ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
medici etkisi
-
medici ailesi bildiğimiz italyan bir banker aile. floransada yaşadıkları dönemde "sanatın ve sanatçının dostu mediciler" olarak nam salmışlar. onların günahları boyunlarına belki kara para aklamak için belki de diğer ailelere nispet olsun diye ressam, heykeltıraş, müzisyen kim varsa kol kanat germişler.
şimdi bu mediciler michalengeloyu çağırıp "micha, pek bir yentenekli bulduk seni. bize şöyle ortaya güzel bir davud heykeli yap bahçeye koyalım havamız olsun, parası neyse veririz" diyerek sanat eserleri yaptırınca diğer aileler de buldukları sanatçıları çağırıp "medicilerin heykeli varsa bizim de keman konçertomuz olsun" diyerek yarışa girmişler.
bu yarış sonucunda rönesans dediğimiz güzellik ortaya çıkmış.
işte iş dünyası, pazarlama, yönetim vs için yaban ellerde medici effect diye adlandırılan medici etkisinin temeli bu davranış biçimi. yani ne diyor, sanat ve iş dünyası bir arada olursa her ikisi için yaratıcılık ve kalıcılık ortaya çıkar.
sanata destek veren eczacıbaşı ailesi mediciler gibi unutulmaz olur, destek verdiği sanatçılar da sanatlarından başka bir şey için kaygı duymayacaklarından daha üretken olurlar. kurumun sanata verdiği destek aynı zamanda imajını parlatır. ayrıca işinizi bir sanat eseri gibi ele alırsanız yenilikçi ve farklı olabilirsiniz. diğer taraftan bir sanatçı için de eninde sonunda, yeni bir sanat eseri yaratabilmek için maddi bir kazanç zorunludur. demek ki neymiş, ortaya koyduğun sanat eserinin maddi bir karşılığının olması yani hem sanat eseri hem ticari eser olması gerekiyormuş. demek ki her sanatçının aynı zamanda ticari zekaya sahip olması yaşaması için önemli.
her iş adamının da işinde yaratıcı olabilmek için sanatçı duyarlığına sahip olması şart.
bütün bunları toplayınca medici etkisi dediğimiz, bu yılın popüler kavramı inovasyonun papucunu dama atacak bir güzellik ortaya çıkıyor. ya da medici etkisi 2009 konusu olabilir. türkiye hazır değil. 2008 için reconstruction veriyoruz. yık, yeniden yap.
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
bench press yapıp, göğüs kaslarınızı geliştirebilirsiniz bu yorganla.
midyeci ahmet'in eski eşine yaptığı haksızlık
-
bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.
kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.
şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.
ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*
patiswiss ceo'suna itibar suikasti yapılması
-
patiswiss piyasayı sürklase mi ediyormuş? allah belamı versin ilk kez duydum ismini. ayrıca başlık sahibinin yazdığı şeyin "tayyip iyi ama ah o dış mihraklar" laflarından hiçbir farkı yok.
ulan kadında öyle bir kibir ve kendine inanmışlık var ki öss'de 45'te 45 türkçe yaptığını yazarken bile imla hatalarıyla göz kanatıyor.
neyse, çikolata zaten pek sevmem, küflüsünü hiç yemem.
hayko cepkin'in yıldız tilbe tweet'i
-
çok antipatik bir tweet.
yıldız haklı, hayko haksız. oturmuşsun tatil beldesindeki villanda; şehrin göbeğinde bile otursa sabahın 7'sinde o karanlıkta işe/okula giderken ''ulan inş köpek çetesi çıkmaz karşıma'' diyen insanlara twitter'da felsefe yapıyorsun.
finlandiya başbakanı'nın instagram paylaşımı
-
bugün yeni bir paylaşım geldi;
ilgili paylaşım
finlandiya'nın en ünlü yapılarından biri olan helsinki katedrali önündeki merdivenlere eşofmanlarıyla oturup, donut yiyerek poz veren kişi; finlandiya başbakanı sanna marin.
bizim memlekette çok uzun yıllar görülemeyecek bir tablo.
edit1: yapmacık paylaşım denmiş. bu kadın başbakan olduğunda instagram sayfasında asansörde aynada çektiği selfie fotoğrafları vardı. neyin yapmacığı? kanıt
edit2: yaklaşık 6 aydır finlandiya’da yaşıyorum. finlere böyle bir başbakan gerçekten çok yakışıyor. finler yaşantılarında inanılmaz mütevazi insanlar. sanna marin de direkt halkın temsilcisi.
az bilinen görgü kuralları
-
benim en çok hassasiyet gösterip uygulamaya çalıştığım şey sessiz olmaktır. her yerde. her şeyde takındığım sessizlik.
mümkün olan en sessiz şekilde işimi halletmek.
ışığın düğmesi açılacak çaaat. çekmece kapanacak, dolap kapağı kapanacak baaaam, masaya bardak konacak çaaaat.
çok yoruluyorum. bu gürültü hali beni yoruyor. insanların, yanlarında kimse yokmuş gibi davranmaları beni çok hırpalıyor. ben sanki yokmuşum gibi işimi görürken bir başkasının kafama vururcasına her işi gürültüyle halletmesinden tiksiniyorum. ben ki çatalı kaşığı bile tabağa ses çıkmasın diye yavaşça koyan adamım, merdivenden yuvarlanıyor gibi inemem, kendi çıkardığım sesten bile rahatsız olurum, hayatımın ne derece zor olduğunu düşünün.
insanlara mute özelliği getirsin elon musk.
christian bale'in bale yapmaması
-
alen boksic'in bok sıçıyor olması gerçeğinin yanında sönük kalan bir durumdur.
edit: başlık bana yıkılmış, ama sıkıntı yok xd
bir ankaralıya denizi anlatmak
-
çok kolaydır. asıl zor olan ankaralı olmayan birine keçiören şelalesi'ni anlatmak.
pardon filmindeki ibrahim
yaran facebook durum güncellemeleri
-
o değil de çamaşır makinesinde niye cam pencere var. koca makine yalan mı söyleyecek yıkıyor lan işte.
deniz tarağı yengeç ıstakoz üçlüsü
-
spongebob squarepants'in kahveden okey arkadaşları.
.