ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilber ortaylı'nın suriyeli yorumu
-
oturdugu semt ve bulundugu cevre boyunca hic suriyeli ile karsilasmadigi icin bu sekilde konusur tabi.
1 hafta fatih'de yasasin bakalim ayni seyleri soyleyecekmi
18 aralık 2021 edirne'deki migros şubesi yağması
-
bulgarlara neden kızıldığını anlayamıyorum. ucuz bulmuş alıyor. biz de zamanında hopa'da aynısını yapardık. kızılması gerekenler bulgarlar değil..
steve nash
-
beyaz tenini, terden alnına yapışmış saçını, anthony kiedis'e benzeyen suratını, etrafındakilere oranla hayli küçük bedenini görüp de kim bu adamın bir zamanlar nba'i domine ettiğini düşünür.
aklın hükmü her daim öndedir. rucker park'a bile sokulmayacak o tipiyle kariyeri boyunca çam yarması kas yığını adamları maymun etti yaptığı asistlerle. john stockton'ın bıraktığı yerden bugüne taşıdı o bayrağı. onun bıraktığı yerden kim devam edecek? muamma.
özellikle sakatlıklarla geçirdiği son birkaç yılda kendisiyle ilgili var olan güzel anılar tazeliği yitirmiş olabilir ama 2000'lerin ortasında belki de tarihin izlemesi en keyifli takımı olan phoenix'e oynattığı o muazzam basketbol ne olursa olsun asla unutulmayacak.
90'ların en iyi pc oyunları
-
(bkz: age of empires)
(bkz: delta force)
ek : vay anasını sayın okuyucular. şu an ağlıyorum. ilk kez debe'ye girdim. debelediğiniz için teşekkürler. doksanlara selamlar!
25 yaşına gelmiş hala baskılı tişört giyen insan
-
evdeyken giyebilir miyiz diye merak uyandırmıştır. muzaffer amca'dan cevap bekliyorum.
yaran facebook durum güncellemeleri
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
ağrıyan dişe kürdan sokmak.
karizmatik cevaplar
-
üniversite son sınıf, arka sıradan bir kız seslenir:
-silgin var mı?
+yok. bizde hata olmaz.
baba kız diyalogları
-
-gece birde evde ol.
-neaaa??15 yasındaki çocuklar bile o saatte girmiyolar eve .
-onnarın babaları zengin o zaman.
-ne alaka ya..
-o saate kadar içki sigara masrafını karşılayamam ben senin, evine vakitlice gel, tassarruf et.
taharet musluğu ve neil armstrong
-
ikisi de hiç kimsenin göremeyeceği kadar enteresan, ve dehşetli şeyler görmüştür.
muhabbet kuşu
-
biz muhabbet kuşumuzu almak için uzunca bir süre bekledik. zira, yumurtadan yeni cıkmış olsun istedik. aldığımızda tüyleri bile yeni yeni çıkıyordu. alıp eve getirdik ve resmen bir evlat gibi baktık. uçmayı bilmiyordu, yemleri kıramıyordu velhasıl baya uğraştık.
uçmayı öğrendi, sabahları kahvaltı soframızı işgal etti hatta. yemek yerken görünce hemen atlayıp dudaklarımızı ısırırdı ağzınızdaki yemeği yemek için. velhasıl çook cana yakındı. pencereye sineklik taktırmıştık kafeste durmak istemiyordu çünkü.
babannem bir gün çok daralmış, ona defalarca tembih ettiğimiz halde sinekliği açmış, güzelim hayvan çekip gitmişti. nasıl ağladığımızı unutamıyorum. babam akşam eve geldiğince çok üzüldü. babanneme kızdı haliyle. zira bu evde babamın şefkatini o kuştan başka kimse görememişti. hatta sinirden sinekliği söküp kırdı. (abartı gelebilir ama o acı çok başka inanın)
her boktan işte olduğu gibi anneme söyleme işi de bana devredildi. '' sen bağrımı yaktın kızım benim. onun senden tek farkı, onu doğurmamış olmamdı.'' üzüldü baya ağladı. gece hiç uyuyamadık. erkek kardeşimi kendiyle konuşurken yakaladım. ''uyu uyu, belki rüyana gelir. hemen uyu'' yavrum benim nasılda üzülmüş.
1 aylık muhabbet kuşu ne adam gibi uçabilir, diğer kuşlardan kaçabilir ne de kediye yem olmaktan kurtulabilirdi. gece hiç uyuyamadım, bir ara dalacak gibi oldum 10 - 15 dakika. rüya gördüm hemencecik. kuşumuz geri dönüyormuş-da ben kafese koyuyormuşum-da yoh yea...
sabah pencereleri açıp evi havalandıracak gibi oldum.
kafamın üstünde kanat çırpıyordu. çığlıklar atıp evi ayağa kaldırdım. hepsi başıma üşüştü.
inanın bana gidişinden çok, gelişine ağladım. inanılmaz duygulandım. hiç bilmediği halde gece dışarda kalmış, sağ salim dönebilmiş. üstelik daha önce balkona hiç çıkarmadığımız için çevreyi de tanımıyordu. evin dışını bilmeden, daha evde konacak yer bulamayıp yere çakılan miniğimiz geri gelmişti. inanılacak şey değildi.
kafamın tepesinde ötüyor hınzır şimdi :)
not: yeniden bir sineklik alınıp takıldı.
ekleme: sonrası için #58067255
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: dördüncü levent migros. keçi sakalli amca kasadadir. kasiyer sorar:
- migros kartiniz var mi?
- var.
- alabilir miyim?
- unutmusum!
- hmm.
- ama unuttum demek bile, onu hatirlamaktir degil mi? ahh hoh hoh.
- efendim?
- yani unuttum demek, aslinda unutmadigimi gösterir.
- yani migros kartiniz var?
- var da unuttum iste!
- migros kartiniz yaninizda mi beyfendi?
- yanimda degil ama hep aklimda. ahh hoh hoh.
- anladim. biz bu konuda bir sey yapamiyoruz yalniz.
- biz de.