hesabın var mı? giriş yap

  • vegan beslenenlerin sağlıklı bir yaşam sürmeleri için takviye (supplement) olarak almaları gereken vitamin, mineral ve besin öğelerini içeren kapsamlı bir listeyi aşağıda bulabilirsiniz:

    b12 vitamini:
    bu vitamin hemen yalnızca hayvansal besinlerde bulunduğundan vegan beslenme tarzıyla yeterli alım mümkün olmuyor. mutlaka alınması gereken takviyelerde başı çekiyor. bitkisel besinlerde bolca bulunan b9 vitamini (bkz: folik asit), b12 vitamini eksikliği belirtilerini maskeleyebiliyor, böylece b12 vitamini yetmezliği teşhisi ciddi hasar oluşuncaya kadar gecikiyor. dolayısıyla takviye olarak alınması önemli.

    d vitamini:
    vegan olmayanlarda bile d vitamini eksikliği çok yaygın. başlıca d vitamini kaynağı da hayvansal besinler olduğundan takviye mutlaka gerekli. d vitamini supplement’i olarak d3 (bkz: kolekalsiferol) seçilmeli, d2 (bkz: ergokalsiferol) değil, çünkü d2 vitaminini aktif forma dönüştürmek için gün ışığına maruz kalmak şart. piyasadaki çoğu d3 takviyesi hayvansal kökenli olduğundan veganlar için olanını bulmakta zorlanabilirsiniz. doz aşımına dikkat; ciddi zehirlenme yapar.

    b2 vitamini (riboflavin):
    hayvansal besinlerde yüksek oranlarda bulunsa da bitkisel gıdalar da b2 vitamini içeriyor. çeşitli vegan besin gruplarından gıda tüketerek dengeli beslenen bir veganın b2 vitamini eksikliği yaşaması zor. ancak, sağlıksız beslenme alışkanlığına sahip veganlar takviye almayı düşünebilir.

    demir:
    bitkisel gıdalardaki demir (bkz: non-heme iron) hayvansal gıdalardakine (bkz: heme iron) göre daha az emilebilen formda olduğundan veganların demir ihtiyacı yaklaşık 2 kat fazla oluyor. demir eksikliği hem veganlarda hem vegan olmayanlarda yaygın fakat takviyenin dozunu kaçırmak da sağlığa zararlı. kandaki demirle ilgili parametrelere bakılıp supplement gerekip gerekmediğine karar verilebilir veya bakılmaksızın doz aşımı yapılmadan supplement kullanılabilir. bu arada demir takviyelerinin mide-bağırsak yan etkileri rahatsızlık verici seviyede olabiliyor. daha az yan etkisi olanlar için doktorunuza danışabilirsiniz.

    kalsiyum:
    vegan veya değil, süt veya süt ürünleri tüketmeyen bir insanın yeterli kalsiyum alması hemen hemen imkansız. o nedenle kalsiyum veganlar için mutlaka takviye edilmesi gereken bir diğer mineral. üstelik ıspanak gibi bazı bitkilerde bulunan oksalat, emilimi azaltarak mevcut kalsiyumdan faydalanmanıza engel oluyor. supplement’i önerilen dozun üstünde uzun süre kullanmak sağlık problemlerine yol açar, dikkatli olunmalı. bu arada, birden fazla kombine gıda takviyesi alıyorsanız her birinin içindeki kalsiyumu hesaba katmalısınız. bu durum zehirlenme riski taşıyan d vitamini için de geçerli.

    çinko:
    çinkodan zengin bitkisel besinler olsa da bunlar çok fazla değil. üstelik bazı bitkilerde bulunan fitat çinko emilimini azaltıyor. sonuç olarak veganlar için önerilen günlük alım miktarı vagan beslenmeyenlerin 1,5 katı. çinko zengini bitkisel gıdaları biliyor ve haftanın çoğu gününde bolca tüketebiliyorsanız takviye etmek gerekmez. ama çoğu kişi için durum bu olmadığından supplement gerekli oluyor.

    iyot:
    bitkisel besinlerin iyot içerikleri yetiştikleri toprağın iyot oranıyla doğrudan ilgili. vegan olmayanlar da genellikle gıda ile yeterli iyot alamıyor. iyotlu tuz kullanarak ihtiyacınız olan iyodu rahatlıkla karşılayabilirsiniz, böylece supplement’e gerek kalmaz.

    epa* ve dha*:
    bunlar omega 3 yağ asitleri diye biliniyor ama alfa linolenik asit de (ala) bir omega 3 yağ asidi olduğundan ala’dan zengin bitkisel gıdaları (bitkisel yağlar, yağlı tohumlar ve kabuklu yemişler) omega 3 niyetine tüketmek epa ve dha alımı yerine geçmiyor (bkz: #98840260). epa ve dha’nın tek önemli gıdasal kaynağı soğuk deniz balıkları olduğundan veganlar için alımı gıda takviyesi yoluyla olmak durumunda. alg yağı vegan beslenme tarzınıza uygun mükemmel bir seçenek.

    son zamanlarda ülkemizde de polüler olmaya başlayan zenginleştirilmiş besinlerden (bkz: fortified foods) bahsetmeden geçmek olmaz. gıda üreticisi firma tarafından vitamin, mineral veya diğer faydalı besin öğeleri eklenerek hazırlanan zenginleştirilmiş besinlerden, etiketinde yazdığı kadar bu maddeleri almanız zor. çünkü zenginleştirme işleminin kontrol edeni yok. ayrıca ilave edildiği gıda ile uyumu, dolayısıyla ne kadarının bağırsaklardan emilebildiği soru işareti. gerçi aynı şey supplement’ler için de geçerli ancak bu ayrı bir entry’nin konusu.

    son olarak, bu entry dahil internette yer alan hiç bir bilgi doktorunuzun size özel verdiği önerilerin yerine geçmez. en ufak bir tereddütte doktorunuza başvurun.

  • aylık maaşı 1 milyon tl olanları da vardır.

    yılda 5 maçta, turnuvaların yüzde 90'ına katılamayan milli takıma hocalık yapar.

  • türk kadınları gitsin, yerine italyan erkekleri gelsin ona bile razıyım. en azından muhabbet ederiz.

  • virüsle, pandemiyle alakası olmayan ve tamamen insanların yaşam tarzına müdahale etmek amacıyla alınmış olan karardır. rüzgar ekmekten başka bir şey değildir.

  • mimarisini cok iyi bildigim, acik uygulamanin ne demek oldugunu teknik altyapasiyla birlikte anladigim; hem objective c, hem de swift dillerinde uygulama gelistirdigim telefon.

    bence, gecin o ayaklari. uygulamalarin uyumasi diye bir sey var ios'te, cok sukur ki. android'de bunun telefonu nasil patlattigi da belli ki, bir suru "close all" butonlari, "task manager" gibi uygulamalari var.

    uygulamalarin uyumasi, gerektiginde background job calistirabilmesi, ios'in sizin "kullanim tarziniza adapte" olmasi gibi ozellikleri var. ornegin, facebook'u sadece geceleri kullaniyorsaniz, ios gunduzleri o uygulamaya cok cok az kaynak ayirir ama geceleri o uygulamayi daha sik background job olmaktan cikarir ve islemlerini yapmasina izin verir gibi.

    bu telefon icin 1gb ram yeterli. otesini tartismaya gerek yok. ios ile android'in isletim sistemi mimarileri cok farkli. buraya gelip de, teknik hicbir sey bilmeden, baglanti yavasken youtube iki kere takilmis diye "android'deki gibi 4gb ram gelsin yeaaa" demek kadar sacma ve teknik bilgi yoksunu bir yorum yoktur.

    herkes yazilim muhendisi, herkes teknoloji uzmani olmus amk.

    ek: he yavrum he, seri kotuleyince apple mimari degistirecekmis. level 5'te.

  • pek muhterem kadın arkadaşlarım.
    malumunuz olduğu üzere yaz mevsimi hızla yaklaşıyor. bu cihetle pek çoğunuzun evlilik planları olduğunun, yeni bir yuva kurmak üzere haldır haldır planlar yaptığının farkındayım. sizlerle gelinlikleriniz hakkında biraz konuşmak istiyorum. tane tane yazayım ki akılda kalsın.
    • biz erkekler gelinlikten anlamayız, ben şahsen birkaç bin düğünde yer almama rağmen tek bir gelinlik hatırlamıyorum. o binlerce model arasından beğendiğiniz, yakası düz mü olsun, dantelli mi olsun diye kamuoyu araştırması yaptığınız gelinlikleri düğün başladıktan 15 dakika sonra çoktan unutmuş oluyoruz. ha bu demek değildir ki gelinlik hakkında bir fikrimiz olmayacak. devamı aşağıda:

    • evvela yabancı moda dergilerinde, internette gördüğünüz uzun boylu, solaryumla karartılmış kızların üzerlerindeki gelinlikler ekseriyetle “yabanci” tasarımcılar tarafından “yabanci” gelinler için tasarlanır. o gelinliklerin şıklığına aldanmayınız. zira yabancının düğünü bizimki gibi değildir. yabancının gelini kuğu gibi süzülür. babasının kolunda kiliseye girer, damatla 5 dakika ayakta durur, söz veriyorum, gelini öpebilirsin, buketi salla, bitti gitti... gerisi kokteylvari bir şeyler (filmlerden gördüğüm kadarıyla). peki bizim gelinler öyle mi? bizim gelin masa masa gezecek, eltiyi kaynı öpecek, halaya duracak, ankara havası oynayacak, kasap oynayacak, dolanacak da dolanacak. peki düğünde toplam 300 kalori yakacak cenifır için tasarlanan gelinliği güzide anadolu’mun güzeller güzeli gelini giyince ne olacak. düğünde yakılan 5000 kalori, öpülen 2000 akraba, takılan yarım küp altından sonra o gelinlik ne hale gelecek? hesaplayın bunları...

    • hanginizle konuşsam istisnasız “çok abartı sevmiyorum, sade bir şeyler olacak ama çok da düz değil” diyorsunuz, sonra da taşıyla danteliyle tülüyle çiçeğiyle çelenk gibi geliyorsunuz. ne çok damat gelinlik görünce 10 kasım’ı, atatürk büstünün önüne bırakılan çelenkleri hatırlıyor bir bilseniz, aklınız şaşar. biz erkekler olarak danteli, çiçeği, tülü, ve parlak taşları sadece evin salonunda görmek istiyoruz. (aslında o da tartışılır da neyse işte) bu cihetle evin salonunu üzerinize giyip gelmeniz cidden yorucu olabiliyor. kabarık, taşlı, dantelli, çiçekli bir elbise sade değildir, olamaz. rica ederim kendimizi kandırmayalım.

    • tarlatan, tarlatan tarlatan... anlamını bilmeyen erkekler için izah edeyim, gelinliğin alt tarafında yer alan, giderek genişleyen, gelinliğin –ve gelinin- kocaman görünmesini sağlayan çemberli yapıya tarlatan diyoruz. gelinlerin görkemli ve göz alıcı görünmelerini sağlayan bu yapı pek çok damatta “lan galiba bir firkateyn ile evleniyorum” hissi yaratıyor. adam sizi gelinlik ile gördüğü ilk anda, birkaç saniye sessiz kalıp gözleri dalıyorsa biliniz ki bu durum göz alıcılığınız yüzünden değil, “bu şey tanıdık geliyor ama tam çıkaramıyorum” diye düşündüğü içindir.

    • “hayatımda bir kez giyiyorum, biraz da gösterişli olsun canım, kalabalığın arasında fark edilsin” diyorsunuz. hakkınızdır, hatta benzer bir deneyimi biz erkekler de sünnet esnasında tecrübe ediyoruz. bizi de tüylü şapkalar, pelerinler ve ucu topuzlu asalar ile oyalıyorlar. fakat o salona gelen insanların hâlihazırda sizin düğününüzü izlemeye gelmiş, insanlar olduğunu, eşiniz, dostunuz, akrabanız, komşunuz olduğunu, o düğünün öznesinin gelin ile damat olduğunu rica ederim gözden kaçırmayınız. siz kot pantolon da giyseniz o düğünün başrolünde olacaksınız. bu cihetle uzaydan görünmenize gerek yok, sizi kutlayacak, sizin için mutlu olacak herkes zaten gözünüz ile seçebileceğiniz mesafede olacak.

    • son olarak mutluluklar dilerim.

  • sanırım çocukları gece 3'te çıkardıkları için toplama fırsatı bulamamışlar. ayıp oldu hacılara.

  • 23 yaş henüz hayatın başıdır. 40 sene boyunca istenmeyen bir işi yapmaktansa, 36 sene istediğin bir işi yapmak çok daha mantıklıdır. maddi ve manevi engel yok ise hiç düşünmeden yapılması gerekendir.

  • “savaş bir halk sağlığı sorunudur.”

    düşünebilen her birey, doktor olmasına gerek yok, savaşta tek kaybedenin halklar olduğunun farkındadır. savaşın hem psikolojik hem bedenen halk sağlığını tehlikeye attığının bilincindedir.

    düşünebilen dedim.

  • psikolojisi bozuk bir kız. neyi savunuluyor anlamadım. burada bir, iki böcekten değil binlerce böcekten bahsediliyor. bu normal mi? mesela biri yedi bin kedi beslese bu normal mi? buradaki aşırılık kesinlikle normal değil.
    psikolojik sorunları var o belli fakat asıl sorunlu olanlar ailesi. ben devletin yerinde olsam alırım o çocuğu onların elinden. hiçbirine değil de o köpeğe acıdım. bu da nesi der gibi şaşkın şaşkın bakıyor hâlâ.

  • fat'ih terim'in öğrencilerine çek cumhuriyeti maçı öncesi verdiği taktikmiş, ahahahahah..

    şimdiye kadar bizim mahalle maçlarında oynadığımız topun top oynamayı bilmeyen sahibi gibi oynuyorlardı zaten..

    "kendiniz gibi oynayın" diyor ya..

    ulan ne geldiyse başımıza kendileri gibi oynadıkları için gelmedi mi zaten? biraz messi gibi, ronaldinho gibi, hagi falan gibi oynasınlar..