hesabın var mı? giriş yap

  • hayvanlıkta sınır tanımadığımı gösteren paket.

    sabah işe diye evden çıktım gittim. işe gelince sabah haberleri niyetine sözlüğü açmamla birlikte bugün satışa çıkacağını unuttuğumu fark ettim.

    eşimi aradım. dedim durum bu. çocuğu komşunun birine bırak bim'e git. 2 aylık çocuğu sağa sola bıraktırıp eşimi bim'e gönderip star wars action figure paketi arattırdım sizin yüzünüzden. sizinde payınız var yani bunda. darth vader ve stormtrooper gelmiş sadece. onları da aldırdım. star wars'u sadece hafta sonlarında cnbce'de yayınlanan çizgi filmden bilen eşime bu ikiliyi anlatmam ise ayrı bir dizi film konusu.

    son olarak eve gidince whatsapp'tan resmini gönder, seni seviyorum diyip telefonu kapattım.

    kızımın resmini göndermiş. diyemedim ki darth vader'ı gönder. o kadar da hayvan değilim galiba.

  • aramak.

    yani bir nevi sevgililik müessesesini tamamıyla yanlış anlamışlıktır sebep.

    yalnız doğdun arkadaşım. annen vardı yanında, baban, belki ağabeyin ya da kardeşin, ablan... bu hayatta ilk ailen ve sen olarak var oldun. daha sonra arkadaşların oldu. kimisini sevdin, kimisiyle itişip kakıştın, takıştın falan. tüm bunlar hep doğal süreç olarak gerçekleşti. hiçbirini sırf olsun diye yapmadın.
    sonra bir gün o arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı insanı gördün; hormonlar altüst oldu. sevdin bu işi. sadece sevdin yani. bir şey arayıp bir şey kurcalamadan. dokunmak istedin. nedenini kendin bile anlamadın. sevgililik kavramını böyle tanıdın işte. "lan olsa ya şimdi burada keşke!" diyerek.

    sular aktı köprünün altından, büyüdün falan filan. hayata atıldın. okullar okudun. bir takım bambaşka değerler keşfettin hayata dair. bu esnada ne olduysa oldu, sen sevgililik meselesini sağda solda aranarak bulunan, lan şuraya gidelim belki orada vardır diye kovalanan bir şey sanmaya başladın. olmaması eksiklik, bulunamaması anormal görünmeye başladı. ne boyadı senin gözünü be canım kardeşim? sen neden böyle oldun?

    halbuki senin bir hayatın var ve durmaksızın onu yaşamaya devam etsen, sosyal ortamında, iş ortamında, orada, burada, bir yerde işte, biri çıkacak karşına illa; arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı biri. ama aramakla olmaz bu. aramak, ancak aklının yapabileceği bir şey çünkü, oysa senin ihtiyacın olan şey sadece yüreğinin yapabileceği bir iş ile bulunacak.

    bol şans.

    edit: bu entry yazılalı beri geçen uzun yıllar içinde çok mesaj geldi, "kesin mi, bu işe yarıyor mu, bak salacağım bu iş böyle oluyorsa..." minvalinde. tabii lan manyak mısın diye ahkam kestim.

    arkadaşlar kandırıldık. arayın sevgili. entry sahibi 37 yaşında, single. eyyorlamam bu kadar.

  • bugün 28 ocak 2010 ankara'da kar yağışı olayı ile bir arada düşünüldüğünde yalnızca dumur değil, sinir, stres, soğuk ve nihai son (başta ayaklar olmak üzere komple) uyuşukluk olarak başımdan geçti bi tane. böyle de iğrenç bir girişi olur entry'nin. utançla devam:

    aslında servise binmek üzere çıkmıştım evden. şoför, yollar kapandığından gecikeceğini ve zahmet olmazsa biraz yukarıda beklememi, bu yağışta aşağıya inemeyeceğini söyleyince tamam dedim, ağzımı da şu güzel ortamı da bozmayım diye mutlu mesut başladım yokuşu tırmanmaya. sanıyorum ki, ben gidene kadar servis de gelmiş olur, binerim hemencecik ısınırım. dayan yalnızlığım. çıktım baktım yollar felaket, trafik kilitlenmiş, servis mervis hak getire. bekledim biraz daha, aradım, kaza yapmış ama 10 dk 'ya geliyorum dedi. kafamda bu iki veriyi bağdaştıramadım. başımın çaresine bakayım, ne gelirse binip gideyim diye durağa doğru yürüdüm ya da süründüm. bu ikisinden biri, zira bilincim bulandı soğuktan. yıllarca görmediğim arkadaşlarıma gülümsemem bu yüzdendi ulu orta...

    başıboş bi otobüs geldi. üzerinde semt, gideceği yer filan yazmıyor: ego genel müdürlüğü yazıyor. kapılarını açtı bekliyor. normal olarak sordum: "abi, bu otobüs nereye gidiyor?" abim sinir yapmış, muhtemelen egosuna da, belediyesine de, karına da trafiğine de giydiriyor içinden. diyor ki bana:"arkadaşım, etrafına bi bak ne görüyosun?" (yıllarca görmediğim arkadaşlarımı?) "hiç bi tane otobüs gördün mü?" (sen varsın ya, yiğidim?) "sence bu yoldan otobüs iner mi?" (pas?) sıralıyor soruları. yahu tamam da sen nereye gidiyorsun? abi yalnızca gidemeyeceği yerlere odaklanmış inatla cevap vermiyor! nihayetinde, ben de allah'ın bi kuluyum der gibi "ben ring için geldim." lafını alabildik ağzından. ama bununla bitmedi tabii, ring de nerenin ringi? hangi yöne gidecek? abi düğmesine basmış gibi başa sarıyor: bu karda kışta ilerlemenin zorluklarından bahsediyor. baktım anlaşmanın imkanı yok, en azından ayaklarım ısınsın diye bindim otobüse. istisnasız her yolcu ile aynı diyalog yaşandı, otobüs nereye gidiyordu ve evrensel ahlak yasası var mıydı? ikincisini ben uydurmuş da olabilirim çünkü buzu çözülen ayaklarımın sızısı inanılmazdı. sessizce izledim ve doyurucu bir cevap alamamalarına rağmen otobüse binen insanlarımıza hayret ettim... insanları gerçeklerle yüzleştirmeye and içen belediye şoförünün hiç de spesifik sayılmayan "gidebildiğim yere kadar gideceğim..." cevabı üzerine hakkımızda denilebilirdi ki: (bkz: bindik bir alamete)

    - ulus'tan geçecek mi?
    - geçer diyemem.

    hayır öyle bi boyutta ki, şoför bizi çok alakasız bir yerde de bıraksa cümlesi belli: "ben size mutluluk vaadetmedim."

    sonunu bilmediğim bir yolculuğa çıkmayı hep istemiştim de, bu kadar da ucuz değildi be abi.

  • avrupa'nın herhangi bir yerinde yapılmış olsa çağın ilerisinden tutun, özgür genç nesil gibi bir sürü imrenilen benzetmeler yapılırken; ülkem topraklarında yapıldığı zaman geri zekalı veya salak damgası yakıştırılan, kafası rahat gencimizdir.

    kötülediğimiz çoğu şeyin aslında cesaret edemediğimizden yapamıyor olmamız büyük ve genel bir gerçektir.

  • mağarada yatağı olan bir kadının yatağındaki meni lekesi için iki orduyu savaşa sokan zihniyete de, boku yarasaya atıp olayı keramet olarak algılayan zihniyete de edeyim dedirtendir.

  • bu soruyu ali ismail korkmaz , abdullah cömert , ethem sarısülük ,berkin elvan somada ölen madenciler , suructa havaya uçurulan gençler , daglicada sehit dusen askerler ve daha sayamadığım onlarca yüzlerce manasız cenazenin abilerine soracak firsati hic olmadi.

    allah aşkına soruyorum size biraz iman sahibiyseniz hiç mi günahıniz yok kardesim. siz yıktığınız vesayetin yerine kurduğunuz rejimin meyvelerini yerken masumiyetinizden ve sorumlulugunuz olmadığından eminseniz , neden korkuyorsunuz?

  • modern bir formula 1 aracı kendi ağırlığının 3.5 katı kadar downforce oluşturabilir. bu sayede teorik olarak 150 km/saat ve üzerinde giden bir formula 1 aracı bir tünelin yan duvarlarında ya da tavanında gidebilir.

    video

    araç duvara tutunacak gücü üretse de bunu gerçekleştirmek için aşılması gereken birkaç sorun mevcuttur.

    1) motorun çalışması; araç ters ya da yan duracağı için mevcut yakıt hücreleri ile motor yakıtsız kalacak ve duracaktır. bunu aşmak için yakıt hücresi ters ya da yan durduğunda da emiş yapabilecek bir yakıt pompası tasarımı gerekmektedir.

    aynı şekilde motorun yağ besleme ünitelerinde de değişiklikler gerekebilir. formula 1 araçlarının yağ tankları virajlarda aldıkları yan kuvvet nedeni ile yer değiştiren yağı emebilecek şekilde dizayn edilmiştir. araç ters giderken de emiş yapabilmesini sağlayacak ufak değişiklikler yeterli olacaktır.

    uçaklarda ters giderken de yakıt beslemesi yapacak teknoloji bulunmaktadır. bunlar formula 1 araçlarına uyarlanır ise tünelin yan duvarlarında ya da tavanında gitmek mümkün olacaktır.

    2) sürücünün ters sürüşü becerip beceremeyeceği endişesidir. ani ve keskin yükseklik değişimi yaşanan pistlerde (clermont-ferrand gibi) şoförlerin olumsuz etkilendiği gözlenmiştir.

    şoförlerin ters sürüş sırasında aracı normalde olduğu gibi sürüp süremeyecekleri bilinmemektedir. ters sürüşü yapabilen savaş uçağı ya da gösteri uçağı pilotları mevcuttur. sürüşü bunlardan birinin yapması sağlanır ise amaca bir adım daha yaklaşılacaktır.

    özetle yakıt ve yağ hücrelerinde ufak değişiklikler yapar, bir adet formula 1 aracı edinir ve bunu sürecek bir savaş uçağı pilotu bulursanız formula 1 aracını bir tünelin yan duvarlarında ve tavanında sürmek mümkündür.

    kaynak