hesabın var mı? giriş yap

  • "uzun yıllar sonra nato ve batı ile olan ilişkilerimizin düzelmesi"

    bir kahkaha attiktan sonra yazarin entrylerine bir goz attim.
    (bkz: #56670632) tayyip icin "dünya'nın en güçlü siyasi lideri." seklinde yazmis.

    boyle de bir nesil var amk. daha dun pikacu izlerken bugun dunya, siyaset falan konularina kafa yormaya baslamis.

  • erişilebilirlikte (yaygınlık ve ucuzluk) -> elma
    sağlıkta -> elma
    bal gibi meyve yemek için -> incir
    tat standardı (lezzetin tekrarlanabilirliği) -> muz
    mutluluğa etkisi & coşku faktörü -> yeşil erik
    ağızda bıraktığı his (patlaması, suyu, lezzeti) -> nar
    serinlemek için -> karpuz
    lezzetinin zirvesindeyken en güzel olan meyve -> kavun
    jüri özel ödülü -> şeftali

  • kim demiş hani biri demiş ya "ilk perdede silah gözüktüyse ikinci perdede mutlaka patlar" diye. (edit: çehov demiş.*)

    kimse dikkat etmemiş. şebnem dönmez, barış'a ciddi bir iş toplantısı öncesi "kolunuz leke olmuş" dedi. barış da işi gücü bırakıp bir panikle lekeyi silmeye çalıştı. "amaan boşver eve gidince makineye atarım" demedi.

    laf olsun diye mi yaptılar böyle bir şeyi sizce? ne lekesiydi o? barış niye bu kadar paniğe kapıldı da temizlemeye çalıştı?

    ne lekesiydi biliyor musunuz?

    fren hidroliği...

    de gözünü sevdiklerim. bir sefer de fren hortumları kesilmiş arabayı kullanan herif uçuruma gelmeden önce daha şehrin içindeyken bir kere frene bassın da "aha fren tutmuyo la" diyip kenara çeksin. ya da en fazla öndekine falan eklensin. yok abi illa uçuruma gelene kadar frene basmayacak, uçuruma gelince basıp aşağı yuvarlanacak.

  • bir türlü kıvamını tutturamadığım tatlıdır.

    sanırım benim cihazlarda bir sorun var aq

  • o utananlardan biri de bendim ne yazık ki, sıra bana gelene kadar kızarır bozarır "lütfen zil çalsın" diye dua ederdim içimden. öğretmen sorduğunda serbest meslek yapıyor diyerek geçiştirmek isterdim ama o, serbest mesleğin ne olduğunu sorardı bu kez de.

    ısrarla söylemezdim, ısrarla. bir gün kardeşimle yolda yürürken öğretmen geldi yanımıza babanız ne iş yapıyor dedi, küçük kardeşim hurdacı cevabını verdi. o yaşadığım utanma hissinin tarifini veremem. o yavşak öğretmenleri de hiç unutmam, nefretle yad ederim.

    -----------------------------------------------------------

    gelen mesaj bombardımanı sonrası edit: arkadaşlar tabiki babamla gurur duyuyorum ama ben 8 yaşımdaki halimi yazdım. 8 yaşındaki çocuk anlamaz ki babasının alınteriyle çalışıp kazanmasından, 8 yaşındaki çocuğun hayalleri vardır polis, pilot, doktor, itfaiyeci bunları duydukça sınıfta hurdacı diyemez elbette.

    benim için de üzülmeyin babam sonra devlet tiyatrolarında çalışmaya başladı. gelmiş geçmiş bütün oyunları izleme şansına kavuştum ben de :)) babacım o kuruma girdiğinde ortaokul mezunuydu, şimdi üniversite mezunu olmaya hazırlanıyor. ve hayatımda en çok gurur duyduğum insandır kendileri. onun azminin yarısı bende yok.