hesabın var mı? giriş yap

  • bir algı operasyonu.

    az önce marketteydim, karpuz seçiyorum. lakin pek anlamam. ortam sakinken karpuzları incelemeye başladım fakat bir anda müşteriler etrafımı sardı. karpuz bakanlar falan da var. hemen o esnada bütün cesaretimi topladım ve “pat pat” karpuzları tokatlamaya başladım. karpuzdan karpuza geziyorum, suratımda memnuniyetsiz bir ifade ile. ama iç dünyamda ne yaptığıma dair bir fikrim yok. derken karpuzun birinde karar kıldım, alıp sağına soluna baktım. “heh tamam aradığım karpuz sesi bu” dercesine tezgahtan uzaklaştım. geride kalanlarda “bu adam bu işten anlıyor” izlenimi bıraktığıma yemin edebilirim ama ispatlayamam.

    aldığım karpuz mu nasıldı? tabi ki dandik.

  • ortaçağ 'a etkisi en fazla olan bir filozoftur. çalışmaları batıda yeni bir medeniyet kuran (bilim öncülleri) kişilere kaynaklık etmiştir.

    sadece mantık üzerine değil, aritmetik, müzik, teoloji üzerine çok fazla yazmıştır. aristoteles'in organon adlı eserinin tüm kitaplarını latinceye çevirmiştir. böylelikle batıda mantık /bilim devinimi zaman içerisinde büyümüş oldu.

    eserleriyle aristoteles diğer bir deyişle klasik mantık öğretisinin yorumlamalarını ve modalite kuramlarının, kategorik ve hipotetik kıyasların incelemelerini yaparak ortaçağ'ın bilim deposu olmuştur.

    stoa ve aristotelesciler arasında ki görüş farklılıklarında aristotelesi ve onun olumsal önerme öğretisini savunmuştur. getirdiği yenilik ise ; hipotetik kıyaslar öğretisinde koşullu önermeleri consequentia çeşidine göre ayırmıştır.

    sonuç sözcüğünü hem bir sonucun öncüllerine olan bağıntısı hem de koşullu önerme de sonucun önbileşene olan bağıntısını kapsar şekilde kullanmıştır.

  • kirli pijamayla çıktığı astral seyahatte haklı sebeplerle içeri alınmayan bir yolcu. boyutlar arası tura çıkıyorsun adamakıllı giyinseydin ya! hiç mi 8. boyuttaki ihsan beylere saygın yok?

    eskiden 5. boyuta bile kravatla çıkılırmış azizim. şamanlar da bozdu kendini. hey gidi hey!

  • daha kısaları mutlaka vardır ama en kısalarından biri olmaya aday, en azından ilk mektupla cevap mektubunun arasındaki uzunluk farkı açısından dereceye girebilecek, tarihe geçmiş bir mektubun hikayesi şöyledir.

    ikinci dünya savaşı'nın sonlarına doğru, 1944 kışında belçika, lüksemburg ve biraz da fransa topraklarında cereyan eden bir muharebede (bkz: battle of the bulge)** fransa üzerinden yardıra yardıra almanya'ya üzerine doğru ilerleyen müttefik ordularına karşı neredeyse son sıkımlık güçlerini birleştirerek bir karşı taarruz başlatan almanlar, abd ve ingiliz kuvvetlerinin birleşme ihtimalini kesmek amacıyla ardennes dağları yönünde saldırmışlar, müttefiklere önemli zaiyatlar verdirmişler ve bu süreçte bastogne bölgesinde abd birliklerini kuşatmayı başararak asker sayısı ve techizat üstünlüğüyle inisiyatifi bir süreliğine ele geçirmişlerdi.

    işte o arada, alman panzer birliklerinin komutanı korgeneral* heinrich freiherr von lüttwitz, üste çıkmanın verdiği heyecan ve hevesle karşısındaki mevzilerde konuşlanmış abd 47. kolordusuna vekaleten komuta eden tuğgeneral anthony mcauliffe'e bir mektup göndererek abd birliklerinin teslim olmalarını resmen talep etmiştir. 22 aralık 1944 günü, bir binbaşı, bir teğmen ve iki erattan oluşan bir alman muhabere heyeti, belçika'nın bastogne şehrinin güneybatısındaki amerikan mevzilerinden içeri ellerinde bir beyaz ateşkes bayrağıyla dalıp mcauliffe'e iletilmek üzere şu ültimatom mektubunu vermişlerdir:

    "kuşatılmış bastogne şehrinin abd'li komutanına,

    savaşın talihi dönmektedir. bu kez bastogne ve civarındaki abd kuvvetleri güçlü alman zırhlı birliklerince kuşatılmıştır. daha fazla sayıda alman zırhlı birlikleri orteuville yakınlarından our nehrini geçmiş, marche'yi ele geçirmiş ve hompre-sibret-tillet'ten geçerek st. hubert'e ulaşmışlardır. libramont da alman birliklerinin elindedir.

    kuşatılmış abd askerlerini topyekün imha edilmekten kurtaracak sadece tek bir ihtimal vardır: o da kuşatılmış şehrin onurlu bir biçimde teslim edilmesidir. bu hususu değerlendirmeniz için bu mektubun elinize teslim edilmesinden itibaren iki saatlik bir süre tanınacaktır.

    eğer bu teklif reddedilecek olursa, bir alman topçu kolordusu ve altı ağır uçaksavar taburu bastogne ve civarındaki abd askerlerini imha etmek üzere hazır beklemektedir. ateş emri işbu iki saatlik sürenin hemen ardından verilecektir.

    bu topçu ateşinin neden olacağı bütün ciddi sivil kayıplar, meşhur amerikan insancıllına uygun düşmeyecektir.

    alman komutanı."

    ---orijinali---
    to the u.s.a. commander of the encircled town of bastogne.
    the fortune of war is changing. this time the u.s.a. forces in and near bastogne have been encircled by strong german armored units. more german armored units have crossed the river our near ortheuville, have taken marche and reached st. hubert by passing through hompre-sibret-tillet. libramont is in german hands.
    there is only one possibility to save the encircled u.s.a. troops from total annihilation: that is the honorable surrender of the encircled town. in order to think it over a term of two hours will be granted beginning with the presentation of this note.
    if this proposal should be rejected one german artillery corps and six heavy a. a. battalions are ready to annihilate the u.s.a. troops in and near bastogne. the order for firing will be given immediately after this two hours term.
    all the serious civilian losses caused by this artillery fire would not correspond with the well-known american humanity.
    the german commander.
    --- --- ---

    bu mektup üzerine, bu lüttwitz kafayı sıyırmış olmalı diyen mcauliffe'in resmi cevabı, albay joseph harper tarafından daktiloyla yazılmış ve bekletilen alman heyetine verilmiştir:

    "alman komutanına,

    nuts!

    amerikalı komutan"

    ---orijinali---
    to the german commander.
    nuts!
    the american commander
    --- --- ---

    mektubu alan alman heyetindeki binbaşı, cevabın kısalığı karşısında şaşırmış ve o tek kelimenin anlamını çıkaramayınca albay harper'e sormuştur. harper de bunun "canınız cehenneme" anlamına geldiğini söyleyip almanları kendi karargahlarına geri göndermiştir.

    bu olaydan sonra general mcauliffe'in lakabı "nuts" olarak üzerine yapışmıştır.

    lüttwitz'in tehditi olan topçu ateşi hiç gerçekleşmemiştir. ancak almanlar abd mevzilerine karşı yoğun bir piyade ve tank saldırısı başlatmışlar ve bunlara ek olarak alman hava kuvvetleri de şehre yönelik taarruza destek vermiştir. bastogne'u savunan 101. hava indirme tümeni, 4. zırhlı tümen'in 26 aralık'ta yetişerek cepheyi tahkim etmesine kadar geçen süre boyunca alman ilerleyişini durdurmayı başarmıştır.

  • debe editi: #115674846 afiyet olsun.

    cag kebabi %100 kuzu eti veya oglaktan yapilir.
    doner cogunlukla dana + kuzudan yapilir dana eti baskindir.
    cagda kiyma olmaz.
    bazi yorelerde donere kiyma konur bazilarinda direkt kiymadan yapilir.
    cag kebabinda reyhan olur.
    donerde olmaz.
    doner tam pismis olarak servis edilir.
    bu yuzden dik olarak takilir ve yagini daha az kaybeder.
    kuzu eti zaten cok yagli oldugundan yagini kaybetse de lezzetinde eksilme olmaz.

    birinin dik birinin yatay olmasinin sebebi budur. eskiden doner de yatay yapilirdi ancak eti kuru oldugu icin sonradan dik yapilmaya baslanmistir.

    hatta bu konu hacivat karagöz neden öldürüldü filminin ufak bir sahnesinde irdelenmistir.

    ayrica;
    cag kebabinin pisirmesinin bir kismi siste donerek bir kismi ise cag ya da bico adi verilen porsiyonluk sislerde yapilir.
    cag cok yedirtir.
    doner bir yerde tikar.

    ikisinin tadi size ayni geliyorsa kotu bir haberim var;
    muhtemelen tat alma duyunuzu kaybettiniz, korona oldunuz.