ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hdp'nin türkçe bilmeyen milletvekili
-
istediği dili konuşmakta özgürdür. mahkemeye çıkıp kendi anadilinde savunma yapabilir. bunları ayrı bir not olarak yazalım. ancak;
tbmm, resmi dili türkçe olan bir ülkenin meşru meclisidir. bu nedenle; vekillerin yeminlerini türkçe etmesi ve meclis konuşmalarını türkçe yapması gerekmektedir. ingiltere'nin lordlar kamarasına giren bir türk ablamız vardı. onun çıkıp türkçe konuşma yaptığını gören oldu mu?
26 temmuz 2020 ali erbaş'ın atatürk açıklaması
-
ya inna ninna aulim deyip araya arapça bir şeyler katınca sizden akıllısı yok zaten.
allah adına iş yapıp kul adına piyonluk yapmak çok mümin bir hareket zaten.
kendisinden ateş üflemeli şovlar da bekliyoruz.
astral seyahate çıkıp yoğun bakıma alınan türk
-
kirli pijamayla çıktığı astral seyahatte haklı sebeplerle içeri alınmayan bir yolcu. boyutlar arası tura çıkıyorsun adamakıllı giyinseydin ya! hiç mi 8. boyuttaki ihsan beylere saygın yok?
eskiden 5. boyuta bile kravatla çıkılırmış azizim. şamanlar da bozdu kendini. hey gidi hey!
öğrenci yurdunda 2 kişi kalmanın yasaklanması
inanılmaz tatlı bass'ları olan şarkı
-
iyi müzik için harika bir korelasyon.
bas yürüyüşleri keyif veren bir şarkının kötü olma ihtimali çok düşüyor (bu arada "tatlı" dediğiniz için sert şarkıları es geçiyorum yoksa muhteşem baslı metal ve rock'lar mevcut).
mesela:
- sonate pacifique - l'imperatice
- jamiroquai - tallulah
- hooverphonic - mad about you (live)
- gerçi bunun bas yürüyüşleri muse - feeling good'a da benziyor (tüm feeling good -nina simone, michael buble hepsinde baslar iyidir)
- hatta ne kadar stevie wonder - pastime paradise şaheserinde basları çok baskın kullanmasa da patti smith cover'ında baslarharika kullanılmış.
- aranızda 90'larda çocukluğunu yaşamış nesil varsa aşina olduğunuz to the moon and back'in basları çok tatlıdır.
-elbette another one bites the dust, flea'nın olduğu herhangi bir rhcp şarkısı vs. bu listeye girer.
- daydream in blue - i monster
ek: santana&rob thomas - smooth unutmuşum, gitarından bile daha güzel buradaki baslar. (santana'nın maria maria da öyle.)
keziah jones - rhytym is love
tatlı değil diye rock veya metal vermeyeceğim demiştim ama grunge verebilirim hehe
alice in chains - would? (bu bas mevzularının allahlık seviyesi bence)
+ 90'lar türkçelerin atari salonu müziği gibi oynak olmayanlarında genelde efsane baslar-gitarlar vardır, slow olanlarda. gerçi 90'lar türk-yabancı poplarının çoğunda güzel baslar vardı.
rock için ek: #92522318
edit: como me quieres - khruangbin ***
6 nisan 2014 galatasaray fenerbahçe maçı
-
maçın kazananı çaykur olmuştur. her sarıda reklamları çıktı amk.
düğünde oynama kabusu
-
insanı durduk yere 3-5 yıl yaşlandıran durum. özellikle de çevreniz oynamaktan, ortamın odak noktası olmaktan çok hoşlanan insanlardan kuruluysa. artık düğünlerde, düğünün başlangıcından itibaren, nikahtır, fake pastanın kesilmesidir, takı törenidir, oynamaya kalan süreyi kafamda hesaplayabilme yeteneği kazandım. 45 dk kaldı, 30 dk kaldı. özellikle de evlenen kişi yakın arkadaş - akraba ise.
bu konuda çok da öküz sayılmam aslında, halay türü ve senkronize oynanan kalabalıklar içerisinde kendinizi unutturabileceğiniz, takım çalışması ile icra edilen oyunlara kendi isteğimle katılarak, çiftetelli türü oyunlarda oyunlara çağırılınca, "aabi yorulduk be, siz oynayın" diyebilme çakallığını keşfettim kendimce. çünkü göbek atmalı oyunlarda her türlü hırboluğa maruz kalıp kendinizi bi anda el ayak çırpan 8 - 10 kişinin ortasında zenne gibi bulabilirsiniz. düşman başına.
hayır bir de ailede bu konudaki tek sığır adam benim diğerleri, utanmasalar "düğün olsa da ortada dönsem" diye evde pratik yapan insanlar, sırf bu yüzden bile "lan acaba gerçek anam babam kardeşim mi lan bunlar" diye düşündüm. abim, tam bir disko kralıdır. benimse kenarda el çırpma yeteneğini kazanmam 25 yılımı aldı. adam bi dalar ortaya bi damadı çeker kenarı 1-2 dakika altından üstünden girer ordan burdan fırlar, bi anda yanınızda biter. adam tam olarak şöyle. tövbeler tövbesi, ben bu özgüvene sahip olabilmeyi rüyamda bile göremiyorum lan.
abim evlendiğinde bile damatlıklarla pistin orta yerinde hani şu romanların mı bilmiyorum tam, yerde dizlerinin üstünde çamaşır yıkarcasına yaptıkları dans figürünü icra edip, müstabel kayınpederini renkten renge sokmuş adamdır. off yazarken bile içim şişti yeminne. adam orda "noluyo lan, kimlere veriyoruz bu kızı, bu nasıl damat, azcık ağır ol lan" demiştir içinden. ama yeni taktik de buldum tabi fotoğraf makinasını kullanıyorum artık, insanlar oynarken ben fotoğraflıyorum, nerden baksan 1 saat kazandırıyo bana, 4 kere de sigaraya çıksam 10'ar dakikadan 40 dakika. 1 kere de telefonla konuşuyorum ayağı çektim miydi. nerden baksan 1 saat falan kalır köşe kapmaca oynayacağım.
bak gerçekten, yılların birikimi bunlar, biliyorum bizim sayımız çok fazla, sessiz bir kalabalığız biz oynayamayanlar. partisini kursak iktidarı sallarız. örgütlensek, liderler seçim öncesi ziyaret eder.
cennetteki her şeyin dünyada da olması
-
cenneti kurgulayan insanların hayalgücünün bu kadarına yetmesinin bir sonucudur.
ekşi itiraf
-
bim'den 1 lira 15 kuruş'a aldığım buono çikolata'nın dış kabını çıkartıp, üzerindeki metal kaplama ile üniversitedeki arkadaşlara ikram ediyorum. ederken de; "abimin isviçre'den gönderdiği meşhur bir isviçre çikolatası bu" diyorum. millet ise; "hayatımız boyunca böyle bir çikolata yemedik... bu nasıl bir lezzet, tabii gavur yapmış abi" diyor, bu sebeple de beni çok seviyor.
bilemiyorum, ben mi daha büyük günah işliyorum yoksa onlar mı... gerçi; belki gerçekten de bu buono dünyanın en lezzetli çikolatasıdır, ama bu onun gaziantep'te üretildiği gerçeğini değiştirmiyor. yani gavur yapmamış beyler.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
döner ekmek yerken ayranı dönerden önce bitirmek.