ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeki olmanın dezavantajları
-
bir gerizekalı olarak gıpta ettiğim dezavantajlar.
ne güzel hepiniz çok zekisiniz, aranızda sırıtıyorum.
(bkz: gerizekalı olmanın dezavantajları)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
milletvekili seçerken ilkokul zekası arayan zihniyet , memur seçerken einstein zekası arıyor ! *
bayramları çekilmez kılan detaylar
-
en büyüğün evinde toplanılması geleneğinden ötürü bütün misafir ağırlama yükünün o büyüğün bakımını üstlenen kişilerin üzerine binmesi.
sürekli yemek yap, tatlı yap, kahve yap, çay yap, bulaşık yıka ve halinden memnunmuş rolü oyna.
herkes de gelsin yesin içsin sonra da çekip gitsin.
iki bacağı arasında namus izine rastlanmayan kız
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
-
himym'de “everyone has baggage" bölümünü bilenler vardır. kendi adıma, bizleri yoran yıllardır taşıdığımız yüklere şefkatle yardım edecek birisini bulmanın zorluğu, belli yaşlardan sonra herkesin yüklerinin çoğalmasıyla kimseyi hayatınıza almak istemememiz, çünkü uğraşmaya yüreğimizin kalmaması (ne demiş şair ya da muhtemelen benim uydurmam: “bu saatten sonra hayatıma kimseyi alamam, hikayem uzun”), her şeyin daha hesapsız ve daha iç içe vakit geçirme fırsatı olduğu için gerçek aşkı bulabileceğiniz üniversite gibi ortamlarda ki fırsatların heba edilmesi vs gibi nedenlerle bu his maalesef ki öğrenilmiş çaresizlik gibi zaman zaman insana basabiliyor.
bir de evlilik denen sözleşme, yapılabilecek en iyi anlaşmayla dahi her iki tarafında daha az mutlu olacağı orta noktalar da antant kalmasıyla mümkün. yani siz birçok fedakarlıklar yapacaksınız, bu sizi daha az siz yapacak. korkutucu bir şey gibi geliyor bu bana. bir de aşk olmadan evlilik ayakta duracak bir kurum değil, ana babalarımız gibi kanaatlar insanlar değiliz biz, aşk varsa da bu sefer ihtiras, kıskançlık gibi haris duygulardan dolayı yine yıkılma tehlikesi var. bilemiyorum sanki günümüz bireyselleşen dünyasında evlilik aşırı demode bir kavram gibi kaldı.yine de evlenmemenin özgür olmak dışında güzel yanı andy warhol'ün dediği gibi “waiting for something, makes it more exciting.” hayatı güzel yapan da bu bekleyişler sanki. gelecek de hayalini kurduğumuz mükemmel eşe dair imgeler, şimdi biriyle olmaktan çok daha iyi gibi...
duble yolları otoyollara dönüştürüyoruz
-
bugün hem rte'den hem de davutoğlu'ndan duyduğum laf obegi.
bir yol mühendisi olarak tek sorum var.
neden o guzergahlari direkt otoyol olarak projelendirip bir kerede yapıp cikmadiniz?
dur ben cevap vereyim.
rant.
bu sefer 1999 depremi gibi olmadı çok şükür
-
bunu deprem bölgesine gidip oradaki insanlara söylesene aslanım. çıktığın yere göndersinler seni.
kedilerin gariplikleri
-
kirli sepetinden cikarabildiği şeyleri* * * taa arka odadan salona getirip, "bak senin için avlandım" tavrıyla ayağımın dibine bırakması.
sweatshirt gibi büyük parçaları da 1-2 metre kadar zorla sürükleyip, yorulunca ağlama benzeri tuhaf bir miyavlamayla beni ayağına çağırması. yanına gidene kadar avaz avaz miyavlaması.
kör olduğu için, ağzına aldığı parçanın büyüklüğünü kestiremeyip, yatak örtüsü, pike gibi kocaman şeyleri de taşımaya yeltenmesi. ki bu girişim, ancak yataktan yere inebilmekle sonlanıyor haliyle. olsun, o yine de ağzında pikenin ucunu bırakmadan beni çağırıyor. gidiyorum, bana sunduğu avını alıp, başını okşuyorum, gururlanıyoruz ailecek.
yusuf yerkel'in oğlunun yoğun bakımda olması
-
allah kimseyi cocuguyla sinamasin dedirten olay. bu cok serefli adami bile.
2012 uğurlu olsun göbüşlerimize bebiş dolsun
1 saat içerisinde 18 yer bildirimi yapan kız
-
aşure dağıtıyordur.