ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin dünya ekonomi liginde 19.luğa düşmesi
-
(bkz: 2023 demedim 2123 dedim)
türkiye'de zombi salgını olsa olabilecekler
-
şişman olanlarına zombili derlerdi...
ermenistan'ın trabzon'u istemesi
-
bizzat trabzon a gelip trabzon insanından istesinler, ondan sonra konuşalım dediğim istek.
uno tam tahıllı ekmekten çıkan çivi
-
demir eksikliğini gidermek için konmuştur, ama bu millete hora geçilmez...
alman hayranlığı
-
hiç anlam veremezdim bu olaya. iş gezisi sonucu yolum düştü bir haftalık eğitim için. bir kısmı işe bisikletle geldi, söz verdikleri saatte başlayıp insanca çalışma saatleri ile tam 17:30'da bir dakika bile geçirmeden eğitimi noktalıyorlardı. yani öyle ayarlı ki adamın son lafı tam 17:30'da bitiyor tüm soruları da cevaplamış olarak.
öğle arası yemeklerinde alkol serbestliği vardı. hani biz kendimize misafirperveriz deriz ama adamlar iş sonrası için en ince detayına kadar aktiviteleri bile sunuyordu.
özetle disiplin, insanca çalışma koşulları, özel hayat, insana verdiği değeri filan görünce ne yalan söyleyeyim bende de oluştu artık.
etnosentrik eğilim
-
kendine odakli egilim. kendine odakli isletmeler, kendi ulkelerini digerlerinden daha ustun, daha basarili gorme egilimindedir. kendine odakli egilimde oncelik her zaman anavatandaki faaliyetlerin basarisidir. bu nedenle, pazarlama ogeleri ic pazar yapisina gore yapilandirilir. ic pazarda denenmis ve basarili olmus faaliyetlerin diger dis pazarlarda da basarili olacagi varsayilir. dis pazarlarda da benzer veya yakin stratejiler kullanilir. dis pazar, uretim fazlasindan kurtulmak icin kullanilir. yeni pazarda sistematik pazarlama arastirmalari ve tuketici ihtiyaclari irdelenmez.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
üniversite birinci senemde rotary klübü'nün sakarya temsilciligi bana burs bağlamıştı.
99 depreminden sonra ise öğrencilerin çoğu ya öldüğü icin ya da artık sakaryayı terk ettiklerinden (elvada adapazari) burslar kesildi.
eylül, ekim, kasım, aralık... bi' umutla hep baktım banka hesabına ama boştu. sonra şubat tatilinde izne gidince temsilciliğe uğrayıp ''ben ölmedim.'' demiştim. onlar da ''tamam, yaşadığını haber verenlere burslarını göndermeye devam ediyoruz.'' demişlerdi.
sene sonu o yılki bursumu toplu olarak yatırdılar. paranın bi' kısmını anneme göndermiştim.
''ben ölmedim. bursumu yatırmaya devam eder misiniz?''
yıllar sonra gelen edit:
benimki hayatını kaybedenlerin yanında ne ki...bursunu kaybetmişsin altı üstü. 99 depreminde hayatını kaybeden, hayalleri yarım kalan, cenazesinin kaldırılmasının ardından eve kazandığı üniversitenin zarfı gelen insanların hikayeleri yanında bunu yazdığıma utanıyorum şimdi.
oppenheimer'in gişede barbie'yi geçmesi
-
kıyafetlerimizin üzerinde marka logosu taşımayı sevmemiz ve ınstagram'da her seyimizi paylasmamizla paralel durum. barbie ulkemizde marka değeri düşük bir guilty pleasure olarak görüldüğü için entelektüel
sinefil insanlarımız oppie'yi seçmişler. yine aynı ülkede gişe rekoru kıran film recep ivedik'tir. greta gerwig ve noah baumbach sohbeti terk etti.
kobani düşerse anıtkabir'i yıkarız
-
geçen yine anıtkabir'i yıkıyorum, bir de ne göreyim deterjan bitmiş. hemen koştum bim'e orayı da yakmışlar amk..
(bkz: cool story bro)
muhafazakarların kemalistlere zeytin dalı uzatması
-
düşüncesini ifade eden tutuklu gazetecileri serbest bıracaksınız.
toplumda ayrışmayı körükleyici şeyler yapmayacaksınız.
hep kendiniz yemeyeceksiniz.
yakınlarınızı işe almayacaksınız.
bütün ihaleleri yandaşlarınıza vermeyeceksiniz.
insanların giyimleri hakkında infial yaratacak yaralayıcı açıklama yapmayacaksınız.
başı açık insanları tecavüz edilebilir şeklinde yaftalamayacaksınız.
halkı kin ve nefrete sürüklemeyeceksiniz.
devletin içine sızıp bütünlüğüne kasteden ve onu yıkmak isteyen terör örgütlerine yardım etmeyeceksiniz.
forloop der ki; memlekette imam hatip merkezli değil akıl tabanlı eğitim vereceksiniz.
carlosspicywiener der ki; görüşlerini begenmediginiz memurlara mobbing uygulamayacaksiniz.
camiden adidas caldim bol geldi der ki; sayistay raporlarinin akibetini, örtülü odenekleri, deprem vergilerinin nereye gittigini ve mit tırlarını aciklayacaksiniz.
bütün bu yaptıklarınız için 'bağımsız yargı' önüne çıkacaksınız.
kalanlarınız olursa oturup konuşuruz.
yurt dışındaki domuz kokusu
-
avrupa'nın türkleri dışarıda tutmak için bulduğu çözümlerden birisidir. domuz yemeyen türkler ülkelerine giriş yapmasın diye sabah akşam her yeri domuzlu ürünlerle bir güzel kokutuyorlar. hatta teşvik amaçlı belediyeler evlere bedava domuz eti gönderiyor. yoksa yedikleri yok ha, sırf şekil olsun diye ürünlerini satın alıyorlar.
not: hatta bu sabah tren istasyonunda gördüm. temizlik görevlisi kılığına girmiş bir tip yerleri domuz yağı ile silip bir yandan da üstlerine "işlem tamam hans" diye onay veriyordu. "ooooh biraz da şuraya domuz süreyim", "hmmmmh şuraya da domuz koyayım".