hesabın var mı? giriş yap

  • gücün, sadakatin, aile içi sağlık ve huzurun boy ile alakalı olduğunu zannedip bu platformda başlık açıp sıçmık giren bir troll'ün eleştirdiği eş beyanı.

    edit: başlık başa

  • herhangi bir suçunu göremedim ben. geri zekalı kadın yola atlamış bakmadan. konu kadın, çocuk olunca hiç ne olduğuna bakmadan şova başlamış birkaç at hırsızı da. geçmiş olsun.

  • e-posta gönderirken aklımıza son gelen şey karbon emisyonlarıdır ancak global olarak gönderilen e-postalar, fazladan 7 milyon araca eşdeğer karbondioksit emisyonuna neden olmaktadır.

    gönderdiğimiz her e-posta, görüntülenmek için elektrik kullanır. aktarım sırasında kullandığı ağ bağlantısı yine elektrik kullanır. ayrıca, e-posta internet üzerindeki yolculuğunda uğradığı her sunucu tarafından geçici olarak depolanır bu da bir miktar elektrik kullanımı demektir. tüm bunlara rağmen gönderdiğimiz bir e-posta, kağıt bir mektubu göndermenin sadece %1.7'si kadar enerji harcar. tabii gönderdiğimiz e-postaların sayısı mektuplara göre oldukça fazladır.

    tipik bir e-posta'nın iletilmesi için kullanılan elektrik, 4 gram karbondioksit emisyonundan sorumludur. e-posta'da eklenti olduğu durumlarda bu 50 grama kadar yükselebilir.

    spam e-postalar ise genelde sunucular tarafından iletilmeden önce engellenir ve sadece 0.3 gram karbondioksit emisyonuna neden olurlar.

    hesaplanan verilere göre veri merkezleri, her yıl dünyada tüketilen elektriğin %1'ini harcamaktadır. bu veri, google, facebook, amazon, ve microsoft gibi dev firmaların her geçen gün genişleyen veri merkezleri nedeni ile artma eğilimindedir.

    gönderilen 65 e-posta'nın karbondioksit emisyonu kabaca 1 km araba sürmeye eşdeğerdir. günümüzde ortalama bir kullanıcı, yıl boyunca sadece gönderdiği e-postalar nedeni ile ekstra 136 kilogram karbondioksit emisyonuna sebep olur. bu, araba ile yapılacak 320 km'lik yolculuğa eşdeğerdir. global olarak gönderilen e-postalar, fazladan 7 milyon araca eşdeğer karbondioksit emisyonuna neden olmaktadır.

    kişisel olarak e-posta kaynaklı karbon ayak izimizi ufaltmak için yapabileceğimiz birkaç şey mevcuttur. işe istenmeyen postalarımızı temizleyerek ve saklanmasına gerek olmayan e-postaları silerek başlayabiliriz. bunlara ek olarak, okumadığımız, ihtiyacımız olmayan news letter aboneliklerinden çıkmak da ufak da olsa bir fark yaratabilir.

    kaynak: science focus, green matters

  • kaçmasınlar. dün mesleklerinden attıkları adamlar kaçmadılar yattılar. dün sırtına basarak torpille ezip geçtikleri adamlar kaçmadılar ülkede didindiler. ölmeseler iyiydi ama allahın sopası yok derler

    edit : imla. (teşekkürler @kafirimam)

  • sonuna kadar katıldığım, fikret orman'ın açıklaması.

    "‘statta bira serbest olsun’

    her zaman söylüyorum statlarda hafif içki satılmalı. biz statlarımızı taraftarı çekebilecek yerler haline getirmeliyiz. bizim taraftarımız maç öncesi çarşı’da içiyor stada öyle geliyor. aynı şey f.bahçe ve g.saray için de geçerli. oysa taraftarımıza stadımızda light bira satabilsek istenmeyen olaylar da olmaz. istanbul’daki şampiyonlar ligi finali’nde bira serbestti ve hiçbir olay yaşanmadı."

    kaynak

  • tavsiye gibi tavsiyeler beklediğimiz başlıktır.

    "ömrümde hiç olmadığım kadar dinamiğim. hiç olmadığım kadar enerjiğim, ultra sosyalim, özgüvenim nirvana seviyesinde, mesleğime ilave şeyler kattım donanımıma, çok az uyku ile enerjik kalabiliyor ertesi ertesi güne bile yetecek şekilde bitmeyen enerjim olarak kullanabiliyorum."

    arkadaş bu cümleyle "artık çocuğun tüm bakım, ilgi ve alakası annesinde ve ben zihnim ve bedenim kesintiye uğramadan maksimum verimle dinlenebiliyorum." demek istiyor.

    "herhangi bir dişi ile göz temasına girdikten sonra flört aşamasına geçebiliyorum." derken de;

    "çoluktan çocuktan oynaşmaya vakit kaldı neyseki. zaten velayeti de anneye verdim, aman sabahlar olmasın..."

    bu tavsiyeler bana bir avukat virali gibi geldi açıkçası. allayıp pullayıp cahillerin ağzının suyunu akıta akıta kendisine getirme çabası sanki :) bunları yazan kişi belki iyi niyetiyle yazdı ama sorumluluğu anneye iteleyip "hayat çok güzel lan boşanın" demek tam bir ergen kafası.

    şahsen ben daha kullanılabilir, hayata geçirilebilir tavsiyeler beklerdim.

  • devletin en üst düzeydeki güvenlik toplantısı dinlenmiş, ses kayıtları youtube'a düşmüş, istihbarat teşkilatı ve dışişleri'nin başbakanın bilgisi dahilinde kendi toprağına, kendi askerlerine saldırı düzenleyerek komşularından biriyle savaş çıkarmak için gerekçe yaratmaya çalıştığı ortaya çıkmış, ağzımız açık bunu algılamaya çalışıyorken, yarım saat sonrasında başbakanın helyum çekmiş gibi bir sesle düzenlediği mitingi izleyip katıla katıla gülmeye başlamamız sonucunda ortaya çıkan durum. son 3,5 ayda yaşadıklarımızla iyi bile dayandık aslında. fazla hunisi olan var mıydı?