçim var diye ehiehi” diyebilecekler mi bakalım.

  • evet bu da oldu hem de mecliste..

    chp'li engin altay'ın “ millet aç, millet perişan. midesine sadece kuru ekmek giriyor.” sözleri üzerine a.k. partisi denizli milletvekili şahin tin “ o zaman aç değil demek” diye cevap verdi ve bu rezalet tutanaklara geçti. sinir sistemi sağlam olanların izlemesini öneririm sadece..

    gün geçmiyor ki midenizi bulandıracak, insanlığından utandıracak bir şey yaşanmasın..

    yaklaşık 15 sene önceye kadar; sektirmeden oruç tutan, her gece yatmadan şükreden dua eden, ara sıra da olsa namaza giden insandım. ama yıllar içinde öyle bir hale geldim ki bunca yapılan şeylere rağmen kimsenin belasını bulmadığı gördükçe resmen itikadım sarsıldı, geçtim oruç vs tutmayı artık dilek bile dilemiyorum. bildiğin koca bir nesil bunlar yüzünden dinden imandan soğudu, allah'la bile arasına mesafe girdi..

    hala daha; allah sizi kahretsin demekten başka da elden gelen bir şey yok ne yazık ki..