hesabın var mı? giriş yap

  • kalkış için taxiwaye girmişken kanat üstü çıkışın yanında oturan adamın acil çıkış kapısını sökmesi, kapıyla ne yapacağını şaşırıp kucağına alması, pilotun koşarak kabine gelip "naaptını yav" diye sorması, yolcunun "üstünde çekiniz yazıyordu, ben de çektim" demesi, bunun üzerine pilotun kıpkırmızı olup "bilmediğin boku niye elliyorsun" diye hönkürmesi. sonra park yerine geri dönülmesi, teknik ekibin gelip kapıyı geri yerine takması, 2 saat rötar vesaire. ondan sonra da vay efendim niye rötar yaptınız bilmem ne.

  • arkadaş yazmayayım yazmayayım diyorum ama, adamı şirazeden çıkarıyorsunuz.

    ülkenin askeri şehit olunca, o ülkenin üniversitesinde bunu anacak herhangi bir etkinlik yapmak nasıl provokasyon oluyor ya?

    bir de mahallende dağıt demiş. mahalleyle okul ayrı ülkelerde mi geri zekalı arkadaşım? o zaman türk lafını yasaklayalım, nüfus cüzdanlarından ay yıldız'ı falan komple kaldıralım. neden? üç beş oro.pu evladı provoke oluyormuş.

    edit: bahse konu olan lavuk elbette ki entrysini silip kaçmış.

  • son yirmi yıldır akp seçmeni olan vatandaştır.

    bir kilogram demir mi daha ağır bir kilogram pamuk mu daha ağır desen demir der.

    çok üzgünüm.

  • türkçesi yüz körlüğü olan hastalık. kabaca yüzleri akılda tutamama hastalığı da diyebiliriz.

    bu hastalığa sahip çocuklar kalabalıktan ve yabancılarla bir araya gelmekten hoşlanmazlar, göz temasından kaçınırlar. çünkü bu hastalık onlara herkesi yabancı yapmıştır, saçlarını farklı toplasa annelerini bile tanımayabilirler ve korkarlar. insanların tanınmadıkları için gösterdikleri tepkiler de işin tuzu biberi olur ve bu çocuklar gittikçe asosyalleşmeye başlarlar. bu sebeplerle bu çocuklara çoğu zaman yanlışlıkla otizm teşhisi konur, oysa sadece prosopagnosia hastasıdırlar.

    bu hastalıkta genetik yatkınlık sözkonusudur. ailede prosopagnosia teşhisi konmuş birileri varsa o kişiye yakın akraba çocuklarda da benzer tepkiler dikkate alınmalıdır. çocuk yaşta prosopagnosia teşhisi çok nadiren konur çünkü çocukların her zaman çok iyi gözlenmesi mümkün olmadığı gibi belirtiler çoğu zaman başka sebeplere yorulur ya da aile bu tepkileri ciddiye almayabilir. oysa çocukken prosopagnosia teşhisi konmuş hastalarda beyin halen gelişmesini sürdürdüğü için hastalığı terapi ile tedavi etme olasılığı vardır. bu hastalığın en bariz teşhis yöntemlerinden biri hastanın bir yüze bakarken gözlerini nerelerde gezdirdiğinin izlenmesidir. bu hastalar, göz ve ağız gibi kilit noktalara odaklamak yerine gelişigüzel ve dağınık bir şekilde yüzün her yerine bakışlar atarlar. bu yüzden de kafalarında o yüzü tanımlayacak ufak parçalar elde edemezler. terapi gören çocuklarda zamanla odaklanmada ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir.

  • bu ülkede gerçekten insan hayatının hiç mi kıymeti yok dedirten olaydır. üç beş kişi mamadan zengin olacak diye şehrin ortasında survivor yaşıyoruz.

  • pek çok şeyden rahatsız olunabilir, sorun değil. bundan rahatsız olunuyor diye kimse sapık veya yobaz olmakla suçlanamaz. rahatsız olabilirsin, doğrudur veya değildir fark etmez yapacak bir şey yoktur. kimsenin ne giyeceğine karışılamayacağı gibi herhangi bir şeyden rahatsız olması da engellenemez. fikrini sözlükte dile getirebilir ancak sokakta gidip de birine tepki gösteremezsin, birilerini kontrol altına almaya çalışamazsın. yaparsan sorun burada başlar.

  • akp'li çıkması yani. haber metnine göre sözleşmesini akp hükümetiyle yapmış, bunca sene uzman çavuşmuş üstelik. torpili de yoktur, kesin.

    ama öyle böyle değil, nasıl temizlediler fetö'yü değil mi hafız! ülkü ocakları bile alkışlamışken son yaptıklarını. korkmadan haykırıyor ak feraset: fetöcüüü.

    (bkz: her taşın altından fetö'nün çıkması)

    son taşı kim atmış lan. * ilk taşın isabet ettiği hangi örgütten çıkmış? sondan ikinci taşın atıldığı kimlerdenmiş? ülkü ocaklarının alkışladığı kaçıncı taşmış? dadaş attı dedikleri kaç gramlık bir taşmış? şeytan taşlayan vardı, o neyden yargılanmış daha önce? polis, tam olarak hangi taşı seyrederken öteki taşlar atılmış?

    ek: bak birden bire neyi hatırladım şimdi. ibda-c ve hizbullahın faili meçhul cinayetlerdeki payını unuttturup, hepsini aha bu lanet ergenekoncular yaptı diyen de ak ferasetti. kovuşturmaya yer yok kararlarıyla bir çeşit fişleme mi yapılıyor, görev süresince rehin mi alınıyor bazı kamu çalışanları diye sormadan da edemedim. şöyle mi: takipsizlik aldın ama adımına dikkat et haaa!

    neyse ki çok zaman sonra değil, bu pazar bu boktan soruları sormayacağımız bir döneme gireceğiz.

  • defne samyeli'nin (46) acun'un (50) kaynanası olması hadisesi. deren talu'nun da (defne samyeli 2.0) üvey babası cem yılmaz (45) oluyor. aile ağacı büyüyor, büyük şehir çalışıyor.

    ozan güven'i de alın oyuna. yazık çocuk dışarıda kalmasın.