hesabın var mı? giriş yap

  • "siz antik tiyatroyu görme heyecanı içinde yürürken, sizin paranızı almak üzere ellerinde hiçbir anlamı olmayan eşyalarla yalvararak sizi taciz eden bu kalabalıkla karşılaşmak tüm neşenizi kaçırıyor."

    müthiş bir gözlem. türkiye'nin herhangi bir yerindeki turistik bölgenin yöre halkını eksiksiz tanımlamış teyzem.

  • balkonda gündüz vakti uzanmış film izliyorum, hangi film hatırlamıyorum; derken bir sahne geliyor, etraf karanlık, karakterle göz göze geliyorum, "hmm korkuyu, çaresizliği çok güzel yansıtmışlar" diye düşünüyorum ki göz göze geldiğim kişinin filmden bir karakter değil, ekrandaki yansımasına mal mal bakan ben olduğumu anlıyorum. allah belamı versin.

  • "ajda pekkan, şarkıda "arada sırada aklıma geliyor." diyor.

    bu yaşta, o kadar geldiğine dua et. babaannem senin yaşındayken, kenan evren'i kocası sanıyordu..."

  • bugun dinledim hikayesini de pek iclendim, sizlere de aktarmadan gecemeyecegim. dedikleri gibi genc anne henry viii'in karisidir. hem de ikinci karisi.

    kralimizin ilk karisi 30 yila yakin zaman icinde 8 dogum yapip sadece 1 kiz cocugunun hayatta kalmasi yuzunden henry tarafindan rafa kaldirilmak istenmektedir. nitekim tahta bir varis gerekmektedir! kralimiz bu esnada beline kadar uzanan kuzguni siyah saclariyla, o tarihte pek gorulmeyen kendinden emin edasiyla, daha 20'lerine yeni baslayan, guzel anne boleyn'i gorunce hemen zamanin seyh'ul-islam'ina (yok bu olmadi, neyse siz anladiniz) basvurup bosanmak icin izin ister. ne var ki bu sebepten papaz efendiyle papaz olurlar. kati din adami bu bosanma icin gecerli bir sebep goremez.

    bu esnada bizim isini bilen anne de krala "evlenip beni kralice yapmadan koklatmam" demektedir. kral, azimli adammis, tam 6 yil bosanmak icin ugrasir. en sonunda bir takim firildaklar cevirerek anne ile gizlice evlenir. bu evlilik aninda anne de 4 aylik hamiledir! hahaha... 6 yil koca ingiltere kralina kim dayanir yahu!

    netice itibariyle 3 yil suren evliliklerinde yapilan 3 dogumdan hayatta sadece sonradan ingiltere'nin en sevilen kralicesi olan elizabeth (i) hayatta kalir. 3 yilin sonunda baska bir guzele gonlunu kaptiran kral, kendisine soz verdigi erkek varisi veremeyen genc karisini ortadan kaldirmak icin bahane aramaya baslar.

    kralin cok sebep aramasina gerek kalmaz, anne'in dusmanlari kisa surede gerekli bahaneleri bulurlar. guzel anne, krali aldatmak ve buyuculuk yapmaktan suclu bulunarak london tower'a kapatilir. kisa sure sonra da fransiz bir cellat tarafindan avluda 5 ft. uzunlugunda bir kilicla kafasi ucurulmak suretiyle idam edilir.

    cellat neden fransizdir ve neden ingilizlerde balta gelenegi olmasina ragmen kilic kullanilmistir? su yuzden. genc anne, olmesi icin sunulan iki secenekten diri diri yakilmak secenegini zaten aninda elemistir. ikinci secenek olan balta ile kelleyi ucurmak yontemi ise cogunlukla beceriksiz cellatlar veya yetersiz baltalar yuzunden cok acili bir olum olmaktadir. kim kafasinin bir yerine birkac darbede koparilmasini ister ki? bu yuzden anne hala kocasi olan henry'ye bir mektup yazarak olumunun fransiz bir cellat tarafindan, kilicla gerceklestirilmesini istemistir. tabi ki anlayisli kocasi henry onun bu istegini geri cevirmemis, olumunun en acisiz sekilde gelmesine calismistir.

    oyle ki fransiz cellada bu isi karisini sasirtarak, hic beklemedigi bir anda yapmasi talimatini vermistir. cellat da cingoz bir planla, idamda hazir bulunanlardan bir bayani diz cokmus dua etmekte olan kraliceyi cagirarak dikkatini baska yone cekmesi icin ayarlamistir. birden kendisine seslenilen anne o yone donmusken cellat arkadan hizla yaklasir ve kralicenin kafasini bir hamlede ucurur. olay o kadar hizli olmustur ki, cellat kralicenin kafasini yerden alip yuksege kaldirdiginda anne'in gozlerinin hala acik ve dudaklarinin hala duasini okuyor oldugu bircok farkli kayda gecmistir. elbette o zaman bu vucut fonksiyonlarina degil, buyuculuge baglanarak anne'in suclu oldugu bir kez daha ilan edilmistir! oysa ki su anda tum ingilizler tarihi belgelere dayanarak anne boleyn'in sucsuz olduguna inanmaktadir. bize de bu entry'yi buraya kadar okuyan tum tarihsever sozlukculere opucuklerimizi yollamak kalmistir.

  • dokuzdan dördü çıkaramayan itü mezunu inşaat mühendisinin yaptığı evlerde oturmak

    edit : inşaat mühendisleri ve itü mezunlarından bolca hakaret içerikli mesaj aldım genellikle yanlış anlamış olamaz mı minvalinde. inşallah oturduğunuz evlerde, geçtiğiniz köprülerde statik - mukavemet hesaplarını yanlış anlamamışlardır sayın inşaat mühendisleri.

  • zevki için para dilenen adamın kampanyası. o kadar fakir insan varken alper gitsin miami'de müzik dinlesin diye yardım edeceğiz amk. git çalış kazan nereye gidersen git.

    edit : dalga geçilecek yanı yokmuş . yav he he

  • varlıklı bir aileden gelen ünlü fransız simyacı antoine lavoisier, asıl eğitimini hukuk alanında görmüştür. fakat bilime olan tutkusu hukuka olan aşkının önüne geçmiştir. bilimsel alanda yaptığı çalışmalar ile dünya çağında ün kazanmıştır. aynı zamanda devlet işlerine de yoğunlaşan antoine lavoisier'ın bu başarılarının bir bedeli de olmuş kendisine. suçlu bulunduğu için devrim mahkemesine çıkartılmış:

    gerek devrim aleyhinde gösterilen aristokrasiyle ilişkisi gerekse vergilerden alınan paranın bir kısmını laboratuvar harcamalarında kullanması sebepleri idam için yeterli bulunmuştur. "devrimin bilime ihtiyacı yoktur" kafasıyla giyotinle idam edilmiştir.

    lavoisier, matematikçi arkadaşı lagrange’e “kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kere kırpıyorsam, insan kafası kesildikten sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarsınız.” demiş ve idamından sonra sepete düşen kafası gülümseyerek iki kere göz kırpmış.

    bir de yaptığı çalışmalarla ilgili olarak yanma ve kütlenin korunumu ile ilgili yaptığı çalışmalar aklıma gelen ilk iki bilindik çalışması.kimyaya en ünlü katkısı kesinlikle yanan maddenin oksijenle birleştiği yanma olayının doğasını sergilemesi olmuştur. diğer çalışmasıyla ise "hiçbir şey yoktan var olmaz, hiçbir şey vardan yok olmaz, her şey şekil değiştirir" görüşünü benimsemiş bu büyük kimyacı modern kimyanın temellerini oluşturan bir isim olarak anılmaktadır.