hesabın var mı? giriş yap

  • klasik bir sabırsız salak kazası.

    ülkedeki sorunların ciddi bir kısmı "ben bekleyemem, hemen benim işim olsun, önce ben" türü çocukça gerizekalılıklardan kaynaklanıyor.

  • her kış 5 kilo alıp yaza kadar 5 kilomu vermem lazımcı tiplerin dramını okurken sinirleniyorum resmen. biz burada obezite ile mücadele etmeye çalışıyoruz, millet 60 kilo oldum kilolarımdan insan içine çıkamıyorum diyor. sanki 150 kiloyla morbid obezsin de yürüyemiyorsun anasını satayım yaa...

    hangi bakış açısı sadece 50 kiloda fit olacağınıza inandırıyorsa sizi, gidin ona öfkelenin lütfen.

    hala tartıda gördüğü rakam için delicesine bunalıma giren insanlar görüyorum ki asabım bozuluyor.

    az ağırlık kaldırın ki kaslarınız güçlensin. her yaz aynı teraneler için kafa şişirip durmayın. kilo vermenin ve fit olmanın tek yolu temiz beslenip, spor yapmaktır. bugün kilo vermenizi sağlayan mamalarınızı (!) ömrünüz boyunca kullanamayacağınıza göre sürdürülebilir alışkanlıklar kazanmak yararınıza olacaktır.

    special k, çilekli activia yiyip tatlı krizine girmeniz çok normal. kalorileri değil etiketleri okumaya başladığınız an doğru yola giriyorsunuz demektir.

  • geniş zaman, boş kafayla okunması gereken kitaplardan.

    her cümle alabildiğine bilgi, her tasvir hayalgücünü zorlayan unsurlar içerir. dur ulan arada şunu da okuyayım diye alıp da vincinin şifresi muamelesi yaparsanız her paragrafın üstünden en az 3 kere geçer, açık ağızın kenarından akan salyayla sayfalarda lekeler yaparsınız o olur.

  • tcdd işçilerinin kurduğu bir halk takimidir, isyankardir, gezi parkinda bayraklariyla çarşıyla beraber meydana cikan en kalabalik taraftar gruplarindan biridir.
    futbol dışında yüzme ve su topu takımlarıyla nice başarılara ulaşmıştır.
    su topunda 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yılda da tek mağlubiyet alarak toplamda 29 kez türkiye şampiyonu olmuştur.

    manş denizini yüzerek geçen ve dönemin dünya rekorunu kıran ilk türk erkek yüzücüyü (erdal acet) çıkardığı gibi ilk kadın yüzücüyü de (nesrin olgun) çıkartmıştır.
    ayrıca güreş, basketbol, bisiklet ve voleybol'da kadın ve erkek branşları vardır.

    başakşehir, osmanlı gibi ne idüğü belirsiz kulüplerden çok daha süper lige layıktır.

    edit: takimin baskaninin ethem sancak'in kardesi oldugunu hatirlatan mesajlar aliyorum. bu kisiler gelip gecidir, kulupler, taraftarlar ve onlari var eden gecmisleri kalicidir. sancaklarin parasi salgin sebebi ile tum kuluplerin icine girdigi ekonomik darbogaz doneminde adana demirspora gidecekse gitsin. herkes akkoyun karakoyun kimler onlari biliyor zaten. demirspor, onlar gelmeden once de superlig'in kapilarini zorlayan, ama playofflarda sanssiz sonuclar almis olan, her sezon hedefi superlig olan kalburustu bir takimdi.

  • bugün şehirler arası otobüste biri kadın, diğeri erkek olmak üzere iki kişiyi bu dili konuşurlarken duydum. başta sorun değildi, ama zaman ilerledikçe durumdan rahatsız olmaya başladığımı fark ettim. bir zaman sonra ise artık tamamen rahatsızdım. oysa rahatsız olmam çok saçmaydı! önce, anlamadığım bir dil konuşulduğu için rahatsız olduğumu düşündüm; ama bu koca bir yalandı. italyanca ya da ne bileyim, fransızca olsaydı bu diyalog, umurumda bile olmayacaktı. sonra acı içinde fark ettim ki o iki kişinin bir şekilde bana zarar vereceklerinden korkuyordum.

    tüm yol boyunca korktum. en ufak kıpırdanmalarından korktum, tedirgin gözlerle onları izleyip durmuşum yol boyunca kendim bile farkında olmadan. her an bir patlama sesi bekledim, hatta bir canlı bombanın hedef seçmesi için ne kadar uygunuz, onu hesapladım kendimce. belki de hiç düşündüğüm gibi değildir o işler; yabancısıyım, bilemiyorum. onlarsa yol boyunca o beni korkutan dilde konuşup gülüştüler. yani her insanın yapabileceği şeyler.

    erkek olanın annesi olduğunu düşündüğüm kadın, muhtemelen kürtçe dışında bir dil bilmiyordu. belki şehrinden dışarı bile ilk çıkışıydı. eğer öyleyse ne güzel bir karşılama yapmıştım içimden ona. tüm bunları düşündüğüm için kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok utandım kendimden. kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok canım yandı hissettiklerimden. bana göre hiçbir dilden korkulmamalıydı ya, ikiyüzlülüğümden utandım.

    oysa bana tüm bu mücadele, tüm bu dökülen kan saçma, aptalca ve hatta komik geliyor. önemsemeyi reddedeli çok zaman oldu içimde olan biteni. kimse düşmanım değildir benim, ben de kimsenin düşmanı değilimdir. bunlara rağmen yine de korkuyorsam bir şeyler her zamankinden de çok yolunda gitmiyor demektir bir yerlerde...

  • ''belki de şimdi gökte 3 elmacı (steve jobs, newton ve adem) oturmuş, hangi elmanın insan hayatını ne kadar değiştirdiğini konuşuyorlardır.''

  • psikolojide splitting (bölme) denilen bir bilinçdışı savunma mekanizması var. splitting yapan kişi benliğini, ötekini ve dünyayı, iyi ve kötü diye ikiye bölerek algılar ve bu iki yakayı bir araya getiremez. bu mekanizmanın yoğun olarak kullanılması çarpık bir dünya anlayışına neden olur.

    sosyal medya splitting'i körükleyen bir yapı çünkü bireyler burada tam da bölmeye uygun şekilde birer parça nesne olarak var oluyor. bir entry, bir fotoğraf, bir tweet ile tanıdığınız insan elbette tam bir insandan çok, o insanın sadece bir yüzü, bazen bir ânı demek. bu da o yüzü beğenmezseniz öfke ve ötekileştirme yani kötü algılamayı ya da yüzü beğenmeniz durumunda özdeşim ve yüceltme yani iyi algılamayı kolay hale getiriyor.

    o yüzden sosyal medya üzerinden tanıdığınız ve kişisel ilişkiniz olmayan insanlara öfke ya da hayranlık duymanız, yani onları kötü ya da iyi nesne parçaları haline getirmeniz, o kişiyi gerçek ve bütüncül bir imge olarak algılamaktan çok daha kolay.

    burada öfke duyduğunuz biri ile gerçek dünyada kahve içseniz 'o kadar da kötü biri değilmiş' demeniz; burada hayran olduğunuz biri ile oturup sohbet etseniz 'bu muymuş yani' demeniz olası.