hesabın var mı? giriş yap

  • henuz 20 ya$inda olup standart bir ajax imalati olan, gecen sezonki avrupa kupasi maclari ve 2002 dunya kupasinda gosterdigi teknigine bu sene cl* deki performansini da ekleyen yildiz adayi. 1-2 seneye kadar milan, barcelona, real madrid, inter v.s formasini uzerinde gormemiz kuvvetle muhtemel.

  • 2004 yılından beri bu sözlükte yazıyorum. "sözlüğün kalitesi düştü" yorumları zaman zaman yapılsa da, şimdiye kadar, 12 yıllık süreçte, her dönemde sözlükte kaliteli ve değer katan yazarlar oluğu için bu serzenişlere çok katılmamıştım ve ekşi sözlük'ün kalitesi bozuluyor minvalinde hiç entry girmemiştim. buna gerek görmemiştim.

    yapılan yönetim değişikliğinden sonra sözlükte bir yaklaşım değişimi olduğunu çok rahat hissedebiliyorum. milliyet.com.tr gazeteciliği kafası, yani, daha çok tıklanma, daha çok reklam, daha çok para, para, para, anlayışı çok net şekilde kendini hissettiriyor artık. mesela bu sabah gördüğüm şu şekilde bir sayfayı eski anlayışta sözlükte göremezdiniz:

    http://s12.postimg.org/sgnn5pc0d/21_1.jpg

    eşşek kadar reklam banner'ını oraya koymaya utanırdı eskiden sözlük yönetimi. içeriğin öne çıktığı, para kazanmanın ikinci planda olduğu nispeten iyi günlerdi.

    ya da ne bileyim, 59 saniyelik kıçı kırık bir video için önce anket doldurtulup, sonra da 15 sn'lik reklam izletmezdi kimse size. (videoların asıl kaynaklarından (ç)alıntı olması ayrı bir konu.) eskiden mobileden siteye girdiğinizde tüm ekranı kaplayan banner'larla karşılaşmazdınız mesela. mobil olmayan sitede bile şimdiki mobil siteden daha rahat gezinirdiniz reklam olmadığı için.

    bu da mobilin şu anki hali. s1lth0uette almış ekran görüntüsünü sağ olsun:

    http://i.hizliresim.com/yodjp0.png

    gerçekten anlamıyorum bu davranışı. sözlük sayesinde para kazanmanın binlerce yolu varken neden eşşek kadar banner'ı sayfaya koymuş olabilirler diye düşünüyorum. en kolayı, en az zeka ve emek gerektireni bu olduğu için olabilir mi? yani, mesela ted benzeri ücretli seminerler düzenlenmesi ve sözlükteki ünlü yazarların konuşturulması gibi şeyler. ama tabii düşünmek ve sıkı çalışmak lazım bunun gibi fikirlerin olgunlaşıp uygulanabilmesi için.

    bir örnek daha... eskiden sağ üst tarafta "araştır" diye bir buton vardı. başlıkta geçen ifadeyi google, wikipedia vs. gibi sitelerde kolayca aramanızı sağlardı. çünkü, önemli olan bilgiye hızlı ulaşmaktı değil mi? önce araştır özelliği sadece google'da aramayı sağlayan basit bir buton haline getirildi. 2015 sonlarında ise o google'da arayan buton da pat diye kaldırıldı. maksat: "kullanıcı sözlükten hiç ayrılmasın. google'a, wikipedia'ya falan kaçmasın. kaçacağı varsa da bunu biz kolaylaştırmayalım. hit sayımız artsın. gelsin reklamlar, paracıklar."

    sözlükte yer alan ve değeri paha biçilemeyecek içeriğin kullanıcıları irrite etmeden maddi değere çevrilmesi için binlerce yol varken en kolayını, en az zeka isteyenini seçip eşşek kadar banner'ı oraya koyma eşşekliği de ancak bizim şark kurnazı ortadoğu kafamıza yakışırdı zaten.

    neyse, özetle, dürüm bu.

    edit: adblock'u tabii ki biliyorum. silahının olması ve soyguncudan kendini koruyabiliyor olman önemli değil. soyguncunun var olması problem. (bkz: teşbihte hata olmaz)

    edit 2: adblock ve türevlerinin mobilde kullanımının kastırdığını söyleyen arkadaşlar oldu. ben hiç denemedim bile.

  • yerde yatan hariç, yüksek miktarda kişiliksizlik içerir.

    abi ben bu milleti anlamıyorum ya. hayır yani sizi bu şeye yaptırmaya iten güç nedir çok merak ediyorum. anadolu çomarı denilen şey bu işte.

  • "kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar.gerçek olmayanları,sahteleri,rüyaları gerçeğin üstünde tutarlar;gerçeklerden çok gerçek olmayanların etkisinde kalırlar. bu ikisi arasında ayrım yapmama eğilimi oldukça yüksektir" derken riyakarlığın toplumun histerik temelini oluşturduğunu anlatan zat-ı muhterem.

  • gidenin dübürünü volkan krateri gibi tüttürüp şehir dışına doğru 'yandım allah' diye koşturdukları için olabilir mi acaba?

  • yapamadığımdır.

    aklım o mesajda kalıyor arkadaş.karşımdaki nasıl bu kadar manyakça geç yazabiliyor anlamıyorum.mal sanki dünyayı yönetiyor.

    geç yazan insanlar için en güzel temennim 'umarım ölmüştür.'

    debe editi: bir anlik sinirle yazilmis entryme destek vererek yalniz olmadigimi hatirlatan herkese tesekkurler efenim.

    mesajlariniza erkenden cevap alabilmeniz dilegiyle.

  • rezalet demek ne kadar doğru bilemedim. çünkü sonunda ben değil, firma rezil oldu..

    mecbur kalmadıkça, kullanmamaya özen gösteriyorum.
    eğer başka bir alternatifim varsa, daha iyi bir alternatifim mutlaka var demektir..

    çok tuhaf bir firma..
    zaman kaybı ve ömür törpüsü.
    düşünme, söyleneni anlama ve derdini anlatma özürlü insanların istihdam kapısı.
    istisnalar varsa kusura bakmasın ama ben henüz denk gelmedim.

    pazartesi 14.30 için bir biletim var. izmir'e gidiyorum.
    ancak annemin sağlık sorunları sebebiyle, ertelemek zorunda kaldım.

    zırıl zırıl çalan telefonlara cevap vermedikleri için, mecburen otogara tekrar gittim.

    -merhaba. iyi çalışmalar. biletimin gününü ve saatini değiştirmek istiyorum.

    + merhaba buyrun.

    -merhaba. pazartesi 14.30 izmir otobüsüne bir biletim var. bunu bir sonraki haftaya aktarmak istiyorum..

    +bir saniye. zafer beeeeey. zafer beeey. beyefendiye bakar mısınız?
    +merhaba buyrun.

    -merhaba zafer bey. ben pazartesi günü izmir'e gidecektim ama annem ameliyat olduğu için, biletimi bir sonraki haftaya aktarmak istiyorum.

    +maalesef. seferler arası değişiklik yapamıyoruz.

    -nasıl yaaa? neden? iyi de gidemiyorum ne yapabilirim?
    üstelik biletin arkasında yazılanı yaptım ve minimum 24 saat önce bildirdim. daha neredeyse 3 gün var.

    +maalesef. bize verilen talimat bu. ( yalan söylüyor. sadece bilet aktarma işleminin nasıl yapıldığını bilmiyor hepsi bu)

    - peki canınız sağ olsun. biletimi iptal eder misiniz? başka firmalara bakayım.

    + maalesef bilet iptali yapmamız yasak.

    -ilk kez yapmıyorum bu işlemi zafer. 5 kere metro ile seyahat ettiysem, 15 kere metro biletimi iptal ettirdim.

    -maalesef. bize verilen talimat böyle. bilet iptali yapamıyoruz..

    (kayış kopar.)

    + peki zafer. tamam iptal falan da istemiyorum. açık bilet yapar mısın bunu? en iyisi başka firmayla gideyim, dönüşte de bu açık bileti kullanırım.

    - tabii ki. açık bilet yapabiliriz. bir saniye bekleyin lütfen. tamamdır buyrun. 70 tl değerindeki açık biletinizi 1 yıl boyunca istediğiniz zaman kullanabilirsiniz.

    + teşekkür ederim. ben açık biletimi kullanmak istiyorum.

    - !!??!!?

    - merhaba 70 tl değerinde bir açık biletim var ve 2 hafta sonra kalkacak olan izmir otobüsünde kullanmak istiyorum..

    - !!??!!? (sessizlik)
    saat kaç otobüsü olsun?

    + 14:30 lütfen.

  • ilk yurtdışı aynı zamanda amerika uçuşumun aktarması için schipolden bindiğim uçakta yerime yerleşirken tanımadığım birinin (ingilizce) ben ön tarafta oturuyorum, siz arkadaşımın yanındasınız, yer değiştirmek ister misiniz ?" demesi. benim kabul edip eşyalarımı toplayıp yeni yerime tam gitmişken başka bir kişinin "ben üst katta first class tayım (747 di herhalde uçak), arkadaşımla beraber uçmak istiyorum, servisi iyidir, yer değişmek ister misiniz" demesi. sonrasında ilk atlantik uçuşumu kim bilir kaç bin dolarlık biletle uçulan bir koltukta havyar ve ıstakoz eşliğinde gerçeleştirmem. yaşasın arkadaşı bol insanlar !

  • kepek şampuanı kullanmak bu yollardan en etkilisidir. ama hangi şampuan?

    kepek şampuanı etkin maddelerini sıralayacağım aşağıdaki liste;
    1- "muteber" tıbbi kaynaklardan literatür taramasının,
    2- çok sayıda kullanıcının değerlendirmelerinin (sadece etkinlik yönünden değerlendirmeler dikkate alınmıştır; yok saçımı pambık gibi yaptı, yok rengi çok tatliş, yok kokusu beni benden aldı türü gerzek yorumlar görmezden gelinmiştir),
    3- kişisel deneyimlerimin,
    bileşkesidir.

    etkin maddelerin etki mekanizması gibi başlık okuyucusunun ilgi alanına girmeyen hiçbir gereksiz bilgiyi vermiyorum ve etki mekanizmasının kulağa mantıklı gelip gelmemesini önemsemiyorum. tek kriterim etkinlik, yani işe yarayıp yaramaması.

    şu etkin maddeleri (active ingredient) içeren şampuanlar kepek problemini çözmekte olup listede ilerledikçe etkinlik seviyesi artmaktadır:
    1- çinko piriton (çinko pirition, zinc pyrithione, zpt): ör. clear, head & shoulders, zetion. piyasadaki çoğu kepek şampuanının etkin maddesi ve listenin en az yan etki ihtimaline sahip üyesi. en az %2 oranlı bir şampuan öneririm.
    2- salisilik asit veya salisilik asit + sülfür (salicylic acid, salicylic acid + sulfur): ör. neutrogena t/sal, zigavus medicade.
    3- kömür katranı (katran, coal tar, tar): ör. neutrogena t/gel.
    4- selenyum sülfür (selenyum sülfit, selenium sulfide): ör. head & shoulders clinical strength, selsun blue medicated. en az %2,5 oranlı bir şampuan öneririm.
    5- ketokonazol (ketoconazole): ör. ketoral, nizoral. % 2'lik konsantrasyonda olanları medikal şampuan olarak sınıflandırılıyor. %2'lik bir şampuan öneririm. daha etkilisi yok.

    şimdi gelelim işe yaramayan veya yeterince işe yaramayan etkin maddelere. paranızı ve zamanınızı boşa harcamamak ve en önemlisi umudunuzun suistimal edilmesine izin vermemek için uzak durunuz:
    1- pirokton olamin (piroctone olamine): ör. sebamed kepek önleyici şampuan (evet sebamed).
    2- tea tree oil: ör. druide tea tree oil şampuan.
    3- ilk listedeki etkin maddelerden birini içermeyen fakat "patentli bilmem ne complex teknolojisi", "yüzde bilmem kaç doğal/organik içerik", "falan ağacı özü ve filan bitkisi yağı içeren mucize formül", "bilmem ne free" diye reklamı yapılan herhangi bir kepek şampuanı (ne kadar meşhur veya lüks marka olursa olsun).

    çeşitli hususlar:
    1- öncelikle kepek -altta yatan bir hastalık olmadığı sürece- herkes için tamamen çözülebilir bir problemdir; pes edecek, umutsuzluğa kapılacak bir durum yok. fakat kepekten kurtulma işi biraz da deneme yanılmadır. nedeni bir sonraki maddede.
    2- canlılar üzerinde kullanılan hiçbir ilaç, kozmetik, tedavi yöntemi vs. % 100 etkili değildir. etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış olanlar bile (ilaçlar yasal olarak öyle olmak zorunda) kullananların belli bir yüzdesinde etkisini gösterir. bu oran düşüktür veya yüksektir fakat hiçbir zaman % 100 değildir. etkili olduğu kişilerde dahi etki şiddeti farklı farklıdır. kepek örneği üzerinden söyleyecek olursak; diyelim kepek problemi olan 100 kişi test edilen şampuanı kullandı ve 70 kişide kepek probleminde düzelme görüldü. bu % 70'in bir kısmında kepek tamamen geçerken bir kısmında orta düzeyde azalma oluşur, bir kısmında da az bir azalma görülür. yani en etkili dediğim ketokonazol içeren şampuanı bile kullansanız kepeğin geçmeme ihtimali var. bu durumda etkin maddeyi değiştirmelisiniz (deneme yanılma).
    3- listede aşağı doğru etkinliğin arttığını söylemiştim fakat yan etki sıklığı da aşağı doğru artıyor. yine de yan etki ihtimali en fazla olan ketokonazol için bile bu ihtimal çok düşük (% 1'den az).
    4- tüm etkin maddeler için yan etkiler temelde kaşıntı, batma ve kızarıklıktır; oluşursa kullanmayı bırakın.
    5- problem çözüldükten sonra şampuanı aylarca kullanmaya devam etmek o etkin maddenin etkisini azaltabilir. eğer kepek tekrar oluşursa etkin maddeyi değiştirin.
    6- şampuanın kullanma talimatına -yıkama sıklığı ve saçta bekletme süresi başta olmak üzere- harfiyen uyun.
    7- şampuan üzerinde etkin madde oranı yazmıyorsa listede bahsettiğim oranlardan düşüktür.
    8- peki bunlar arasından ben hangi etkin maddeyi öneriyorum? önce en güvenli olan 1. maddeden başlayın diyeceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. en etkili olanından bodoslamadan dalın. burayı okuduğunuza göre kaç zamandır çözemediğiniz kepek probleminiz var, daha fazla uğraşmayın.
    9- son olarak kişisel gözlemim ülkemizde kepek problemi yaşayanların çoğu saçlarını standart bir şampuanla yeterince sık yıkamadığı için bunu yaşıyorlar. haftada 1-2 kez saç yıkamak kepeğe yol açar, gün aşırı yıkayın.