hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: ağlama melis)

    ne kadar kötüsünüz yaw, yok bellini'nin değilmiş yok bilmemneymiş utanmasanız o resmi dedem yaptı çakmadır cehape zihniyetini kazıklamışlardır diyeceksiniz.

    eğer ki o resmi imamoğlu değil uzun adam alsaydı şimdi ne methiyeler düzüyordunuz; hatta resim bellini'nin ama yaparken da vinci ile michelangelo yardım etti o kadar değerli bu kadar değerli diye methiyeler döşüyor olurdunuz.

    allah kimseyi onursuzlukla sınamasın.

  • bir fransız, bir alman ve bir türk müzedeki "adem ile havva cennette" tablosuna bakıyorlarmış.

    alman:
    "vucutlarının kusursuzluğuna bakarsak bunlar mutlaka almandır" demiş.

    fransız:
    "hayır, havva'nın güzelliği ve adem'in yakışıklılığına bakın. bunlar olsa olsa fransızdır" deyince,

    türk karşı çıkmiş:
    "bunlar kesin türk. baksanıza, üstte yok, başta yok. yiyecek de elmadan başka birşeyleri yok ama hala kendilerini cennette sanıyorlar! "

  • televizyonda moda giyimle falan ilgili bir yarışmada jüri olan hanım. bir kızcağız katıldı ingilizce öğretmeniyim dedi aralarındaki dialog aşağıda;
    - what is your style?
    - ingilizce mi türkçe mi cevap vereyim?
    - ingilizce tabii. [yanındakilere 'bakalim konuşabiliyormu durun']
    - actually i dont have a style..(vs)
    - evat konuşabiliyormuş tamam

    sen kimsin ingilizce öğretmeniyim diyen kızı konuşma sınavına alıyorsun. meydan kimlere kaldı? bu eğitimli denebilecek insanlar kimlerin ağzına maskara önüne meze oldu allahım. bu televizyondaki insanlar kim, eğitimleri sıfatları ne? çıldıracağım az kaldı

  • hakan şükür'ü sahnelerden kesmek için çok ciddi bir çalışma yapılmış. yanı sanırsın ki bütün golleri ümit davala falan atmış. bu biraz sınır bozucu. o golleri sanki hakem hediye etmiş gibi. üstüne hiç bir şampiyonluk kutlamasında gözükmüyor. bu artık kör göze parmak gibi olmuş. ister istemez "hakan nerede?" diye izlemeye başlıyorsun. artık konu fatih terim den çıkıp hakan şükür e evriliyor bir yerden sonra. bir insanı böyle silmek belki tarihte en son hititlerin tarihten silinmesi ile yarışır hale gelmiş. vardı olm bu adam. o kupalarda en çok gölü o adam attı. vardı hepimiz biliyoruz. adam milletvekili de oldu teröristte bu bizi bağlamaz ama bizi salak yerine koymanız biraz sınır bozucu.

  • bir makina, bir elektronik bir de bilgisayar muhendisi otomobil ile yolculuk ediyorlarmis. otomobil issiz bir yolda ariza yapmis. makina muhendisi atlamis;
    -kesin motordandir ben bir bakayim.
    orasina burasına bakmis motorun, ama bir ise yaramamis.
    ardindan elektronik muhendisinin aklina sorunun elektrik aksamindan olabilecegi gelmis. oda uzunca bir sure kurcalamis arabanin biyerlerini ama nafile. sonunda kimsenin yapacak biseyi kalmayinca bilgisayar muhendisi caresiz bir ifadeyle;
    - bence bi inip tekrar binelim...

  • içeri sıfırdan akademisyen alıp henüz bölüm kültürü de yokken, bir yandan da idari kadrolara adam atamak isteyen biri varsa eğer oluşturulması mantıklı bir seçim olarak değerlendirilebilir. hayret-i mucip.

    ya şu iki açıdan benim merakım giderilse, akademik kadro da geldiğinde belirli şartları taşıyorsa güzel diyeceğim;
    birincisi fakülte açmak öyle bugün teklif ettim yarın açılsın denecek kadar hızlı işlemiyor. yök'e teklif lazım, bu teklifte bölüme niye ihtiyaç var, amacı ne olacak, nasıl planlandı, fiziki imkanlar ne belirtiliyordur, bölüm için bile şart bu. senatodan çıkıyor, yök'e gidiyor, dolaşıp duruyor, süreç uzun. böyle bir planlamanın yeni rektör atandı, hemen bir ayda yapalım denmesi biraz zor. kim teklif etti, ne zaman teklif etti, yazışma süreci vb. ve ileriye dönük yol haritası ne açıklanması şeffaflık gereği önemli.

    bir diğer soru ki hakikaten anlamadım, birçok kişi öğrenci sayısı ile kaliteyi bir tutuyor. boğaziçi kalabalık mevcut durumda da, geçtiğimiz senelerde öğrenci sayısı fazla olan ve farklı disiplinler barındırdan birçok üniversite uzmanlaşabilmesi amacıyla yoluna özelleşmiş olarak farklı isimlerde, farklı kurumlar olarak devam ediyor. artısı, eksisi ayrıca tartışılır. ne var ki boğaziçi üniversitesi'ne diğerlerinden apayrı bir disipline ait fakülte eklenmesinin rasyonel bir sebebi ve ihtiyacı olmalı. bunlar şeffaf açıklanırsa, kadro da işte bu olacak kriterler bu, isteyen başvursun denirse görüşler bir anda olumluya döner ama...

    hakikaten bir alt amaç olmadığına ve bir katkı sağlayacağına inanmak istiyorum ama zıtlıklara dair açıklama yapılmadan bir akşam pat diye böyle bir şey gelmesi öğrencileri de okuldaki akademisyenleri de yorar.

    --- spoiler ---

    şöyle bir madde eklenmiş zamanında 2809 sayılı yükseköğretim kurumları teşkilatı kanunu'na, yani üstteki senato vb. pas geçilmişse bilemem.

    "cumhurbaşkanı üniversitelere bağlı olarak fakülte, enstitü ve yüksekokul kurmaya; bu birimlerle ilgili olarak birleştirmeye, kapatmaya, bağlantı ve isim değişikliği yapmaya yetkilidir. bağlantı değişikliği yapılan birimlere ait kadrolar, taşınmazlar ve demirbaşlar, bir başka işleme gerek kalmadan bağlanılan üniversiteye aktarılmış sayılır."

    --- spoiler ---

  • galileo galilei’nin 1610 yılında keşfettiği jüpiter’in 4 büyük uydusundan biridir. uydu adını, yunan tanrısı zeus’un eşlerinden biri olan ıo’dan almaktadır.

    zeus, eşi hera'dan saklamak için io'yu öküze dönüştürür. ancak hera bundan şüphelenir ve öküzü kendine hediye etmesini ister. haliyle zeus'ta hera'yı kırmaz ve ona hediye eder. hera io'yu rahatsız etmesi için başına bir at sineği musallat eder. ıo da at sineğinden kaçmaya başlar. böylece bir çok ülke dolaşır, pek çok deniz geçer. geçtiği ilk denize ionya, ilk boğaza da “inek geçidi” anlamına gelen bosphorus denir.

    io'nun mitolojik hikayesinden sonra asıl olan jüpiter'in uydusuna geçebiliriz. io hemen hemen ay ile aynı boyutlara sahip, sadece aydan biraz daha ağır ve biraz daha büyüktür. güneş sistemi içerisinde volkanik faaliyetler konusunda en aktif gökcismidir. 70’li yıllarda güneş sisteminin derinlerini incelemek için gönderilen voyager sondaları, uydunun ilk görüntülerini almışlardır. uydunun yüzeyi diğer uydularda görüldüğü gibi kraterle değil aktif volkan ve lavlarla kaplıdır. patlamalarla yukarı çıkan lavlar yörüngeden kaçma hızının yarısına kadar ulaşabilir ve yüzeyin 300 km üstüne kadar çıkabilir.

    io jüpiter'e sürekli aynı yüzünü gösteriyor olsa da diğer uyduların özellikle ganymede ve eurapo'nın çekim etkisiyle düzensiz bir eliptik yörüngeye sahiptir. yörüngesindeki bu düzensizlikler nedeniyle jüpiter ile arasındaki mesafenin sürekli değişmesi uydu yüzeyinde çok büyük gelgit etkilerinin oluşmasına sebep olmaktadır. dünya’da ay’ın etkisiyle okyanuslarda gözlenen en büyük yükselme 18 m civarındayken, ıo’nun katı yüzeyinde oluşan en büyük gelgitler 100 metreye ulaşabilmektedir.

    işte bu gelgitlerin oluşturduğu sıkışmalar büyük bir ısınmaya neden olmakta ve ıo’nun yüzeyinin altının büyük bir basınçla sıvı kalmasına neden olmaktadır. ıo’nun yüzeyi sürekli kendini yenilemekte, lavlar kraterleri doldurmakta ve sıvı kayalar yüzeye yayılmaktadır. içinde 900 kilometre çapında metalik bir çekirdek ( demir ve demir sülfat) bulunurken, yeni bilgiler bu uydunun iki katmandan oluştuğunu belirtilmektedir.

    io’yu jüpiter’den 220 000 km uzakta tutan yörüngesi zaman zaman jüpiter’in devasa manyetik alan çizgilerini keserek uydunun bir elektrik jenaratöru gibi davranmasına neden olmaktadır. bu durum uydu etrafında 400 000 volt gerilim oluşturabilmekte ve 3 milyon amper akım üretebilmketedir. bu akım en düşük dirençli yolu seçerek jüpiter’in manyetik alan çizgilerinden gezegenin atmosferinin üst katmanlarına girip büyük şimşekler oluşturmaktadır.

    io yüzeyi

  • ayşe özyılmazel'in ilişkiyi tanımladığı cümle.

    hani herkes diyor ya ''ulan bizim göremediğimiz ne gördün'' diye rahatlayın bişey görmemiş zaten.