hesabın var mı? giriş yap

  • 7 numara doneminin ogrenci evini, gecim sorunlarini, universiteli cogunlugun dertlerini ve sevinclerini, gelecek hayallerini tebessum ettirerek anlatan donem dizisidir. guldurmek gibi bir derdi olmamistir ama espriler yayinlandigi donem icin incedir.
    gunumuz dizilerindeki gibi bagirarak konusan abartili oyunculuklar yoktur. oyuncular nisana gider gibi giyinip suslenmemistir. ozetle hayatın kendisi gibidir. dizi bu yuzden sevilmistir.

  • kornerden gol attım, kendi paramı kazandım ev geçindirdim, kamyon sürdüm, yükseklik korkumu yendim, fakat bu başaramadığım bir eylem. çok zor çok.

    gözlerim hafif şehla ise sebebi bu dekolteler.

  • o kadar alışmışsınız ki insanların acısını, sevincini sosyal medya üzerinden göstere göstere yaşamasına insan bir gün sessiz kalıp yasını yaşasa size garip bir olaymış gibi geliyor.

    çıkın artık şu kalıplaşmış durumlardan.

  • aslında pek de anlamsız olmayan özgüvendir.doktor o özgüven sayesinde acil bir durumda patlayan beynini diğer dokulara zarar vermeden onarabilmekte, ya da doğumda sıkışan bebeği ufak bir manevrayla çıkarabilmektedir. o yüzden sakin ol ve içindeki o kompleksi yere bırak.

  • başıma bir şey gelmeyecekse katılmak istemediğim kampanya.

    yok, sezen aksu'nun şarkı sözünü eleştirmiyorum. bana ne, beni hiç ilgilendirmiyor. sonuçta bir şarkı sözü.. ama sezen aksu şimdiye kadar hep irticanın yanında durdu, yetmez ama evet diyerek safını belli etti. kendi desteklediği elemanların gerçek yüzünü görsün. onlarla yuzleşsin.

    aksu, doğrunun yanında durmadi ki, durduğu yer belli. onlarin modern atatürk ülkesini bu hale getirmesinin taşlarından bazılarını döşedi.

    ben oturur çekirdeğimi çitlerim..

  • izlerken kanım dondu. içeri giremesin diye camı kapatmak ne demek, resmen öldürmeye teşebbüs. bunu yapanları yaşına bakmadan hapse atmak lazım. bu işin gençtir, çocukturu yok.

  • korner veya serbest vuruşlarda ceza sahası içerisindeki itişmeler ve forma çekmeler konusunda bir standart olmaması.
    her maçta bu tarz pozisyonlar oluyor ama nadiren penaltı çalınıyor. ya serbest bırakın duran toplarda rakibe sarılıp yere indirmeyi ya da her gördüğünüzde düdüğü çalın ki futbolcular eline koluna sahip çıksın.

    bir de sıklıkla dile getirildiği üzere sakatlık gerekçesiyle oyunun durmasına neden olan ve ağır harketlerle kenara gelen futbolcu hemen iyileşip koşarak sahaya geri dönemesin. en az 2 dakika kenarda beklesin. böylece oyunu yere yatarak soğutma konusu tarihe karışır.

  • sıfır fiyatı 380 tl.
    sattığım fiyat 120 tl.
    ilk mesaj: s.a 30 tl olur mu?

    olmaz amın evladı, olmaz.

  • wikipedia'dan alıntı;

    ''sharing is also a common freegan practice. food not bombs recovers food that would otherwise go to waste to serve warm meals on the street to anyone who wants them. the group promotes an ethic of sharing and community, while working to show what they consider to be the injustice of a society in which they claim fighting wars is considered a higher priority than feeding the hungry.''

    yani diyor ki, yemediğin, tüketmediğin besin maddelerini paylaş. bir paylaşma ortamı yarat. bunları çöpe atmak yerine, bunları bulamayanlara ver, değerlendir. en küçük bir besin maddesi bile boşa gitmesin. çünkü senin ihtiyacın olmayan şey, başkası için çok büyük bir ihtiyaç olabilir. herkes freeganist olursa eğer, öncelikle insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir zincir oluşturulur. üretim yapılır ve bu üretimde insan gücü kullanılır. herkes, kendi yiyeceğini kendi üretir, bu üretimde bireyler ihtiyaçlarından fazla olanı da üretmek için gücü olmayanlarla paylaşır. burada ''beleşçi'' olarak tanımlanabilecek olan kişi ise, bu üretime katılıyormuş gibi yapıp, çalışmayandır. ancak freegan olan kişi, sadece çöp toplamaz. aksine üretmeyi de seçer. ancak bu üretim için de, tamamen doğaya dönmek ve doğayı tamamen anlamak gerekir. şehirde yaşayan bir insanın üretim yapması oldukça zordur.

    freeganism, savaşlara harcanan paranın bırakılıp, aç insanların doyurulması için kullanılmasını ister. bu isteğinde de oldukça hayalci olsa da, tutarlıdır. eğer bu para, insanlığın yiyecek, giyim ve yaşam koşullarını düzeltmek için kullanılsaydı, bugün tüketim toplumlarının en fazla şikayet ettiği aşırı tüketim ve sonuçları gibi durumlar oluşmazdı. aslında en küçük bir tüketim malzemesinin, örneğin kolanın, ne kadar vahşi bir kapitalizmle üretildiğini bilenler, bunu bildikleri halde bu tüketime devam edenlerin ''ne yapalım. tüm mamüller, bu spor ayakkabı, bu laptop, bu kola böyle üretiliyor. aç mı kalalım? bunları kullanmayalım mı? o zaman hiç yaşamayalım olsun bitsin. '' açıklamasına karşı bir duruştur. yani ''ne yapalım?'' sorusuna verilmiş bir cevaptır, cevap da ''üret'' tir. kapitalizmin insanlar üzerindeki en büyük etkisi, üretmemeyi aslında psikolojik olarak yediriyor olmasıdır. bireyselcilikle, toplumların içindeki boşlukların tamamlanmayacağı oldukça aşikarken, freeganistler, oldukça ütopik de olsa, bu duruma karşı bir tepki hareketi olarak doğmuşlardır.