hesabın var mı? giriş yap

  • 26 mart 1981 akşamına ait garson ile misafirler arasında hoş bir diyalog rivayet olunur, olunur da bilemem ki ne kadarı doğrudur. buyrun...

    garson: efendim,sizleri burada görmek büyük mutluluk!
    cemal süreya: kim istemez ki mutlu olmayı? ama mutsuzluğa da var mısın?
    garson: anlamadım efendim?
    can yücel: geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun…
    garson: anlıyorum efendim…neyse, ne alırdınız?
    nilgün marmara: sen ne getirdin bana çocukluğundan?
    garson: çocukluğumdan mı? siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte.
    edip cansever: bu aralar ellerim hep üşür benim. doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim.
    nilgün marmara: üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı.
    garson : ekrem klimayı aç oradan, çattık ya!
    tomris uyar: bazen sensiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur.
    garson: estağfurullah efendim,ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için.
    yaşar kemal: gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde,gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt.
    garson: ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum.

  • bulaşık makinasıyla mekanik bi ilişkisi vardır.

    debe editi: daha önceki debelerimde bu olay yoktu ama bi konuda dikkat çekmek istiyorum. doğal güzellik iztuzu yandaşa peşkeş çekiliyor.direnelim.saygılar.