ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilkokulun ilk gününden akılda kalanlar
-
ilk dersin teneffüsünde annemi bulmak için koştururken koridorda bir öğretmene çarpıp "özür dilerim amca" demek.
ekmek bizim geleneğimiz değildir
-
bir gece sofrada atatürk misafirleriyle otururken, ekmeğe bir kuruş zam yapılacağı hakkında bir mevzuu açıldı.
yapılacak zam hakkında herkes bir fikir beyan ediyordu. tartışmalar sürerken, atatürk “durun bakalım, bizim sofracıbaşımız ibrahim’in de fikrini alalım, o halk çocuğudur. bu hususta bakalım ne diyecek ?” dediler. sonra ibrahim’e dönüp “söyle bakalım ibrahim, bu ekmek zammına ne diyorsun ?” diyerek cevabını beklediler.
ibrahim bey arkadaşımız “paşam, ekmek fakir fukara halkın başlıca gıda maddesidir. bu itibarla yapılacak 1 kuruşluk zam zengin tabakayı zaten ilgilendirmez. halk tabakası ise günde üç dört ekmek yer, bu da cebinden 3, 4 kuruş fazla çıkması demektir. zengin ve varlıklı olanlar esasında francala yer. onun için yapılacak zam, ekmeğe değil, francalaya ve buna mümasil diğer yiyecekler olan pasta, börek, çörek, bisküvi gibi varlıklı insanların yedikleri unlu mamullere yapılmalı” dedi.
atatürk sofrada bulunanlara dönüp “ibrahim’in söylediklerini işittiniz mi?” diye sordu.
-“evet, işittik”.
-“o halde biz de ibrahim’in fikrine iştirak edelim ve ekmeğe yapılacak 1 kuruşluk zammı kabul etmeyelim”
atatürk’ün yanıbaşında - çankaya köşkü kütüphanecisi nuri ulusu’nun hatıraları - derleyen mustafa kemal ulusu- doğan kitap
havalimanı taksicilerinin aç geziyoruz beyanı
-
taksicinin aç gezmesi belediye değil hükümetin sorunu gibi sanki. zira havalimanından taksiye binecek parası olmayan insanları belediye yaratmıyor.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
10.00-16.00 mesaisinin sürekli hale getirilmesi
-
pandemi nedeniyle uygulanan 10.00-16.00 mesai saatlerinin pandemi sonrasında da devam etmesi durumu.
neden mi?
yaklaşık 3 aydır uygulanan bu yöntem sonrası herhangi bir kamu hizmeti aksaklığı yaşanmadı. günlük hayatı etkileyecek ölçüde yani.
çalışanlar bu saatlerden memnun ve motivasyonları nispeten yüksek.
insanlar karanlıkta değil güneş doğduktan sonra uyanıyor, kahvaltı yapabiliyor ve kış günlerinde bile akşam olmadan evine gidebiliyor.
o zaman neden eski düzene dönülsün ki?
yaran tweet'ler
-
"o sitelere girme, içki içme, sigara içme, olaylara karışma, 3 çocuk yap.. sanki iktidarda akepe değil de annem var lan."
bir kadının en güzel bölgesi
-
öncelikle tüm forumcu arkadaşlarımın kurban bayramını kutlarım.
buradan sıraya giriliyor herhalde.
pirzola alıcam ben de. paket olsun evde yiyecem.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
telefonumu açmaması. kontörümün gitmesini istemiyor.
venezuela'daki yemek kuyruğu
-
şimdi o kuyruktakiler gerçekten açlık çekiyor olmasına rağmen bu kuyruğu oluşturabilmişse bu ülke için hiçbir zaman umut bitmeyecektir diye düşündürmüştür. kimsenin aç açıkta olmadığı iddia edilen cennet vatanımda 3 kuruşluk yardımları yağmalarcasına birbirini ezen insanların görüntülerini akıllara getirerek düşünün bunu.
yozgat'taki üstsüz kitap okuma eylemi
-
altsız biter.
köpek gezdiren 80 yaşındaki teyze
-
muhtemelen maymunlar cehennemi'ne benzemeyen bir ülkede yaşayan mükemmel bir teyzedir, kendisinin bisiklete de binen versiyonu olmak istiyorum.
gençken kendi korkunçlu kayınvalidesinin boyunduruğu altında, ya da kaynanası ölüp başından gitmişse bile "en temiz ev benim olmalı", "eve gelen herkesi çatlatana kadar yapılması en zor yemeklerle beslemeliyim", "hayatımın en önemli amacı balkona en temiz çamaşırı yaymak" gibi düsturlarla sürekli dizlerinin üzerinde yer silmek, düşüp ölmeyi göze alarak cam silmek, temiz halıyı 80. kez yıkamak, "filanca hanım çok misafirperver, evinde bi rahat ediyoruz bi rahat ediyoruz" diye adı çıkana kadar milleti yedirmek, içirmek, ağırlamak için geberinceye kadar uğraşıp akrabalar arasında nam salmak için ömür harcayıp, sonuçta kendi oğlu evlendiği gün perte çıkmış bir kocakarı olup, ahiretini kazanmak için dua günlerinde gezip "nasılsa gelin bana bakmaya mecbur" diye ne kadar yağlı, tuzlu, hamurlu, nişastalı şey varsa tıkınıp, orta üstü sayılabilecek bir yaşta yatalak olup kendi gelininin hayatının ortasına sıçarak, kadınlığı bir kısır döngü gibi yaşasa daha mı iyi olacaktı amk?
mevcut enerjinizi döşeme parlatıp, törensiz ve gergin bir şey olan "yılın über ev kadını" ödülünü almaya değil, kendinize, kitaba, yürüyüşe, kediye köpeğe harcayın.