hesabın var mı? giriş yap

  • davranış bilimlerinde grup düşünceye göre; aynı trendler gibi, kişilerin daha çok insanın kabullendiği inanışlara ve seçimlere yönelmesine verilen addır. örneğin hiç tanımadığı bağımsız iki belediye başkan adayının, yerel seçimlerde aldığı anket sonuçlarına bakarak daha çok oy alanı seçmesi demokrasilerde oy manupilasyonunun en kolay yolunun anketlerle oynamak olduğunu gösterir. amerikada east coast ve west coast'ta birer gün arayla yapılan seçimlerde hiç bir zaman ilk seçimde çıkan sonuçlar ikinci seçimde değişmemiştir. bu da ilk gün çıkan başkan adayının ikinci güne avantajlı girdiği anlamına gelmektedir.
    tersi de underdog effect olarak adlandırılır.

  • onbir, oniki yaşlarındayken arada annemle beraber gündeliğe giderdim. genelde büyük temizlik yapılacaksa ek yardım olarak. anneme beş veriyorlarsa bana da iki, üç verirlerdi. şimdi düşününce, çok küçükmüşüm ama erken gelişmiştim. bir de fakir fukaranın çocuğu pek çocuk olamaz. çocuk olmaya vaktimiz de paramız da yoktu. neyse bu bir başka entry konusu...ben aslında başka bir şey anlatacaktım;

    yine annemle gündeliğe gittiğimiz birgün, evini temizlediğimiz kadının eşi, mahmut amca, ertesi gün okuldan sonra onlara gitmemi ve bana kışlık ayakkabı alacağını söyledi. annem de okul çıkışı mutlaka gelmemi söyleyince gittim mecburen. mahmut amca ile kapıda buluştuk, sonra beraber yakınlardaki bir ayakkabıcıya gittik. annem gelseydi bari ama gelmedi. calismasi gerekiyordu çünkü. mahmut amca'yla ayakkabılara baktık. bir tane denedik, aldık ve çıktık. sanırım hayatımın en mutsuz günlerinden biriydi. ayakkabı alındıktan sonra da, eve geldikten sonra da sadece ağlamak istediğimi ama kendimi tuttuğumu hatırlıyorum. bir de sonradan mahmut amca anneme asık suratlılığımdan dem vurmuş. sanırım bunu, ayakkabı alındıktan sonra sevinçle bacaklarına sarılan bir çocuk hayal ettiği halde, eskisinden de mutsuz bir çocukla karşılaştığı için hayal kırıklığı ile söylemişti. aslinda cok iyi niyetli bir adamdi ve ailece cabamizi takdir ediyordu.

    buraya nereden geldim peki...dün nuri bilgi ceylan'ın kış uykusu nu izledim...orada da vicdanını (ki vicdan genelde korkakların sevdiği bir sözcüktür ve öncelikle güçlüleri dehşete salmaya yarar.)* rahatlatmak için fakir bir aileye para vermeye çalışan kadına kızarken hatıralar beni buralara getirdi galiba. kadın parayı açıklama yapmadan gizlice kapıya bırakabilirdi...ama hayır, o şık kıyafetleriyle yardım ettiği ailenin gözlerinde sevinç görme, minnet duygusuyla sarmalanıp sarılma ve başkalarının mutluluğuyla mutlu olma fikrinden ziyade, mutluluğu için teşekkür edilmesiyle tatmin olma yolunu seçtiği için.
    çoğu zaman insanlar egolarına yenik düşüyorlar, birilerine yardım etmek güzel de teşekkür beklemek niye? teşekkürü bırak da arkandan etsin. illa yüzüne edilince ne oluyor?

    bir çocuğu mutlu edecekseniz o çocuğa yapılacak yardımın gizli olmasına, hatta çocuktan bile gizli tutulmasına dikkat etmeniz lazım. eskiden bir laf varmış, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek diye, ne doğru laf.

    bana şükret, sayemde bak yine iyisin'le iyi edilemiyor. kış uykusu bunun gibi pek çok anımı canlandırdı. daha gelirim ben buralara.

    * filmden alıntı

  • bu zihniyet bahçeli 7. cadde'nin adını, aşkaabat caddesi yaptı da ne oldu? değişiklik 10 sene önce yapıldı. 10 sene önce anaokuluna giden çocuklar, bugün liseli oldular arkadaşlarına "7. cadde'de buluşalım" diyorlar. aynısı tandoğan'da da olacak. şehirlerin yönetimlerini kasabalı ve köylüler ele geçirebilir ama şehirleri şehirliler yaşar. ben tandoğan'a tandoğan dersem, orası tandoğan'dır. ben 7. cadde'ye 7. cadde dersem, orası 7. cadde'dir. ben istanbul yolu'na, istanbul yolu dersem orası istanbul yolu'dur(resmi adı fsm bulvarı). ben kimim, ben belediye başkanı mıyım? ben cumhurbaşkanı mıyım? hayır ben şehirliyim, şehir ben nasıl yaşıyorsam o'dur.

    tanım: boşa kürek çekmektir.

  • selcuk ve burak taraftarin gozunde bitirildikten sonra ibne basin tarafindan hedefe oturtulan yeni isim.

    bak kardes, sen sneijder'i tanimiyor olabilirsin. nasil bir gecmisi oldugunu sana anlatayim:

    yolanthe ile yasadigi evlilik ilk evliligi degil bu adamin. ilk evliligi de, esinin kendisini en yakin arkadasi ile aldatmasi sonrasi bitti zaten. bi tane cocugu var ya, o yolanthe'den degil... eski esinden. cocugunu bile almis bu aldatma olayindan sonra.

    ulan bu adam yolanthe icin mezhep degistirmis, katolik olmus.

    yolanthe ise wesley'nin eski esinden olan cocugunu kendi cocugu gibi goruyor.

    simdi boyle bir adamin esini aldatacagini sen de dusunmuyorsun ama, turk futbolunun en serefsiz, en adi, en pislik insanlarindan aldigin emirle bu cirkin haberi yapiyorsun.

    mide bulandiriyorsun turk spor basini... kiralik kalemlerinle mide bulandiriyorsun!