hesabın var mı? giriş yap

  • bugun hurriyet te yayinlanmis prototip resimleri cadillac bls e aittir. benziyor felan degil bildigimiz bls lerin uzerindeki cadillac armalari siyah bantla kapatilmis, sagina soluna siyah batlar cekilmis. hatta yeni bls olmadigindan araclarin icindeki yipranmayi dikkatli bakarsaniz farkedersiniz. sahteciligin de kalitesi iyice dustu ya...

  • bilecik = dalak

    - dalağı aldırdım abi
    - dalak ney lan? normalde nerde ki o? bi eksikliğini hissediyor musun?

    iğrenç bir ankete alet oluyormuşum hissi var ama yazmadan edemedim.

  • pahalı ürünleri savunan insanları ortaya çıkararak şaşırtan fastfood zinciridir.

    babacım ben "pizza yemek için sms bekleyen adam"dan bahsetmiyorum. sen zaten herşeyin promosyonunu yakalıyorsundur, hayatta küçük heyecanlar yaratıp bununla gurur duyuyorsundur. o başka bir yetenek. ben normal bir insandan bahsediyorum; hani canı pizza istedi, karnı aç, giriyor yemek sepetine, canının istediği pizzayı sipariş verecek, haftasonunu beklemeyecek, birazdan yiyecek.. hani o pizzanın yanında 30 tl yazıyor. mevzu sen değilsin yani, heyecan yapma.

  • kimi gerçekçi diyaloglara çıkış olabilecek düşüncedir.

    - boş zamanlarınızda kitap okumayın.
    - ya ne yapalım?
    - çocuk yapın.
    - ...
    - üçer beşer tane yapın.
    - meslek neydi abi senin?
    - özel bir ülkede başbakan olarak çalışıyorum.
    - bambaşkaymışsın.

  • faydalı olmasını umduğum başlıktır. naçizane 74 maddelik bir katkım olacak. bazı kitaplardan elde ettiğim bilgiler ve az biraz da tecrübe ettiğim bilgileri bir kaç parça şeklinde burada paylaşacağım. faydalı olursa ne mutlu bana. paylaşacağım bilgiler karışık olacak. yani, portre, manzara vs. olarak sınıflandırılmamış olacak. o yüzden affınıza sığınıyorum. fotoğraf işleme (photosop) ile ilgili olarak yardıma ihtiyaç duyan arkadaşlar olursa seve seve de yardım ederim. malum bizim ülkemizde bilgi paylaşımı pek sevilmiyor. neyse, başlıyorum;

    *portre fotoğraflarında netleme yapılırken gözler ölçü alınmalıdır. gözler net değilse, fotoğraf net değildir.

    *fotoğrafta kadrajın içine doğru yürüyen insanlar (veya objeler) güzel görüntü verir. kadrajın dışına doğru hareket genel olarak rahatsız edicidir.

    *fotoğrafın arka planında net veya bulanık ne bulunursa bulunsun ana konu ile ilgili olmalıdır. tersi durumda bu görüntüler fonksiyonellik değil, gelişigüzellik sergiler.

    *hareketli objeler görüntülenirken hareket doğrultusunda boşluk bırakmak fotoğrafa estetiklik katar.

    *peşpeşe koşan, yürüyen insanlar, birkaç tane sıralı ağaç, elektrik direği, minare vs. fotoğraflanacaksa objelerin arasında eşik boşluk bırakılması önemlidir. bu fotoğrafa artı puan kazandırır.

    *fotoğraflarda ufuk çizgisini kadrajda alttan ya da üstten 1/3 oranında konumlandırmak önemlidir (altın kural).

    *gökyüzünün kullanıldığı fotoğraflarda altın kesim kuralı uygulanırken oranlama, vurgulanmak istenen bölgeye göre yapılır. gökyüzü vurgulanmak isteniyorsa gökyüzü; fotoğrafın 2/3’ünü, kara parçası vurgulanmak isteniyorsa gökyüzü fotoğrafın 1/3’ünü oluşturmalıdır.

    *öğle saatlerinde (güneşin sert aydınlatması) dışarıda çekim yapılacaksa ve güneş obje-modelinize dik olarak geliyorsa oluşacak sert kontrastı önlemek için flaş kullanılabilir.

    *gün doğumunun hemen sonrası çiçek fotoğraflamak için en uygun zamandır. çünkü çiçeklerin yoğun renkleri bu saatlerde iyi vurgulanır. çekim yapılırken pozlama sürelerini uzun tutmak daha iyi sonuçlar için gereklidir.

    *portre fotoğraflarında modelin başının üst tarafında fazla boşluk olmamalıdır.

    *güneş ışığında portre çekerken güneşi modeliniz ile aranıza konumlandırın. eğer güneş sizin arkanızdan doğrudan modelinizin yüzüne gelirse gözlerini kısar. güneş, modelinizle aranızda olursa ayrıca modelinizin saç hatları ortaya çıkar ve bu durum fotoğraf için daha estetik bir görüntü oluşturur.

    *portre fotoğraflarında fon sade olmalıdır. dikkat dağıtıcı etkiler ve objeler kadrajda bulunmamalıdır.

    *insan gruplarını fotoğraflarken insanları ip gibi sıralamayın. bir objenin veya bir kişinin etrafında kümelendirin. aksi durumda fotoğraf sıradan ve sıkıcı olur.

    *portre fotoğrafları için en güzel ışık pencereden gelen ışıktır. modelinizi, bir omzu pencereye bakacak şekilde, pencerenin hizasında değil de biraz gerisinde konumlandırın ki pencerenin kenarlarından gelen ışığı kullanmış olun. bu ışık çok yumuşaktır. siz de bir omzunuz pencereye bakacak şekilde durun. ve fotoğrafı, modelinizin çok az üstünde olacak şekilde bakarak çekin.

    *açık havada portre çekiyorsanız modelinizin gölgede olması iyi sonuçlar verir.

    *modelinizi fotoğrafta daha ince göstermek istiyorsanız modelinizi kadraja göre hafif yan konumlandırın ve ellerinin vücuduna bütünleşmesine izin vermeyin. örneğin modeliniz elini beline koyacaksa dirsek kısmı vücuduna bütünleşmesin, biraz açık olsun. modeliniz makineye doğru hafif yan dururken, belinin üst kısmından itibaren tamamen makineye dönük olması gerekir.

    *fotoğraf makinelerinde bulunan dahili flaşın sert etkisini önlemek için flaşın önüne beyaz kağıt mendil koyulabilir. bu, flaşın sert etkisini kısmen olsa da yumuşatacaktır.

    *güneş battıktan sonra oluşan 15-20 dakikalık mavi karanlık; iyi aydınlatılmış, hatları belirginleşmiş yapıların fotoğraflanması için en uygun zaman dilimidir.

    *güzel gün batımı fotoğrafı çekmek;
    vizörde batmakta olan güneşi görmeyecek şekilde, makinenizi güneşin hemen üst tarafına doğrultun, ardından deklanşöre yarım basın ve basılı tutun, daha sonra çekmek isrediğiniz kareyi kadraja alın ve yarı basılı tuttuğunuz kadraja tam basarak fotoğrafı çekin.

    *ters ışık fotoğraflarında daha dramatik bir etki için diyaframı bir tık daha kısabilirsiniz (veya pozlandırmayı -1 değerinde düşürün).

  • özet: kanzuk, artık ne ara yaptıysa, bir de eskiden uçurulmuş yazarların nick'lerini yeniden kullanıma açmış. sözlüğün ilk yıllarında kullanıldığı için alamadığınız, özendiğiniz nickler varsa, yeni hesap oluşturup almayı deneyin. bakarsınız clairvoyant, author, onkaimeon, gibi kült yazar nick'lerine siz de sahip olabilirsiniz!

    ~

    ön not: malum şahıs muhteşem bir hamleyle entry silmeyi de yavaşlattığı ve otomatizasyonunu zorlaştırdığı için, 5774 entry'min tümünü silebilmek için, her çalıştırıldığında 100 entry'yi 50 dakikada silebilen script'i tam 58 kere manuel olarak başlatmam gerekiyor. günde 5-6 defa yapsam, 10 güne tüm entry'lerimi silmiş olurum diye düşünüyorum. şimdiye kadar 800 kadarı silindi ancak. (niye teker teker siliyorsun, hesabı kapa diyenler olursa, biraz aşağıyı okuyun. nick'imin başkaları tarafından tekrar kullanılmasını istemediğim için hesabı entry'siz şekilde açık tutacağım)

    ~

    ekşi sözlüğü birakma konusunda bir süredir çekincelerim vardı, ancak şu iki nokta kararımı kesinleştirdi:

    1) saniyede binlerce request'i process edebilen sözlüğün server'larını, sırf tepkilerini ortaya koyan yazarlar entry silmekte zorlansın, belki de bundan vazgeçsinler diye dakikada 2 entry silme limiti koyması. digiturk'ü iptal ettirmek için fax dayatmasından en ufak farkı yok bunun. (server yükü diyerek de aptal yerine koymasın bizi. an itibariyle türkiye'nin en çok ziyaret edilen 5. sitesinde yüzlerce yazarın birkaç saat içinde binlerce entry'sini silmesi bile, server yükününde ciddi artışa neden olmaz. kaldı ki saniyede sadece 1-2 entry siliyordu bu aralar hepimizin kullandığı entry silici script. abuse eden bir yanı da yoktu sözlügün serverlarını)

    daha da önemlisi:

    2) 2004 yılında emanon nick'iyle kaydolduğum 6. nesil yazar hesabım, formata uymamam (ilk entry'de tanım yapmama, başlıktaki entry'lere fiziksel referans içerme) gibi nedenlerle uçurulmuştu. hoş gerçi şimdi format da kalmadı, tanımsız entry'ler, @2'ler her başlıkta karşımıza çıkıyor, neyse bu konumuz değil.

    neyse, 2006 yılında tekrar hesap açmak istediğimde, emanon nick'i daha önce kullanıldığı (ve uçurulduğu) için aynı nick'i tekrar almama izin verilmemişti. o sırada komik bir gazete haberinde çıkan kafam kadar gülşah karakterinden esinlenip yeni nick'imi almıştım. bu 2. yazarlığım süresince arada bir nostalji yapıp modlog'a bakardım, eski nick'imin kayıtlarına, o zaman yaptığım format hatalarına.

    birkaç ay önce baktığımda ise, uçurulmuş (yeni adıyla leyla) eski nick'imin benden bağımsız çaylağın birine verildiğini gördüm. bu konuda ne söyleyim bilemiyorum. eski nick'lerin geri dönüşüme uğraması, aynı mahlasların yeniden farkli kişiler tarafından kullanılması nasıl bir işbilmezliktir? hadi benim yazarlığımı değersiz bulabilirsiniz, ama mesela, popüler kültür'e kezban terimini kazandıran author'un anısının üzerine, yarın bir gün feminist bir author'u mu yazar yapacaksınız? (edit: gerçekten de author'dan alakasız birisi bu nick'le çaylak hesabı açıp entry'ler girmiş iki yıl önce) ekşi sözlük'ün temeline, tarihine, nostaljiye, mahlasların kullanım amacına, her şeye ters düşen bir durum bu!

    bravo kanzuk! entry sansürleme, tema dayatma, kullanım koşullarını habersiz düzenleme, entry'leri düzenleyip kar amaçlı kullanma, bunlar güzel fikirlerdi, ama kullanılmış nick'leri başka kişilerin eline vermek özellikle muhteşem bir fikir olmuş. tebrik ediyorum.