hesabın var mı? giriş yap

  • lokasyonun bakırköy’deki yeşilyurt yerine malatya’daki yeşilyurt olarak girildiğini düşündüğüm olay. daha ankara ve izmir’de bile olmayan apple store’un malatya’da açılması biraz saçma geliyor kulağa.

    edit: bir iki entry’de malatya yeşilyurt’un zengin bir bölge olduğundan, 700-800 bin liraya daire satıldığından ve dolayısıyla doğru bir tercih olduğundan bahsedilmiş. istanbul yeşilyurt’ta 800 bin liraya kulübe alamayacağınızı, en ucuz 2+1’lerin 1.5 milyon liradan satıldığını, 4-5 milyon liraların standart fiyatlar olduğunu ve 10 milyona bile daire bulabileceğinizi belirtmek isterim.

  • saatte 124 km hızla atılmıştır. maç sonu röportajında demba ba'nın hızı öğrenince verdiği tepki ise ibretliktir;

    -elhamdulillah.

    almeida sana kurban olsun be kara oğlan!

  • --- spoiler ---

    avengers: endgame spoilerı içerir.

    --- spoiler ---

    avengers: endgame sonrası merakla beklenen spider-man: far from home'un ikinci fragmanı en sonunda geldi. fragman tom holland'ın avengers: endgame'i izlemediyseniz fragmanı da izlemeyin uyarısıyla başlıyor. zaten sebebini de açılır açılmaz öğreniyoruz. daha ilk sahneden gördüğümüz gibi peter, tony stark'ın ölümünün etkilerini ciddi şekilde hissedecek. bu filmde peter'ın karakter gelişiminin önemli bir parçası haline gelecek. şu tartışılan yeni ıron man konusunun ise spider-man'in yeni ıron man olması şeklinde bağlanacağını kesinlikle inanmıyorum. her ne kadar etrafından o şekilde sözler duysa da peter filmin sonunda kendisinin yeni ıron man olması değil, gerçek anlamda spider-man olması gerektiğini anlayacak. tony stark, peter'ı yeni ıron man olması için desteklemedi. ayakları yere basan, özgüveni yüksek bir spider-man olması için destekledi. eminin filmin sonlarına doğru peter her zamankinden daha fazla spider-man olarak yükselecek.

    geçen fragmana göre mysterio'yu daha fazla görme şansına sahip olduk. tekrar tekrar söylemek lazım ki kostüm muazzam görünüyor. mysterio'nun çıktığı sahneye ise elbette multiverse olayı damga vurdu. mcu'da multiverse olduğunu doctor strange filminden beri biliyoruz. ama avengers: endgame bize multiverse'ün başka versiyonunu gösterdi. zira doctor strange filminden öğrendiğimiz multiverse, dark dimension, mirror dimension gibi konsept olarak bildiğimiz fizik kurallarının çok dışında evrenlerdi. avengers: endgame ve spider-man: far from home ile birlikte dünyamıza ve evrenimize benzer özelliklere sahip evrenleri de görebileceğiz.

    mysterio, earth-833'ten geldiğini söylüyor. çizgi romanlarda earth-833, spider-uk'in yaşadığı evren. gerçek kimliği de william braddock. bir cameo görmek harika olur. asıl bomba ise mcu'nun geçtiği evrene earth-616 demeleri. çizgi romanlarda ana evren earth-616 evreni. hatta senelerce mcu'a earth-199999 dedik. büyük ihtimalle earth-616 tabirini nasıl ki çizgi romanlarda ana evren olarak kullanıyorlarsa filmlerde de ana evren anlamında kullanacaklar. earth-199999 ile devam edilmesini tercih ederdim.

    multiverse'den bahsetmeye devam edersek. hem mcu için hem de spider-man için çoklu evren teması aşırı derecede önemli. mcu ilk on senesine the ınfinity saga dedi. thanos ve ınfinity stones merkez haline geldi. pekala multiverse konsepti de ikinci on yılın hikayesi olabilir. çizgi romanlarda ıncursion denilen bir olay var. yani evrenlerin dünya gezegeni üzerinden çarpışması. dünyalardan biri diğer dünyayı yok ederse kurtuluş var. ama yok edemezse iki dünyanında evreni yok oluyor. evrenler çarpışa çarpışa iş secret wars'a gidiyor. işte bu hikayenin ayak sesleri olabilir multiverse'ün hayatımıza girmesi. spider-man için baktığımızda ise tabi ki hemen göze spider-verse çarpıyor.

    filmde villain olarak elementals'ı izleyeceğiz. en azından mysterio'nun gerçek doğası ortaya çıkana kadar. ben en başından beri elementals'ın mysterio tarafından yaratılan bir ilizyon ya da teknolojik birer varlık olduklarını düşünüyorum. elementals için spider-man'in çizgi romanlarındaki villain'larından esinlenildiği açıklandı. yani gerçekten hydro-man, molten man gibi karakterlerin mcu versiyonlarını izleyeceğiz. diğer ikisi açıklanmasa da birinin sandman olduğunu tahmin edebiliriz. ama sonuncusu gizemini korumakta.

    geçtiğim gün yapıcılar bir konudan daha bahsetti. o da uzun zamandır kendisi özleten j. jonah jameson ve efsane gazetesi daily bugle. filmde var mı yok mu sorusuna ne söylersek spoiler olur gibi bir cevap verdiler. ben bir şekilde bu filmde daily bugle ile ilgili bir şey göreceğimize inanıyorum. ama ne olur şu an tahmin etmek pek mümkün değil. günümüz dünyasında peter parker'ın spider-man fotoğraflarını bugle'a satması biraz demode kaçacaktır. farklı bir daily bugle versiyonu yapacaklarını düşünüyorum. onu da zaman gösterecek.

    her geçen gün spider-man: far from home'un çok başarılı bir film olacağına olan inancım artıyor. spider-man'i new york'tan çıkarmanın kulağa geldiğinden daha iyi sonuç vereceğini düşünüyorum. seriye farklı bir tat katacaktır. bu fragmanda stark tower inşaatı yeniden gösterildi. o bina bu film illaki birine satılacak. benim oyum norman osborn'a. norman osborn, mcu'ya girerse öyle sadece tek filmde spider-man ile uğraşacak bir villain olarak girmez. iş dark avengers'lara kadar gider. umarım öyle de olur.

  • birinin de cikip

    - ulan onun bunun evladi, haysiyetsiz, subyanci, pic
    sen mektep caginda dedigin
    ufacik kizlarin raksindan, gulusmesinden tahrik mi oluyorsun ?

    demedigi hadisedir.

    bu ve bunun gibi pedofili sozde dinci
    ibnelerin torunlari iste bugun gunasiri coluk cocugu kacirip katleden, tecavuz edenler.
    kurtulamadik gitti bu ruh hastalarindan.

  • bilmeden yedikleri için veganlıkları bozulmamıştır. tövbe edip yine yollarına devam edebilirler.

    edit: ben work&travel dayken bir arkadaşım vardı fetöcüydü kendisi zaman gazetesinde staj yapıyordu, stajı bitince işe girdi orada, alkol içmez ama esrar çekerdi. orada bulunduğumuz süre boyunca pizza yemiştik üstündekini dana sucuğu sanmıştı o da mesela domuz sucuğu olduğunu bilmiyordu. sonra öğrenince "olsun bilmiyordum, müslümanlığım devam ediyor" diyerek hayatına devam etti. aynı durum bence bu veganlar için geçerli.

  • çamaşırları yıkamak için kullanılan bir temizlik maddesidir. peki devir ekonomi devri olduğundan mütevellit, giysilerimizin rengini soldurmamak ve daha uzun ömürlü olmasını sağlamanın sırrının çoğunlukla seçtiğimiz deterjanla ilgili olduğunu biliyor musunuz?

    bu konuyu marka ismi vermeden, tamamen yaşadığım deneyimleri de katarak yazacağım. markete gittiğimizde, deterjan reyonuna ulaşınca envai çeşit deterjanla kafamız allak bullak oluyor ya, artık telaşlanmaya gerek yok, sizinle bildiğim tüm ayrıntıları paylaşacağım.

    çamaşır deterjanları toz, sıvı, kapsül ve granül şekilde üretilmiştir. granül deterjanlar 30 derecede dahi çözünebilmesi ve çamaşırların üzerinde kalıntı bırakmamasıyla meşhurdur. bir çoğu doğala yakın formülü ile üretilmiş ve ciltle uyumlu olduğundan alerjik reaksiyonlara yol açmaz. ha bunu kullandığınızda leke çıkarma konusunda bir tık güçlük yaşayabilirsiniz. bu aşamada lekeli bölgeyi temizlemek için sıvı leke çıkarıcılardan destek alabilirsiniz. şahsen ben bebeklerin çamaşırının granül deterjanlarla yıkanmasından ve (bebekler için üretilmiş dahi olsa) yumuşatıcı kullanılmamasından yanayım. çünkü bebeklerin cildi çok hassas ve geçirgenliği çok yüksektir. onların cilt sağlığına dikkat edelim olur mu?

    şimdi gelelim toz deterjanı nasıl seçmeliyiz. toz deterjanlar renkliler ve beyazlar için bir çok marka tarafından ayrı ayrı üretilmiştir ve 30 derecede çözünmesi zor olmasından dolayı minimum 40 derecede yıkamalıyız. 40 derece de giysilerimiz için yüksek bir derecedir ve ömrünü kısaltır. bu açıdan düşünürsek beyazlar için olanını seçip beyazları toz ile yıkamak daha mantıklıdır.

    peki toz deterjanı niçin ayrı ayrı seçmeliyiz? beyazlar için üretilmiş toz deterjanda ağartıcı, çamaşır suyu katkısı olabildiği için renklilere zarar vermektedir. hele içerisinde optik beyaz vs. yazıyorsa renkli attığınız çamaşırları perişan halde çıkarabilirsiniz.

    bu açıdan renkli çamaşırlar için sıvı deterjanı öneriyorum tabi bunu da renklilere özel olanı seçmeniz kaydıyla. renk ayırıcı mendiller kullanarak renk ayrımı yapmadan yıkanırsa renklerin birbirine geçmesini önlemeniz mümkündür. inatçı lekelerle mücadele için özel sıvılar üretilmiştir. çamaşırınızı makine atmadan önce lekenin üzerine azıcık döküp, çitileme yaparsanız lekenin yok olduğunu göreceksiniz. kendim de bilhassa şu meşhur pembe leke çıkarıcıyı kullanıyorum.

    önemli bir ayrıntı daha eklemeliyim o da kotların yıkanma şekli. makinenizin yıkama programı ne kadar soğuk seçer ve kısa ayarlarsanız kotlar için o kadar iyidir. denim pantolonların yıkama talimatını dikkate alarak işlem yapmanızı öneririm. ben kotları 30 derece, sadece kotları aynı anda yıkamaya özen göstererek, hassas programda ve toz deterjan kullanarak yıkatıyorum.

    bir de çamaşır makinesini tıka basa doldurup yıkama yapmayınız. zira temizlenmesi zorlaşacak ve lekeler olduğu gibi kalacaktır. ayrıca şahsen ben yumuşatıcı kullanmıyorum, kullananlara da çift durulama öneriyorum.

    ürünlerinizin yıkama talimatı kısa da olsa iç etiketinde yazar. buna dikkat ederseniz sıkıntı olmayacaktır. bir giyside “yalnız kuru temizleme” yazıyorsa aman diyeyim elde ya da makinede yıkama hatasına düşmeyin. ürün mahvolur ve koşa koşa mağazaya gidip, değişim talep etmeyin. çünkü ürünü kendiniz yıkadığınız kolaylıkla anlaşılacak ve incelemeden olumsuz dönecektir.

    işte böyle azizlerim, son olarak şunu da ekleyip yazımı sonlandırmak istiyorum; "en değerli giysimiz cildimiz" mottosuyla hareket edip, alerjik reaksiyonlara davetiye çıkarmamak için iyi durulama yapmanızı öneriyorum. aklınızda bulunsun; deterjanlar petrol türevi ürünler ve çeşitli kimyasalların karıştırılmasıyla elde edilir. bizim de bu kimyasalları giyisilerimizden uzaklaştırmak için iyice durulayıp arındırmamız gerekir.

    herkese sağlıklı günler diliyorum.