hesabın var mı? giriş yap

  • gözleri samyeli haberlerine çekmek istemiştir.

    gözler bir anda oraya yöneldiği için
    artık herkesin böyle bir olaydan haberi olmuştur.

    hileli ama güzel oynuyorsun sedat.

  • erken donem yonetim bilimi kuraminin en onemlisidir. taylor oncelikle var olan yonetim biciminin evrensel ve bilimsel olmadigi gibi bir tespit yapiyor. daha sonra birtakim varsayimlarini kendi dusuncesinin temelleri olarak ortaya koyuyor. bu varsayimlar (i) insan dedigimiz mahluk (daha dogrusu isciler) ozunde tembeldir, firsati buldugu anda herkes isten kaytarir; (ii) her isin dogru (en kisa zaman, en az hata ve en fazla uretim kriterleri cercevesinde) bir yapilis yontemi vardir; (iii) hali hazirdaki yoneticiler bu bilgilere sahip olmadiklarindan uretimi optimumda gerceklestirememektedirler. bu saptamalardan sonra, taylor bilimsel yonetimin prensiplerini formule etmeye girisir.

    deneylerinden birinde, bir isci amcaya bir kamyonete domuz yukletiyordu ve bu basit isi bile, bacaklarini kirarak yuklersen kac dakikada oluyor, efendim, sag kolunu havaya kaldir bakalim ne olacak gibi degisik varyasyonlarla gerceklestiriyordu.

    taylorizmin onemli sonuclarindan biri, ozunde tembel olan iscinin sadece ve sadece ucret ile motive edilebilecegi dusuncesini uretim bandina sokmasidir. isci, ne kadar uretirse uretsin ayni ucreti alacagini bildigi surece, ona gore, daha fazla uretmek icin calismaz. bunu engellemek icin uretemeyeni cezalandirilip, uretimin ustune cikani odullendirecegi bir sistem gelistirir. (parca basi ucret sistemi olarak adlandirabilizi bunu) kendi deneylerinde belirledigi bir gunluk uretim miktari vardir, ornegin bir isci bir gunde 60 parca ayakkabi uretebilir. bu standart uretim seviyesidir. buna gore, gunluk uretim miktari 60 parcanin altina dusenler cezalandirilir bu nedenle ucretlerinden kesilir. bu rakamin ustune cikanlar ise, ciktiklari parca sayisinin belli bir katsayiyla carpilmasi kadar ek ucret alir.

    bu yontem teorik olarak basarili gorunur, kisa vaadede uretimi arttirmistir. yalniz teknik acidan basarili oldugu kadar etik acidan sorunludur. isciler arasi kollektif yapiyi bozan, birbirleriyle rekabet icine girmelerine neden olan bir uygulamadir. isciyi bedenine hapseder, cevresinden soyutlar ve maksimum uretim sayisini hedefemesine neden olur. taylor'un etik kaygilari olmadigini dusunursek teknik sorunlarin neden ortaya ciktigindan bahsetmek gerekir. sonucta her ne kadar, iscileri birbirleriyle ve sistemle rekabete sokacagini dusunse de, grup psikolojisini goz ardi ettiginden sistemin sorunlarini ongoremez. nitekim, bir sure sonra, dusuk performansi olan isciler gunluk kotanin ustunde uretim yapanlara karsi tavir gelistirme yoluna gidiyorlar, bu iscileri dislamaya basliyorlar. isciler ve yoneticiler arasindaki dusmanlik artiyor. surekli bir hir gur... ne huzur kaliyor fabrikalarda ne uretim.

    kisa zaman icinde taylorizm, ruhsuz oldugu, insana yonelik yaklasimi mekanistik ve olumsuz bulundugu icin elestirilen bir kuram haline geliyor. bu nedenle de daha "insani" kuramlarin gelistirilmesi yonunde dusunceler ortaya cikiyor. (bkz: hawthorne calismalari) yine de taylorizm bir yonetim utopyasi olarak mesruiyetini hicbir zaman yitirmiyor. sonraki donemde gelistirilen her kuram da taylorizm prensiplerine sadik kaliyor ama bunlar celik elin uzerine kadife bir eldiven gecirme cabasindan oteye gecmiyor elbette.

  • bizden medeniyet ve zihnen ışık yılı uzakta bir ülkenin fonudur. makalede denmiş ki: ''böylesine büyük bir fonu yönetmek büyük bir güven gerektirir. saydam bir topluma sahip ve sosyal bir demokrasi olan norveç'te hükümete karşı böyle bir güven var. bizler biliyoruz ki hükümet bu fonu en iyi şekilde yönetecek.''

    düşünsene türkiye'de böyle bir fon olacak ve bu tayyip'e teslim edilecek. vay vay vay. gider marmara'nın ortasına havada asılı kalabilen cami falan yaptırır.

  • mevcut şartlarda o durumda yapılabilecek en temiz hareket.
    arkadaşı doğru kararından dolayı tebrik ediyorum.

  • katarlı müslüman genç kardeşlerimize sağladığımız imkanlardan biridir. gelip tıp okusunlar sonra bizi tedavi etsinler. evet yapsınlar bunu. benim oğlum 1 yıldır yarın gireceği sınava hazırlanırken, onlar gelsin sınavsız doktor olsunlar. 3-5 swap karşılığında ayarlarız bir şeyler.
    iki elimiz iki cihanda yakanızda olacak.

    ayrıca protokolde katarlı misafir personel ve yakınları ile katarlı öğrencilerin mümkün olan hallerde askeri hava/kara ulaşım araçlarından ücretsiz istifade edebilecek. askeri orduevi ve misafirhanelerden de yararlanabilecekler.

    kaynak

    edit:ekleme

    edit2: birçok arkadaştan mesaj alıyorum. çocuğumun sınava girmesine inanmayandan tut cahilce muhalefet yaptığımı düşünene kadar. biz zaten çocuğumuz için stres içindeyiz ekmek aslanın midesinde. bu işlemin normal her ülke için uygulandığını söyleyenler var, az empati yapın bu haberi okuyunca ne hissedersiniz. daha önce bu ülkeye yapılan birçok imtiyaza rağmen nasıl olumlu düşünelim.

    edit3: diş hekimliği ve eczacılık için de aynı şeylerin olduğunu yazmamı isteyenler var. bu konuda bilgim yok. (sonradan habere eklenmiş)

    edit4: msb açıklama yapmış kaynak

    editson: sevgili gençler, romalılar, ben sabah bir haber gördüm. aynen başlıkta yazdığı gibi. içinde askeri maskeri filan yazmıyordu. aynen okuduğum gibi anladım. bana okuduğunu anlamamışsın demeyin. ben sabah yazanı net anladım ve anlattığım durumdan dolayı sinirlendim. resmi gazeteyi de vakit bulursam okuyacağım. bana düzelt diyorsunuz, ben neyini düzelteyim. öyle yandaş medyaya böyle muhalif gazete.

    *güzel dileklerini yazan tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim.

  • başlık: metrobüste teyzeye verdiğim ayar

    finalden çıktım, 4 saat uykuyla durduğum için acayip yorgundum. bindim metrobüse, cam kenarına oturdum. bi teyzeyle kızı bindi. teyze 50 yaşlarında, kızı da 25 yaşlarındaydı. kız geldi benim yanıma oturdu, teyze ayakta beklemeye başladı. aklı sıra yer vermemi bekliyor. ben yer vermeyince 'evladım, bak ben yaşlıyım, bana yer versene' dedi. bi de espri yapıyor 'kızımı kucağıma alırdım da bacaklarım ağrıyor eheheh.' teyze böyle bi gol pası verince dayanamadım, gelişine çaktım 'teyze ben de çok yorgunum ama senin bacakların ağrıyorsa kızı ben kucağıma alayım.' ben böyle deyince ikisinin de suratı kıpkırmızı oldu. kız da yanımdan kalktı. bi sonraki durakta da indiler. ben de eve gidince kızın kucağıma oturduğunu hayal ederek zafer 31 i çektim.

    yazar: mrfreak

    yardım editi:ovakışla cumhuriyet ilkokulu'na yardım kampanyası
    (bkz: #57596227)

  • hala kalmak isteyene entegrasyon diyor ya. yahu arkadaş tüm siyasetçiler mi halktan kopuk? lan siz hiç mi sokağa çıkmıyorsunuz? hiç mi bu halktan 3 5 kişiyle konuşmuyorsunuz? insanlar bu bedevi kaçkınlardan rahatsız. neyin entegrasyonu?

  • fatma girik'in söz fatoda 'nın bir bölümünde, atatürk hava limanı'nın güvenliğini sınamak için uzun fıstıklı lokumların etrafına turuncu el işi kağıdı sararak sözde "dinamit lokumu" yapması...

    akabinde dinamit lokumlarını hava limanı güvenliğinden kontrole tabii tutulmadan geçirebildiği için sinirlenmesi... hava limanı güvenliğine 2 saat boyunca "ne biçim güvenlik bu, fatma girik de olsam kontrol edilmeliydim" diye bağırıp onları epey bir azarlaması...

    bölümün sonunda da el işi kağıtlarını açıp hava güveliğiyle beraber lokumları yemeleri...

  • otobüste ineceğim durağa yaklaştığımda tuşa bastıktan sonra başka birinin beni tuşa basarken gördüğü halde gelip göz göre göre aynı işlemi tekrar yapması. lan arkadaş neyin kafasındasın şeffaf değilim lan ben, bastık işte amk bir kere yapmak yetiyor zaten şu işi. ne yaptım da o 45 dakikalık yolculukta tanımamana rağmen bana olan güvenin sarsıldı anlamıyorum.

  • aynı duyguyu gsm şebekesi mesaj gönderdiğinde de tadarsın.
    (bkz: acaba sadece bana mı oluyor diye düşünülen şeyler)

    edit: sevgili çaylaklar favorileriniz sayesinde depresyona girdim. çıktığımda hepinizin fav tuşuna acı biber sürücem. adamlara bak; "madem mutsuz oluyon, geber pezevenk" diye abanmışlar favori tuşuna. bu mu sizin psikoterapi anlayışınız?
    lan hemen dramatize etmişsiniz olayı hem. geyik yapıyoruz şurada. yoksa biz de sizin gibi çaylaktık. üstün belagat ve edebi yeteneklerimiz sayesinde yazar olduk .* . ezikler sizi.

    edit2: ssg sırf ben üzülmeyim diye favorilemiş. lan olum daha evvel söylesene ben senin entry'lerini okuyorum diye. o kadar çaylağı ayağa kaldırdık boşu boşuna.*. hem senin nickin niye en başta görünüyo bakim?

  • brian may ile athena'nın şeysini bir tutan dürrükleri gösteren haber.

    edit: hala görgüsüzlük diyen var ulan. adam dünya müzik tarihinin sayılı efsanelerinden.

    memleketten manda yoğurdu, acur turşusu getirir gibi kargoya vermesini mi bekliyorsunuz o nadide gitarı?

    ya da yolculuk boyunca koca aleti kucağında taşımasını mı?

    yahut dünya serveti varken ekonomik bilet alayım de iki bileti ucuza getireyim demesini mi?