hesabın var mı? giriş yap

  • son yıllardaki yazılanlara baktım da çoğunlukla kendisini döneminde takip edememiş gençler yazmış. size şöyle örnek vereyim bugün yaşasaydı mültecilerin ve yasadışı göçmenlerin ülke için ne kadar faydalı olduğundan bahsederdi. oradan anlayın durumu.

  • gidip de fatiha okuyani yoktur diyen sigirlarin aksine neredeyse herkesin fatiha okudugu anit. arkadas hic gitmedigi icin saniyor ki her giden vatandas mozoleye celenk koyup saygi durusunda bulunuyor.

  • sabah oğlanları kaldıramadım yataklarından. gıdıklamak, garip olaylar anlatmak da işe yaramadı.
    "ilk kalkana haftasonu bilgisayar için 5 dk ekstra." dedim. küçük fırladı hemen, büyük üzüldü hali ile. "kahvaltısını ilk bitirene de 5 dk. o halde." dedim. abisi içerdeyken küçük kulağıma eğildi, "ben özellikle yavaş yiyeceğim, abim önce bitirsin ki onun da 5 dk hakkı olsun." dedi. baktım krebin son lokmasını tutuyor tabağında, abisi kazanınca da gülümsüyor.
    benim hiç olmadı ama sanırım buna kardeş deniyor.

  • bebeğin kendisini bir özne olarak tanıması için gerçek bir ayna ile karşılaşmasından mı bahsediliyor, yoksa ayna burada bir metafor olarak mı kullanılıyor bilmiyorum. eğer ki gerçek bir aynadan bahsediliyor ise, bu yaklaşımda bazı şeylerin gözden kaçırılıyor olması muhtemel. zira bir bebek, karşısında aynalaşan insanlar içinde büyüyor.

    şimdi bebek bakımı sürecinde kendi hareketlerimizi gözlemliyorum da, hakikaten bir garip... bebek hapşırınca ben de refleksen "hapşu!" diyor, hıçkırınca ben de hıçkırma sesleri çıkarıyor, "evüeee" diye bağırırsa ben de kesinlikle "evüeee" diye bağırıyorum. annesi ve babası olarak, bebeğin tüm seslerini taklit ederken buluyoruz kendimizi. bir deli biz değiliz tabi, bütün ebeveynleri böyle komik şeyler yaparken görebilirsiniz. bir başka anne örneğin, kendisine uzatılan kaşığa ağzını açmayan bebeği mama yemeye ikna etmek için kendi ağzını sonuna kadar açıyor. yetişkinler bebeğin karşısında neden böyle bir taklitçilik davranışına giriyorlar? sahiden, hani bebeğin anne babayı taklit ettiği söylenir ya, bu evreden önce durum tam tersi değil mi?

    bebeğin kendisini dış dünyadan ayrıştırıp fiziki sınırları belirli bir varlık olarak algılaması için gerçek bir ayna ile yüzleşmesinden evvel, ebeveynler bebeğin hareketlerini taklit ederek esasında bebeği daha soyut bir ayna ile tanıştırıyor ve kendisine onun da bir özne olduğunu hissettirmeye çalışıyorlar. bebeğin seslerini taklit ederek ses aynası kuruyor, mama yedirirken kendi ağızlarını da açarak bebeği kendisine aynalıyorlar. kaba ve çarpık olsalar da, her daim bu insan-aynalar içinde yaşayan bebek, davranışlarının etkilerini görerek zamanla gitgide daha belirli bir özne haline geliyor.

    insan olmak ne garip şey anne.