hesabın var mı? giriş yap

  • “kadınlar, kadın olarak kaldıkları sürece, erkek egemen düşüncesiyle oluşturulmuş bir toplumda, insanın insanoğlu diye adlandırdığı, tanrının erkeklerin diliyle konuştuğu, tek gidilebilecek yönün ileri, daima ileri olduğu toplumdan, zaten büyük ölçüde dışlanmış durumdalar. bu onların ülkesi, biz kendimizinkine bakalım.”

    ursula k. le guin

  • merkel'e olan saygımı arttırmış olay. siyasetçi dediğin duygularıyla hareket etmez. hayat adil değil. her acıtmasyon yapanı ülkeye alacak halleri yok.

  • evi değerinde satabiliyorsanız mantıklıdır. evi 300 bin usd'ye sattınız diyelim. bir sene sonraki kur beklentisi ve faiz getirisi arasındaki makas + %7 - 10 civarı olacağı için vade sonunda 330.000 dolarlık bir paranız olacak ve aynı zamanda şu an 300k usd olan ev muhtemelen 250k usd olacak.

    buraya koskocaman bir eğer koymak istiyorum. eğer "mevcut ekonomi yönetiminin işine karışılmazsa" bunlar gerçekleşir.

    adettendir ytd.

    istanbulda ev fiyatları dolar bazlı en az %50 şişik durumda. para aklayanlar, araplar ve parasını nereye koyacağını bilmeyen yurdum insanı suni bir talep yarattı ve bu duruma geldik. para aklayanların tamamını bitirmeseler de taleplerini bitirdiler. yurdum insanı bir iki ay sonra komple mevduat'a döner tek sorun bu araplar onları hükümet istiyor halk istemiyor haliyle onlarda da bir talep daralması olacaktır.

    acı not : sizin bağcılardaki sikimsonik dairenizin ederinin 150k usd üstü olma ihtimali yok arkadaşlar. bu bir gerçek ister kabul edin ister etmeyin. he o daire'ye daha fazla veren enayi varsa verip geçersin o da başka konu.

  • arşimet: lan oğlum buraya bak buraya! suyun kaldırma gücünü buldum!
    newton (elinde elma sektirerek): peki bu ne bu elimdeki?
    arşimet: vay ipnee.. yerçekimini mi buldun lan?
    newton: heralde... sabah graham aradı, o da bir şey bulmuş ama söylemedi.
    arşimet: aradı mı? nasıl aradı?
    newton: lan bi dakka...
    ikisi birden: vay ipne... telefonu bulmuş!

  • bütün eski yeşilçam oyuncuları gibi ışık takıntısı olan bir isimdi. televizyon stüdyolarında ısrarla tam karşısından yüzüne özel ışık yapılmasını isterdi. ışık ekibi de reji grubu da kırmaz idare ederdi. çünkü sempatisini ve saflığını bütün çalışanlarla paylaşmasını bilirdi. oğlu gurur eğer ki stüdyoda kendisini izliyorsa "ay oğlum, ayakta kalma, otur bir yere, çek bir sandalye evladım..." diye üzerine titrerdi. basına yansıyan ana-oğul sevgisi sonuna kadar gerçektir. her yeni gün, sanki oğlu o gün askerden gelmiş de hasret gideriyorlarmış gibi birbirlerine muhabbet duyarlardı. efendiliğine bizzat tanık olduğum oğlu gurur'un başta olmak üzere hepimizin başı sağolsun. iyi bilirdik...

  • uzaktan bir akrabamız merkel'in danışmanlarından birinin şoförü. ve merkel şunu söylüyor adamın dediğine göre; " 3. köprü, 3. havalimanı derken bu türkler iyice dünya devi oldular. borla çalışan araba da yapılırsa nalları dikeriz. o yüzden derhal mucidinin işini bitirin, bu arada tayyip choq tatlıı <3 "

    ben bizim akrabanın yalancısıyım.

  • koskoca ustaya yazılanları utanarak okudum. vay amk. adamı yalaka mı yapmadılar, alalade bir oyuncu mu demediler... vallahi burası iyice ruh hastası doldu. evet, sözlük kapatılsın. ya da hakkında yorum yapılan insanlara cevap hakkı doğsun.

  • vukuatın bir canlı tanığı olarak, tolga abimizi gerçekleri itiraf etmeye çağıriyorum buradan. yemin içiyorum ki kulaklarımla duydum o veledin "hugo'nun a. koyayim" demesini. tolga abi' nin" aaa sen nasıl konuşuyorsun, çok ayıp " çıkışına müteakip bebe" senin de a. koyayım" demişti. arkadaşımla birbirimize bakıp, o heyecanla televizyonun içine giriyorduk resmen..

    büdüt: bu konuda, savaş gazileri röpörtajı tarzı bir belgesel teklifine açık olduğumu belirtmek istiyorum. başıma bir şey gelmeyecekse eğer..*

  • kahve meyvesinin işlenme yöntemlerinden en yenisi.

    olgunlaşmış kahve meyvesi toplandıktan sonra kabuktan ayrılması ardından zarın soyulabilmesi için 18-36 saat tanklarda bekletilerek fermente edilir. süreç tamamlandığında çekirdek üzerindeki zarların tamamen ayrılması için su ile yıkama işlemi yapılır. yıkama sonrası çekirdekler güneşte, döndürülerek 5-7 gün boyunca kurutulur. kurutma işlemi sonrası kahve çekirdekleri karakteristik özelliklerini muhafaza edebilmesi için dinlendirilir, ardından kategorilere ayrılarak paketlenir.

    yıkanmış kahve çekirdeği, kavrularak işlenen kahve çekirdeklerinden birçok özelliği ile farklılık gösterir. yıkanan kahve çekirdekleri yetiştiği bölgenin özelliklerini taşımaktadır. örneğin, kahve meyvesi yetiştirildiği süreçte etrafta bulunan arazilerde yetiştirilen diğer meyvelerin (ananas, mango, muz gibi) kokusunu taşımaktadır. kavrulan çekirdek bu özelliği kaybederken yıkanan çekirdek korur. böylece meyve aromalı bir kahve üretilmiş olur. kokunun yanı sıra yıkanmış kahve çekirdeği acı kahve olarak tanımlanan kavrulmuş kahveden farklı olarak daha tatlı bir yapıdadır, içimi kolaydır. bir diğer özellik ise yıkanmış kahve çekirdeğinin asiditesinin düşük olmasıdır, bu özelliğiyle kavrulmuş çekirdeğe göre daha kalitesiz bulunur. diğer yandan bu özellik, kavrulmuş çekirdekte öngörülemeyen üretimde tutarlılığı sağlamaktadır; böylece her zaman aynı lezzet sağlanabilir

    yıkanmış kahve çekirdeği kahvenin saf halini yansıtmaktadır. diğer bir değişle, kahve meyvesinin gerçek lezzetini ortaya çıkarır.

    sertlik/tatlılık oranı olarak yetiştirildiği bölgeye göre kategorize edilir. örneğin peru'da yetişen meyve daha tatlı bir yıkanmış çekirdek ortaya çıkarırken guatemala'da yetişen alışılmış kahveyi anımsatan daha sert bir alt tada sahiptir.

    yıkanmış çekirdeği ilk kez geçtiğimiz haftasonu, izmir'de yeni açılan bir mekanda tavsiye üzerine, french press metoduyla denedim ve araştırmaya böyle başladım. yeni popülerleşmeye başlayan bu yöntem kahve seven herkesin denemesini önerdiğim; yumuşak, meyve kokulu ve tatlı, açık renk bir kahve ortaya çıkarıyor.

    edit: reklam sanıldığı için mekan ismi kaldırıldı.