ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürk'ün rte'den 60 kat fazla maaş alması
-
60 rte, 1 mustafa kemal atatürk etmediği için sorun olmayan hede.
zenginleştirildikten sonra arayıp sormayan uranyum
-
zamanında atom da atom diye peşinizde dolanan, şimdi yüzünüze bakmayan uranyum. sadece ihtiyaç sahipleri zenginleştirilse keşke.
denizli'de meydan dayağı yiyen suriyeliler
-
şüpheli gözlerle baktığım video.
konu taksiciler olunca suriyeliler haklı bile olabilir. belki de taksici 50 liralık yola 200 lira istedi. tam tersi taksici normal fiyatı söyleyip suriyeliler çamura yatmış da olabilir tabii. bu iki kesimden her şey beklenir.
polonezköy
-
osmanlı imparatorluğu'nun yıkılış zamanlarına doğru, sınırları içerisinde, özellikle balkanlarda başlayan, ve rusya'nın pan-slavist politikası ve ortodoks kilisesi üzerinde kazandığı yetkiyle güçlenen ve zorlaşan balkan ayaklanmaları (milliyetçi devrimler) sırasında polonya'nın da rusya'ya karşı savaşımı, düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile bir polonya-osmanlı yakınlaşması doğurmuş, iki devlet arasında devlet adamlarının ülkelere karşılıklı ziyaretleri gerçekleşmiştir. napolyon savaşları olarak geçen savaşlarda polonya toprakları ruslara verilince,1830'lu yıllarda polonyada ruslara karşı bir ayaklanma başlamış, ve osmanlı imparatorluğu rus müdehalesini kınadığını açıklamıştır.(ki 1868-1874 osmanlı-rus savaşının temel sebeplerindendir) osmanlılar şunun son derece farkındaydılar ki, polonya meselesi hallolduktan sonra, rusya yüzünü osmanlıya dönecek, ve savaşlar yeniden başlayacaktı,polonya'nın ise ülkeler arası tanınmaya ve desteğe ihtiyacı vardı. bu temel pragmatizm iki ülke arasında bir dostluk bağı oluşturmuştur ki zaten osmanlı imparatorluğu polonyayı "devlet" olarak, dünyadaki diğer bütün ülkelerden önce tanımıştır.(recognition) rusya-polonya savaşları sonrasında, savaştan kaçan mülteciler polonezköy' e yerleştirilmiştir, ki sanıyorum polonya prensi adam gartoryski'de uzunca bir süre polonezköyde ikamet etmiştir.
game of thrones
the truth about alcohol
-
ingiltere'de alkol tüketimi ile ilgili araştırmalar yapan bir doktorun ilginç bilgiler verdiği netflix belgeseli.
ingiltere yasalarına göre haftalık sağlıklı alkol tüketimi 14 birim olarak belirlenmiş. eğer bu sınırın 3-4 katına çıkıyorsanız ciddi sorunlar var demektir.
50 cl bira : 2 birim
bir kadeh şarap : 3 birim
bir kadeh viski : 1 birim
deney 1 : alkol eşiği en düşük olan insanla en çok olan insanların olduğu 5 kişilik bir grup oluşturuluyor. çevremizde vardır, örneğin herif 8 bira içer normalmiş gibi hayatına devam eder, sen aynısını içersin dağılırsın. gruptakilerin vücutlarındaki su miktarı ölçülerek bu olayın insanlardaki su miktarıyla doğru orantılı olduğu gözleniyor.
deney 2 : bir futbol takımını iki gruba ayırıp alkollü bira ve alkolsüz bira servis ediyorlar. alkollü bira içenlerin daha fazla meze tükettiği farkediliyor. yani alkol gerçekten kilo alma aracı, yemeye teşvik ediyor.
deney 3 : evli bir çiftin kırmızı şarapla olan akşam yemeği baz alınıyor. erkek içmeden önce bir şeyler atıştırıyor. kadın ise aç karnına direk şarap içiyor sonradan atıştırıyor ve dışarı çıkıyorlar. aç karnına tüketilen alkolün iki katı daha çok etki ettiği anlaşılıyor. yiyecekler alkolün emilim süresini uzatıyor ve size daha sağlıklı bir deneyim yaşatıyor.
deney 4 : akşamdan kalma durumu. yine bir ekip oluşturup bir bira fabrikasında hunharca içiriyorlar. sabah yaşadıkları tecrübeleri herkes bildiriyor. bu durum için kesin bir sonuca varılamıyor. alca seltzer benzeri ilaçların %100 çözüm olmadığına vurgu yapılıyor. mikroskop yardımıyla içkiler inceleniyor ve açık renkli içkilerin tüketilmesi akşamdan kalma durumunu minimuma indiriyor.
barış manço'nun tarifinin hiçbir işe yaramaması
-
barış abi, biraz daha sabret güzelim demişti.
yeterince sabretmemişsin
9 yıl boyunca kasadan para çalan kasiyer
-
izne ayrılmasından sonra farkedilmesi ayrı bir komedidir.
"bu kasada neden para koyacak yer kalmıyor kaç gündür?"
cahil insanların ortak özellikleri
-
herhangi bir inancın veya ideolojinin insanlığın bütün sorunlarını çözeceğine körü körüne inanmak ve daha kötüsü bu inancını başkalarına baskı kurarak hakim kılmaya çalışmak.
gaziantep starbucks'ta yaşanan meydan muharebesi
-
fincanda durduğu gibi durmuyor işte.
ilk maaşla yapılanlar
-
ilk maaşımı istanbul'da aldım. hemen atlayıp ankara'ya geldim ve hepsini babama verdim. ama hepsini. hani sorsalar istanbul'a nası dönecen diye -ki babam sormuştu- şov peşindeydim, ekmek kazanıyordum ve sekiz köşe kasketiyle babam bunu görmeliydi. takribi 10 dk. sonra paranın yarısını geri aldım. zaten babam da kasket takmazdı.