ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
herkesin 1999 yılında ölmüş olması
kılıçdaroğlu tuvaletleri ne ara temizledin
-
cumhurbaşbakanından gelen ibretlik pas.
şu şekilde cevap verilmeli:
sen beni, benim tuvalet temizleyen asgari ücretle çalışan vatandaşıma benzeterek mi aşağılamaya çalışıyorsun, bu benim için aşağılama değil onurdur. alın teriyle para kazanana benzetilmek kadar güzel bişey var mı? ama merak etme, yakında onuruyla çalışan herkesi senin zulmünden kurtaracağız, hakettiği yaşamı, hakettiği kazancı almasını sağlayacağız.
-------------------------------------
debe'ye giren entrilerin editlenmesi modasının biraz bokunun çıktığını düşünmekteyim. bu yüzden, bu edit için, benim gibi düşünen siz sözlük yazarı arkadaşlarımdan özür diliyorum. aritra'dan gelen istek üzerine edit:
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
japanese attitude for work : "if one can do it, i can do it. if no one can do it, i must do it."
middle eastern attitude for work : "wallahi if one can do it, let him do it. if no one can do it, ya-habibi how can i do it?"
hayata dair iç burkan detaylar
-
servis şoförü bir abimiz var, çok iyi bir insandır.
hiç kimseyi kıramaz, nerede olursan ol görevi olmasa da hızır gibi yetişir gelir.
kurban bayramından önce müdür beyi sorup duruyordu odasında mı onunla bir şey görüşeceğim diye.
her gün soruyordu bir türlü denk gelemiyordu, bir gün aradım abi gel yalnız şu an müdür bey dedim.
utana sıkıla girdi odaya. ne konuşuldu bilmiyorum, araya epey bir zaman girdi nasıl oldu hatırlamıyorum o abinin bir hafta boyunca 2 bin lira için bayram arifesi utana sıkıla müdürü sorduğunu öğrendim.
öyle üzüldüm ki, boğazım düğüm oldu resmen.
onun üzerinden de epey zaman geçti abiyle bir yerde rastlaştık bi emrin, arzun var mı diye sordu estağfurullah dedim gözleri dolu doluydu sustum kaldım.
dün akşam beni eve bırakırken insanın rızkı için rezil olması çok ağır be kızım dedi.
kıytırık bir sebepten fırça atmış müdürlerden biri.
bir kolim vardı zorla aldı elimden kapıya kadar taşıdı.
böyle iyi bir insanın bin türlü eziyetle iki kuruş kazanmaya çalışırken kötü hissettirilmesini sindiremiyorum.
eczacılık ve hukuk okuyan iki kızı olan emekli bir öğretmen bu adam.
edit: entry' i okuyup burs göndermek isteyen bir sürü kişi oldu, var olun. ne diyeceğimi bilemedim, yardımcı olmak isteyen herkes sağ olsun.
nicklerini paylaşmayı uygun bulmuyorum(zaten isimlerini, kim olduklarını ben de bilmiyorum) birkaç yazar cüzi olarak olarak tanımladığı fakat öğrencinin şu an ihtiyaçlarını karşılamaya gerçekten yardımcı olmuş paylaşımlarda bulunmuş, yardımcı olan herkes sağ olsun.
elif aybüke koçak
-
normalde böyle looser arkadaşlara prim vermemek adına isimleri altına çok entry girmem ancak bu istisna olsun.
aklıma umut sarıkaya'nın bu eserini getirmiştir.
http://www.egonomik.com/…/01/umut-sarıkaya-tunc.jpg
burdaki tunç da bu arkadaşımızı temsil ediyor tabiiki.
bi yandan ''baba param bitti yaa arkadaşlarla tatile gidicez'' bi yandan ''post sürrealizm bilmem ne'' ( salladım bu kısmı o derece dinleyemedim)
35 yaş üstü insanlar sözlüğe yazmasın kampanyası
-
daha yazar olali 3 gun olan bir ergenin sizlamalari. okullar tatil olunca bu cocuklari da bilgisayara verip kurtulmaya calisiyor anne babalari.. sunlarin eline tablet vermeyin sokaga birakin diye kac kere soyleyecegiz!
23 nisan'da nükleer santral isteyen çocuk
-
çocukları bile emellerine alet etmeye çekinmeyen insanların eline düşmüş sabi. ailesinin izni olduğu kesin. nasıl ödeyecekler hakkını çok merak ediyorum.
ramazan boyunca lokanta ve cafelerin kapatılması
-
yahu zaten bir kesim oruçlu değil mi? yani zaten lokantalara giden insan sayısı azalacak. öyleyse neden böyle bir kapatma geliyor? oruç tutmayan vatandaşlara bir çeşit dayatma değil mi bu? söz oruç tutacağız, acı bize.
hayır yani bir aydır her yer açık, mesafeli şekilde(?) oturuluyor mekanlarda.
süreç çok kötü yönetiliyor ne yazık ki...
edit: toplu iftar organizasyonlarını önlemek için yapıldığını iddia edenler oldu*. dostlar, mekanlar 7’de kapanıyordu yani birçok ilin iftar saatinden önce. amaç bu olsa 5’te kapatılma kararı çıkardı. basbayağı “ben oruç tutuyorum, tutmayanlar da umrumda değil ne halt yerseniz yiyin” demek bu karar. ayrıca yapılan kongrelere falan değinmiyorum bile aynı şeyleri tekrar etmenin bir anlamı yok.
central park türkiye'de olsa yaşanabilecekler
site bahçesinde sürekli bağıran çocuklar
-
çocuk sesinden rahatsızlık değil mesele arkadaşlar bunun 7/24 olması. an geliyo işten yorgun argın geliyor ve sadece sessizlik istiyor insan. zihnen yorulan işlerde çalışan insanlar ne demek istediğimi anlar. çocuklu ailelerin anlaması gerekiyor ki orada sadece siz yaşamıyorsunuz, hastası olan var, ertesi gün sınava girecek olan insan var, var da var..
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: ibda-c) - ibrahim dayım cep