ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çaykur'un yaklaşık 268 milyon lira zarar etmesi
-
kim yönetiyor bu koyduğumunun şirketlerini, nasıl becerebiliyorsunuz zarar etmeyi yahu.
en temel zekayla, kahvede bardak çay satan kahveci bile bu işten para kazanabiliyorken, koca koca fabrikaları kimler yönetiyor da, hakikaten milli içeceğimiz olan ve en fakirinden en zenginine neredeyse herkesin günde 3-5 bardak tükettiği çaydan nasıl zarar edebiliyorsunuz? delireceğim yemin ederim yahu.
çeviren eşekherif iyi seyirler dilerim
-
eğer ki bu yazıyı okuyorsanız, devamında izleyeceğiniz film ya da dizinin kötü olma ihtimali yoktur.
esenyurt'ta taksicilerin sürücü adayına saldırması
-
ehliyet kurslarının eğitim araçlarında şoförün acemi olduğunu belirten uyarıcı işaretler vardır. bunu gördüğü halde sıkıştırmak için trafik canavarı olmak gerekir.
kaldı ki tecrübeli bir sürücü bile yokuşta aracı kaldırırken sorun yaşayabilir, sırf bu nedenle birine saldırmak, hatta adam toplayıp geri gelmek tam bir şerefsizliktir.
sonra o.ç. taksici başlığını sildirmeye uğraşıyorsunuz, önce insan olun.
bir kadına söylenebilecek en kötü şey
-
çok konuşuyorsun
merkez bankası'nı tehdit etmek doğru değildi
fikret orman
-
fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
çinli değilim diye ses çıkarmadım.
sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
"italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
"almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.
(bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
yazıcısı olduğum inşaat takım odasındaki bilgisayarın mouseunun bozuk olması, değiştirilmesi için bölük komutanına defalarca hatırlatmam, kaynak yok diye sürekli ertelenmesi, sonunda cinnet geçirip kendi cebimden mouse almaya karar vermem ( bilgisayar kullanırken cidden kafa bozuyor o bozuk mouse) takım komutanının " uygun olmaz " diyerek teklifimi reddetmesi.
inşallah bu yazıyı yazarken sorun çıkm
sevgilinin daha çok sevildiği an
-
bizim evin salonundan aktarıyorum. bir saat yirmi dakika önce izlemek üzere bir film açtık. sevgili kişisi yeni edindiği strateji oyununa gömmüş burnunu. ayıp olmasın diye filme razı oldu, belli. filmi başlatmadan önce tuvalete gittim niyetini anlamak için. oyunu geri başlatmış aynı benim sabahları beş dakika daha uyumak için her fırsatı ganimet bilmem gibi. hır çıkarmadım tabii. du bakali modundayım başıma geleceği bildiğim halde. sonra düşündüm. strateji oyunları oynamaya bayıldığım dönemlerde anama ettiklerim geldi aklıma. filmine tüküreyim dedim, ona bi şey olmasın. yan yana oturuyoruz, huzursuz olduğumu anlamasın diye bücürük tableti kaptığım gibi kozmetik, entari artık ne kadar karı-kız işi incik mıncık satan site, tanıtan blog varsa açtım önüme. halbuki çok sıkılıyorum sözlük, bildiğin gibi değil. bi de özledim mi ne. ağzını burnunu mıncırasım var ama kıyamıyorum. ellemeyeyim istediği şeyi yapsın dedim. o bilgisayarda galaksiler arası dalgadan bi savaşta dünyayı kurtarırken ben bebeği gözünün önünde dünyadan bi haber oyuncaklarıyla uslu uslu oynayan bir anne gibi oldum. öyle, garip bir his. sevginin aşkla usulca, güvenle yer değiştirdiği anlardan birinin tadını çıkarıyorum.
birden ayaklandı az önce, geldi ayağımı öptü ve sonra ellerimi. dondum kaldım öyle sözlük. teşekkür etti, başımı göğsüne bastırdı. günlük hayatın içinde eriyip gidebilecek ufak bir jesti görmezden gelmeyip mutluluğa dönüştürebildiği andır. şimdi ben bunu sevmeyip ne yapayım!
hoşlanılan kızın elinde görülebilecek en kötü şey
-
"yüzük amk yüzük lan yüzük ibneler!!!"
3 milyar avro verecekseniz hiç konuşmayalım
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"stv dizilerindeki sis yapan makineden aldım. sürekli manevi bir hava oluyor evde."