hesabın var mı? giriş yap

  • karsi taraf bisey anlatirken lafa boyle girilir, karsi tarafin anlattigi seyin agzina sicilir afedersin ondan sonra da ee? o degil de ne?
    o degil de oteki.
    hay allah belani versin.

  • vakt-i zamanında yüzme bilmediğimi unutup havuza mutena saltolarla dalmıştım da, "ulan boğuluyoruz yaa şuna bak" diye düşünürken biri gelip almıştı beni dipten.

  • ördekler için yol yapılmasından çok, yolda insan olmaması ve görseldeki ördeğin bu yolu kullanıyor olması şaşırtıcı.

    bizde yaya yoluna araba parkedilip, bisiklet yollarında piknik yapıldığı düşünülünce daha bir şaşırtıcı.

  • 1999-2000 sezonunda, buyuk ihtimalle $ampiyonu belirleyecek macta be$ikta$, $ifo mehmet'in attigi golle son dakikalara 1-0 onde giriyordu. macin bitmesine yakla$ik 4-5 dakika kalmi$ti. sagli sollu geli$en galatasaray akinlarinda kalesini ba$ariyla koruyan fevzi tuncay, kariyerinin en ba$arili maclarindan birini cikariyordu. neredeyse 10 tane inanilmaz kurtari$ yapmi$ ve galatasaray forvetlerine gecit vermemi$ti. be$ikta$ tribunleri heyecan icinde macin bu skorla bitmesini beklerken; turk futbol tarihinde unutulmayan anlardan biri yaşandı ve oldukca dramatik bir gole sahne oldu inonu stadi. macin adami fevzi tuncay, be$ikta$'in bo$nak stoperi sead halilagic dost’un geri pasini iska gecti. top yuvarlandi, yuvarlandi, yuvarlandi... be$ikta$ aglariyla bulu$tugu an butun stad $ok gecirmi$ti. kahvelerde maci izleyen be$ikta$lilar sandalyelerinden uzun sure kalkamadilar. galatasaraylilar bile $a$kinlik icerisindeydi. macin tarti$masiz en iyi oyuncusu olan fevzi tuncay'in ya$adigi $ok, kaleciligin ne kadar acimasiz ve dramatik bir $ey oldugunu bir kez daha orneklemi$ti. yaptigi o inanilmaz kurtari$lardan birinde golu yese, ayaginin altindan kacirdigi top gol olmasa ve mac yine 1-1 bitse fevzi'nin kariyer hikayesi nasil bir $ekil alirdi diye du$unmeden edemiyor insan. zira bu gol eminim ki fevzi tuncay'i hala bir hayalet gibi kovaliyor ve rüyalarına giriyor olmali. aklimda kalan bir ba$ka nokta ise, fevzi'nin goz ya$lari icerisinde kafasini direklere vurdugu andi*.

  • saçmasapan bir hikaye anlatıp, sonunu bu cümleyle bitirirseniz herkesin ağzı açık kalır. %100 çalışıyor.

  • (bkz: chainard sen misin?)

    tamam ulan anladık. türkiye'deki tecavüzlerin sebebi malum din, malum parti ve malum şahıs değil. heryerde oluyo.

    edit üzerine gelen edit: başlık sahibi yazara sormak istediğim şey;
    birincisi eleştiri yaptığı için eleştirdiğin insanlar tecavüz hakkında ne düşünse veya ne tepki gösterse sen bu başlığı açma ihtiyacı duymazdın? yazdıklarına göre tepkisiz kalması gerekiyor ki bu normalleştirmedir.
    ikincisi tecavüzlere tepki göstermeleri için sadece türkiye'de mi yaşanıyor olması gerekmekte?

    senin o beğenmediğin 'sanrı insanı' tecavüze tepki göstermek için ülke,coğrafya,ırk,dost ayırt etmez. yobazlar, örümcek kafalar ise anasını bacısını hocalara, geri kalanları da kendilerine helal gördükleri için tepkisiz kalırlar.

  • türkiye'nin özünü anlatan bir tespit.

    çünkü:

    1. biz ona onu yapacak imkanları vermedik ki? hangi imkanla yapacak?

    2. kendi imkanlarıyla yapmaya kalksa bile çoktan başkalarının onu aşağı çekmiş olması gerekirdi. o aşağı çekenlerden nasıl kurtulacak?

    imkansız yani yapması.

    1992 yılında (15 yaşındayım) turbo pascal'da hem object oriented programming öğreniyorum (deneme yanılmayla, çünkü hiçbir kaynağım yok). bir yandan abimin yolladığı unixworld dergisindeki workstation'ların masaüstü grafiklerine hayran hayran bakıyorum (nextstep, open look, motif vs). o yüzden de öğrendiğim kadarıyla grafik arabirimli bir şeyler kodluyorum.

    bu grafik arabirimli araçları dim-soft'ta fatalica'nın kardeşi faruk'a gösteriyorum. sonradan öğrenmiştim ki ben gösterirken seyreden ruthcom bilgisayarın sahibi ibrahim arkamdan "yok ya o yapmamıştır" demiş. faruk adamı "yok abi yazıyor hakkaten" falan dediyse de ikna edememiş benim yaptığıma.

    bu beni hem gururlandırmış (zira yaptığım şeyin süper olduğunun en samimi itirafı olmuştu), hem de sinirlendirmişti. sadece adamın ülkede 15 yaşındaki birinin düzgün bir şeyler yapmasının imkansız olduğunu düşünmesi değil, aynı zamanda o yaştaki birinin büyük ihtimalle yalancı bir sahtekarın teki olduğuna olan bu kati ve kesin inancı da.

    bu adam özelinde de değil, tüm ülke çapında, bakanına "bizden mucit çıkmaz" dedirtecek kadar ulusal boyutta bir eziklik. çünkü kendi varlığı anca diğer herkes eşit ölçüde ezik olduğunda kayda değer anlamlı bir hal alıyor.

  • aynaya baktığında kendi yüzünü değil, birtakım boyalar ve hilelerle yaratılmış sahte bir sureti görünce mutlu olanlar tarafından kendine saygısı olmamakla itham edilen kadındır.