hesabın var mı? giriş yap

  • dikkat o kadar ana hikayeye ve oyunculuklara çekilmiş ki sözlük yazarları tarafından, filmin güzelim yan hikayesi, buraya yazan herkes tarafından gözden kaçmış

    --- spoiler ---

    şöyle ki; louge, zamanında oyunculuk yapmış, hala da yapmak isteyen bir adam. filmin başlarında ailesine, "bu seferki önemli bir fırsat" diyor ve "öncekiler de önemli fırsatlardı ama olmamıştı" diyor oğlu. ve seçmelere kral olmaya çalışan grotesk bi karakter olarak giriyor ancak jüri onu "daha krala benzeyen ve daha genç birini istiyoruz" diyerek yolluyor. buna üzülüyor louge.

    sonrasında bertie'nin üstüne düşüyor, onun kral olmasını, abisinin önüne geçmesini isterken kendi hırsı da var işin içinde. ve filmin son sahnesini biraz dikkatli izlerseniz, kral ve ailesi halkı selamlarken, onların yaklaşık 5-6 metre arkasında duran louge, parmaklarının üzerine çıkıp, kral ve ailesinin üstünden halkı görmeye çalışıyor 1-2 saniye. kekeme bir adamın kral olmasına ve onun gelişimini sağlamasına katkıda bulunduğundan dolayı mutlu mudur, yoksa kral kendisi olmadığı için buruk mudur, o kısım seyircinin bakış açısına kalıyor biraz.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak ana hikayesinin yanına, böyle küçük ve (onca ihtişamın yanında) önemsiz bi başarısızlık hikayesini de sığdırmayı başarmış bi film the king's speech. ve iyinin de üzerinde olan oyunculukları izlemek ayrı bir zevk. oscar alır mı bilinmez, ama sinema severlerin arşivlerinde yer alacağı kesin.

  • arda'dan 1000 defa daha mert, insan gibi bir insanın söylemi. bunu milyonlarca kişinin gözlerine bakarken demesi de ayrı bir güzellik. alkış!

  • üç ihtimalli program:

    a) tv başında izleyenler daha çok sıkılıyor
    b) stüdyoda izleyenler daha çok sıkılıyor
    c) program konukları daha çok sıkılıyor

    herkes uyukluyor lan, ne ayak? okan bayülgen de "yaa uyumayın da konuşalım" diyen yatakhane arkadaşı gibi. yazık.

  • arabanın her parçasını kendisi kontrol etmek isteyen, hisli sürücüdür. şimdi mesela motordan çıkan gücün lastiklere iletilmesinde sürücünün bir etkisi var mı? yok. peki ben ne yapıyorum? daha parktayken, arabanın pistonlarını ellerimle çeviriyorum, arabaya hükmetmek mükemmel bir his. arabanın fren disklerini sürücü mü sıkıyor? hayır. peki ben ne yapıyorum? sürücü koltuğunun altından açtırdığım tünel ile acil olmayan frenlemelerde, sol lastikteki fren diskini elimle sıkıyorum, kontrol çok önemli. bazen fren diskini sıkıp, bırakıp, sıkıp, bırakıp abs etkisi bile yaratabiliyorum. bütün bunların yanında vitesim tabi ki manuel. araba üzerinde ancak böyle hakimiyet kurabiliyorum. ayrıca sürekli esp kapalı geziyorum, bir lastiğe kısa süreli frenleme gidecekse, onu da ben yaparım.

  • - eee peki sonra ne olmuş
    - işte onlar da şatoya gitmişler hep beraber
    - hangi şatoya
    - olm masalın başında dedim ya, büyük şato hani
    - kim gitmiş
    - hepsi
    - kim yani
    - yavrum gözünü kapat dinle sen böyle soru sorunca uyuyamazsın ki…

    - sonra kötü kraliçe çıkmış dışarı
    - en kötü olan mı?
    - soru yok!!!

    yemek yemeyi bilmese, yedirirsin; okuyamasa, okursun; kalem tutamasa, öğretirsin; oyun oynayamazsa, oynarsın da uykuya dalmayı bilmeyen çocuğa ne yapılır bilmiyorum. kaç masal okuduğumu kaç ninni söylediğimi unutuyorum bazen. yeri geliyor çocuk gelişimi kitaplarının çalışma kampını andıran, odasına kilitleyin bırakın ağlasın nasıl olsa uykuya dalacaktır türünden insanlık dışı önerilerini uyguluyorum ama bana mısın demiyor çocuk. uykuya dalmak nedir bilmiyor, öğretemiyorum.

    uykuya gidip de yarım saatte dışarı çıktım mı evde zafer turu atıyorum. uykudan ölen çocuğun nasıl olup da 1 saat yatakta beni soru yağmuruna tuttuğunu anlayamıyorum. gözünü kapatır uyursun, bunu çocuğa öğretemiyorum. sanırsız yarın iki vizesi var, sanırsın senedinin günü geldi, sanırsın çeki karşılıksız çıktı da sıkıntıdan uyuyamıyor. lan çocuksun, kafa pırıl pırıl devrilip uyutsana?!

    bir saat sonra, 10 dakikalık sessizliğin ardından…
    - kraliçe hani o siyah giysili olan mıydı?
    - ………
    - ………
    - o prenses değil miydi ki?
    - la uyusan ya!!

  • sedat peker videoları ile beraber şu mafya-siyaset ilişkisi ortalığa döküldüğünden beri fakirliğime iyiden iyiye üzülmez oldum. ulan demek paramız olsa mafya çökmese, başkası çökecek, bildiğin benim askerimi, polisimi, savcımı bana karşı kullanıp varımı yoğumu alacaklar ben yine armut gibi bakıcam.

    yok ya harbi gerek yok tantanaya. paraymış, malmış, mülkmüş adamların başına gelenlere bak amk. kurtlar vadisi dizisinde bize resmedilen leş ticaret dünyası bizim bugünkü düzenimizden daha nezih, daha hakkaniyetli, daha kaliteli.