hesabın var mı? giriş yap

  • bu ülkeden bir şey olmayacağını üstteki entrylerden anlayabilirsiniz.

    kara para var, mekan kurşunlatmak var, adam öldürmeye teşebbüs var, insan sağlığına tehdit oluşturacak ürün pazarlama var, naylon faturacılık var, türk insanına hakaret var ve bunları yaparken canlı yayın açıp halka yalan söyleme var. buna rağmen çıkaralım artık bu kadını dimi? çıkaralım da kaldığı yerden devam etsin, hatta bir yolunu bulup başka ülkeye kaçsın da oradan canlı yayın açıp toptan tükürsün yüzümüze. ne güzel istanbul be...

  • vay aq böyle bir hayatı gta vice city de bile yaşayamadım.

    bir tarafta 6 yaşında açlıktan ölen kiz çocuğu diğer tarafta babasının aldığı hediyeye helikopterle bakmaya giden çocuklar. aynı ülkede aynı dönemde.

  • ''oklondon bolo goçormo okrom'' sen kimsin lan gevşek mhp elemanı? triplere bak, 2 ergen övgü yazdı diye kendini polat alemdar sanmış mq japonyalısı.

  • başlığı altında saçma sapan entry'lerin girildiği takım. adam olsaydık da hatay'a 3-0 değil 1-0 yenilseydik. ya da 90+5'te kendi sahamızda rize'den 4. golü yemeyip 1 puan bari alsaydık. 76. dakikada 3-1 öne geçtiğimiz maçta beşiktaş'a 4. golü atıp şampiyonluğu genel averaja bırakmasaydık. şampiyonluk maçında averaj lazımken emre akbaba ve arda turan gibi el frenlerini ilk 11 başlatmasaydık. bunların hiçbirinin suçlusu hatayspor değil. 30 yıldır ankaragücü maçını konuşan beyinsiz adamlardan bi farkınız olsun.

  • 10 dakika içinde 2 üst üste frikik golü yazmıştır. bu da ronaldo'nun geçen sezon 50+ maçta attığı frikik golüne eşit.

    biri 24 metre civarı, yan ağlara.
    biri 19 metre, çok yakın ama baraj üstünden, tam 90'a.

    yıllardır ronaldo kanat oynuyor (zannedip) ağlıyorlar, messi 1 yıldır sağ kanat oynuyor. kanadı geçtim, orta saha oynuyor artık. ona rağmen gol sayısı arttı, asist sayısı tavan yaptı.

    adama ne deseniz kapağı bırakıyor ki bunlar zaten hikaye.

    messi sakat geçirdiği aylar dışında 2008/2009 sezonundan beri tarihin en iyi futbolcusu. 2 frikikten yazdı diye değil, ocak'ta 5. ballon d'or ödülünü kazanacak diye değil. golleri, asistleri yüzünden de değil.

    22 kişilik bu oyunu michael jordan gibi domine edebildiği için. izlediğin en iyi forvet ve aynı anda izlediğin en iyi orta saha olduğu için.

    biz raul ölümcül golcü diye büyüdük:

    messi = 423 gol (546 maç)
    raúl = 423 gol (1,003 maç)

    zidane, pirlo, iniesta, xavi daha nice efsane orta saha izledik. hepsinden daha iyi orta saha, hepsinden çok asist yapıyor, hepsinden daha iyi oyun kuruyor, domine ediyor, hücumu yönetiyor. bugün bu efsanelerin videolardan izlediğimiz uzun ve ara paslarından bir maçta 10 tane atıyor.

    messi ligin hem gol hem asist kralı oluyor.
    şampiyonlar liginin hem gol hem asist kralı oluyor. kaç kişinin dikkatini çekmiştir bu?

    ilk golünü 10 yıldan biraz uzun zaman önce attı. adamın kötü oynadığı maçları zar zor seçebiliyorsun. yaşı büyüdükçe oyun kalitesindeki artış şaka gibi.

    işte bu yüzden onu başkasıyla karşılaştırmak çok abes. çok absürd. frikikleri herkes atar.

    geçen sezondan gol atmadığı maç söyleyeyim size açın izleyin; iç saha ve deplasman manchester city maçları ve ligde athletic bilbao, san mames deplasmanı. youtube'dan istediğiniz maçı açabilirsiniz.

    bir adam gol/asist yapmadan futbol maçını nasıl domine eder izleyin.

    -----------------------

    edit: geçen sezonun en iyi performanslarından birini ben paylaşayım. ligin en zor deplasmanlarından birinde, unutulmayacak bir maç oynadı;

    san mames: https://www.youtube.com/watch?v=3bfhlqbrxle

    bu adam kadar oyuna etki eden, hangi pozisyonda oynadığı belli olmayan, bu kadar geride top alıp bu rakamlara ulaşan, neredeyse dokunduğu her topu olumlu kullanan ve rakibe zarar veren, savunulması bu kadar zor, atamazsa attıran bir adam yok. 10 yıldır rakipleri bu adamı durdurmak için plan yapıyor, o hala en iyi sezonunu yaşayabiliyor.

    şu anda aktif olarak izlediğimiz her futbolcunun yeri dolar. bizim için özel de olsalar yerlerine daha iyileri gelebilir. daha çok gol atanı, asist yapanı, çalım atanı, daha yeteneklisi, daha hızlısı...

    tek bir şeyden eminim; messi'nin bıraktığı boşluk asla dolmaz.

  • ilk bilimkurgu ve ayni zamanda ilk renkli filmi la voyage dans la lune filmini cekmistir. düssel dünyasini öykülestirmesi ve kurgudaki yaraticiligi nedeniyle sinemanin babasi sayilir. tek hatasi kamerayi konudan uzak tutmasi, kamera ve olay arasindaki uzakligi sabit tutmasi, cekim ölceklerine yer vermemesidir. melies'in bu eksigini ingiliz james williamson tamamlamistir.

    melies'in sinemada denedigi yöntemleri toparlarsak
    gözden yitirme: makinenin durdurulmasi ile olusur

    ikaame: kisinin ya da esyanin baska bir kisiye ya da esyaya dönüsmesinden olusur. bu teknik ilk escamotage d'une femme au theatre robert houdini(robert houdini tiyatrosu'nda bir kadinin ortadan kaybolusu)(1896) filminde kullanildi.

    maket kullanma: gercek boyutlarinda verilemeyen esyanin verilmesi ve film hilesiyle büyük izlenimi vermekten ibarettir. melies'in yaptigi filmlerde genellikle tablolar, minyatürler kullanilmistir. bu yöntem de bunlara hayat vermistir

    üste bindirme: iki cekimin ayni pelikül üzerinde gerceklesmesini saglar. bu yöntemle de rüya ve kabus sahnelerinde rüyayi görenin gördügü rüya ile birlikte görülmesinde kullanilmistir basit olarak.

    coklu cevirim: aygitin mercegi kapatilarak, ayni kare icinde cesitli cevirimlerin yer almasi saglanir.

    karartma: görüntüyü silerek ya da belirsiz hale getirerek yeni bir cekim acilisi saglar.

    george melies'in filmleri 5 ayri grupta incelenir. bunlar: pericelik, sonradan düzenleme güncellik, gösterisel tarihsel dram, sirf fotografa alinmis tiyatro ve güldürüdür.

    filmlerinden bazilari söyle:
    christ marchant sur les eanux(sular üzerinde yürüyen isa)
    cendrillon(kül kedisi)-cinderella
    la petit chaperon rouge(kirmizi pelerinli kücük kiz)-kirmizi baslikli kiz(walt disney)
    barbebleu(mavi sakal)
    la voyage dans la lune(aya seyahat)
    les voyages de gulliver(gulliver'in gezileri)
    voyages a travers l'impossible(olanaksizliklar boyunca geziler)
    boules de savons animees(canli sabun balonlari)
    les lac enchante(büyülü göl)
    illusions phantasmagoriques(fantasmagorik düsler)
    les quantre cents daces de diable(seytanin dörtyüz yönü)
    le manoire du diable(seytanin yurtlugu)
    le royaume de fees(periler ülkesi)
    le labouratoire de mephistopheles(seytanin laboratuari)
    la danseuse microscopique(miniminicik dansöz)
    robinson cruzoe

  • maç sonrası röportajıyla beni güldürmüş genç yetenek.

    spiker: türk milli takımını seçme süreci nasıl gelişti?

    hakan: ben zaten u16-u17'de de milli takım forması giydim. sadece 1 defa almanya milli takımında oynadım. orada da kendimi hiç iyi hissetmedim. arkadaşlık yoktu, kimse birbiriyle konuşmuyordu.

    "insan yemekten sonra bir çay-kahve içer, sohbet eder."

    sen istesen de yapamazmışsın orada, iyi ki geldin.

    edit:facia yasadim uyarmış, imla.

  • bildiğimiz tarzda futbolun gelişimindeki kilit nokta ekim 1863'te bir düzine okul ve kulüpten temsilcinin londra’daki masonlar tavernasında toplanarak bir futbol federasyonu kurmak ve belirlenecek resmi kurallarla birlikte o federasyona bağlı olarak futbol oynamak üzerine anlaşmalarıdır.

    bu toplantı öncesinde de futbol büyük erkek gruplarının bir köyün bir ucundan diğer ucuna bir topu taşımak için savaştığı “orta çağ futbolu"ndan çok daha gelişmiş durumdaydı.

    19. yüzyılın başlarında devlet okullarında açıkça tanımlanmış kurallara sahip organize maçlar oynanıyordu. bununla birlikte her okulun kendi özel kuralları vardı ve bu farklı kurallar uluslararası ve rekabetçi maçların organizasyonunu sorunlu hale getiriyordu. kurallar tolere edilecek temas miktarı ve hacking gibi (karşı kulübün oyuncusunun diz altına vurarak müdahale etmek) orta çağ futbolu’ndan kalan kurallarda farklılaşıyordu.

    bu toplantıda saha uzunluğu, kale boyutu ve ofsayt kuralının erken bir biçimi dahil olmak üzere on dört kural üzerinde anlaşmaya varılmıştır. takımlardaki oyuncu sayısı belirlenmemiştir. “fair catch” (modern avustralya futbolu futbolunda olduğu gibi) talep etmek hala mümkün bırakılmıştı. hacking ise yasaklanmıştır. bu karar blackheath kulübü’nün protesto için federasyon dışında kalmasına neden olmuştur.

    yürürlükte olan sadece 1863 kuralları değildi. cambridge’de kuralları belirlemek için girişimlerde bulunulmuştu ve bazı kulüpler hala 1857'de sheffield’da hazırlanan kurallar altında oynuyordu. 1877'de iki kural grubu birleştirildi.

    ilk “fa challenge cup” 1871/72'de gerçekleştirildi ve sporun kuzeyde ve midlands'da artan popülaritesi 1888'de “english football league”in kurulmasına sebep oldu.

    ilk resmi uluslararası futbol maçı ingiltere ve iskoçya arasında 1872'de st. andrew günü’nde west of scotland kriket sahası’nda oynandı. 4.000 seyirci tarafından izlenen maç 0-0 berabere bitti.

    bbc history extra

  • ''iki tane birbirini aramayan arkadaştan ilk önce hangisi "lan hayırsız hiç arayıp sormuyorsun" derse, o hemen otomatikman hayırlı insan olur.''

  • o zamanlar 19 yaşındayım. zeytinli rock festivali var gündemimde. çok güzel sanatçılar geliyor. kesin gitmek lazım. kesin değil de gitmek lazım işte. zaten yapacak bişey de yok, boş geziyorum. ama etrafımda da kimse yok eşlik edecek. var da öyle kafa dengi değil. dedim ki hadi olum erik iş başa düştü. gittim tek başıma. annem, "oğlum bak şu parayı da al çorabının içine sakla, iç içe geçir çorapları kimse bulamaz bişey olsa bile"

    ulen kadın hissetti mi noldu bilmiyorum 3.günün sabahında uyandıktan sonra duş almaya gittim bi 5 dk sürdü sürmedi, döndüm kiiii benim çadıra giren hırsız allah yarattı demeden telefon, tişört, cüzdan, terlik çalmış gitmiş. zaten ne ara zılgıtlar çektim, ateş yakıp üzerinde hopladım hatırlamıyorum.

    arda kalan bikaç parça eşya ve birkaç çorap ,)

    o çoraptaki parayla eve döndüm bir şekilde.

    telefonu kendi simkartıma ayarlamıştım ilk aldığımda. telefona başka bir simkart takılırsa benim numaraya mesaj geliyordu. hemen gittim bi tane kendi numarama ait simkart çıkarttım. yedek mi oluyomuş neymiş. bi baktım numaralar geliyo. avea mıydı neydi aradım işte ismini verdiler. facebooktan bi arattırırsın ki 3 gün boyunca beraber takıldığım eleman çalmış. hayır bir de piç benle beraber hırsız aradı ahahah. hepsini verdiğim adrese göndermek zorunda kaldı. bi de mahkemeye verdim iti.

  • iyi de bu hala cahil olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. aksine ülkedeki cahil sayısını bize gösteriyor. nicelik nitelik ayrı şeyler öğren de gel.