hesabın var mı? giriş yap

  • "politika ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, daha aptallar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar." platon

  • berberin tras sonrasinda enseye ayna tutmasi, darbe sonrasinda askerin referandum yapmasina benzer. kötü olduğunu görseniz bile kötü diyemezsiniz... sonrasinda ne olacagini bilemezsiniz; berberin her zaman daha kötü kesme ihtimali; askerin agziniza daha beter sicma ihtimali vardir. berbere "elinize saglik usta" dersiniz gozleriniz dolar; askere de %97'lik güvenoyu verirsiniz; iciniz sizlar...

  • kisinin kaygisini, endiselerini kontrol edemesi. en kucuk seylerin, onemsiz insanlarin tum gunu, tum haftayi, tum hayati mahvedecek guce ulasmasi. olaylar arasinda olmayan ya da cok ince olan baglari gorup, gereksiz zincir reaksiyonlari ile ruhu, akli, bedeni mahvetmek. kisinin hayatin uzerine tonlarca agirliginda bir filin oturmasi..

  • bilinç akışı karakterin düşünme eylemini olduğu gibi aktarmaya çalışan bir edebi tekniktir. yapıtlarda iç diyalog şeklinde göze çarpar. bilinç akışı tekniğini kullanan yazarlara örnek olarak james joyce, william faulkner ve virginia woolf gösterilebilir. bilinç akışsal yazın modernist hareketle yakından ilişkilidir. psikolojiden edebiyata girişi may sinclair sayesinde olmuştur.

    bilinç akışı deyince, benim aklıma direk iç monolog geliyor, ilk kez virginia okurken gördüğüm tekniktir, bana kalırsa, anlamayı gerçekten zorlaştıran, konudan konuya atlarken özellikle, bir teknik. virginia zaten olayı fazla da abarttığından işkenceye dönmüştür. bireyin üzerinde kalıcı etki bırakmaktır amacı bilinç akışının, hakikaten de bırakıyor, artık bir süre sonra, otobüse bindiğimde, acaba o ne düşünüyor, o neye ağlıyor, neye gülüyor, neyi dinliyor, aklından neler geçiyor gibi düşüncelerle boğuşmaya başlamıştım. ancak virginia bu tekniği kullanırken kendisiyle yaşadığı hesaplaşmaları kağıda döktüğü kesitler çok güçlü.

    şöyle bir alıntı da var : franco moretti de, georg simmel’in yorumundan yola çıkarak, metropol yaşantısı/modern hayatla, bilinç akımı tekniği arasında bağlantı kuranlardan. moretti’ye göre, metropolde, bireyin psikolojik yapısı iç ve dış uyarıcılarla hızla değişir, modern kentin caddeleri, karmaşası, emsalsiz bolluğu, sinirsel bir uyarım yaratır ve bireyin zihinsel sağlığını tehdit eder. işte bilinç akımı en başarılı şekliyle bu aşırı yoğun gerilimle baş etme yoludur. bu yüzden bilinç akımı tekniğinin metropol tiplerinde uygulanması hiç de şaşırtıcı değildir. çünkü metropol korku ve vaatlerin birbirine geçtiği bir yerdir. modern kapitalizmin görkemli dünyası, ilk bakıştaki uyarıcı parlaklık, kontrolün kaybedilmesi ve sarhoşluk. bu tam da bilinç akımının aradığı bir psikolojik hâldir. moretti mekân olarak da metropolün bilinç akımına hizmet ettiğini düşünür: “leopold bloom ve vitrin: bilinç akışı için ideal bir durum. lewis mumford da ulysses’ten yola çıkarak modernizm ve metropolle bilinç akımı doğuşu arasında paralellik kuranlardandır: “başkentin her yanını olumsuz canlılık sarmış james joyce ulysses’te bu sanrısal durumu yansıtmıştır'

  • kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.

    babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman yer, dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış

    öyle dönüp dururken ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor. baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.

    dönüş yolunda yine direksiyona geçirdi beni zorla, hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) nihayetinde; araba kullanacak cesaret ve yeteneğe sahip olmadığıma babam da ikna olunca, yer değiştirdik. tekrar yola çıkacağız

    babam- bak bakalım sağdan gelen var mı
    ben- maviden sonra yok

    yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu.

    babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.

    edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi