hesabın var mı? giriş yap

  • belki de ben bu filmin derinliğine varamadım ama acaip bayik bir film... filmin ilk 5 dakkasında sadece karanlık ve müzik olduğunu da tekrar edeyim, sinema ortamında süper etkileyici atmosfer yaratıcı olabilir {ki bundan şüphe ediyorum} ama evde insanın o bölümleri geçesi geliyor ve hatta geçiyor {ben geçtim mesela} ayrıca acaip temposuz bir film, mesela uzay gemisinin süzüle süzüle on dakikada yere konduğu sahne de aynı şekilde fast forward kurbanı olmuştur... belki ayıyım ama mutlu bir ayıyım...

  • kalitesi giderek düşen fast food zinciri.

    öğrencilik yıllarımda part-time olarak yaklaşık 2 yıl boyunca bünyesinde yer aldım bu zincirin. o zamanlar daha farklıydı falan diyeceğimi sanmayın hemen. o zamanda kalite tavan yapmıyordu ama günümüze oranla daha idare edilebilir bir seviyedeydi. neyse değinmek istediğim konu o değil zaten. lezzeti, kalitesi, servis hızı, cartı curtu hepsi tartışılır. yazılan pek çok entryede hak veriyorum ama hak veremediğim ya da nasıl desem canımı sıkan asıl konu çalışanlarına hak etmedikleri laflar denilmesi. hemen " sen orada çalışmışsın tabi laf dedirtmiceksin" triplerine de girmeyin. işi yavaş yapan yok mu ? e tabiki var. ha senin istediğini bir değilde ikinci hatta üçüncüde anlayan yok mu? var tabiki. ama hepsi mi öyle ? sen genelleme yaparak gerizekalılar dersen ha bende orada bi dur arkadaşım bak o iş öyle değil derim sana. nasıl mı? dur anlatayım. restoranın açılış saatinden 2 saat önce gelirsin oraya. o yediğin hamburgerinin içindeki her şey hazır gelmiyor. hepsini açılış ekibi hazırlıyor. o soğanlar öle halka halka mı çıkıyor sandın? otur bir çuval soğanı ayıkla, onları makinada öle halka olacak şekilde kesmeye çalış ondan sonra geç karşıma bi konuşalım. iki saat boyunca tüm o malzemeleri hazırlamak zorundalar. geçen haftanın o gününe göre belirlenir miktarlar. dokuz kap domates diyorsa, o dokuz kap yapılacak sekizle kalmaz. yetiştirmek zorundasın. yetiştirdin mi açılışı eyvallah. aslansın kaplansın. ama daha dur bitmedi iş. restoran açılıyor hacım iş daha yeni başlıyor. sabah pek yoğunluk olmaz ama öğlen oldu mu hah sıçmalık vakti geldi demektir. o yoğunluğu senin en kısa sürede atlatman beklenir. servis hızı denen bişey var. bu süre 2.5 dakikadır. ( pişme süresi olan ürünler hariç misal fish royal, bean burger ) tepenede dikildi mi müdür hah çok güzel. o yoğunluk, o koşturma, o baskı, ha bide kasada açlıktan beni yiyecek bi müşteri. buyrun cenaze namazına. hadi o yoğunluğuda başarıyla atlattın. vallahi aslansın kaplansın. sıra senin ödülünde. yemek vakti! yarım saat içinde yemeğini yer girersin içeri. ha bu yarım saat içinde eğer ki olurda bi yoğunluk gelirse hayal olur o yarım saat.15 dakikada girersin 10 dakikada da. ama daha dur yine bitmedi. akşam üstü yine bi yoğunluk gelir. ha bu yoğunluklarında bi saati bi zamanı vardır. rush denir buna içerde herkes rush geldi diye bağırır. o rush varya senin canına okur canına. yok açılış değilde kapanışsın diyelim. tüm o yoğunluğu çekersin akşam restoran kapanınca bide o restoranın tüm alet edevatının yıkanmasını çekersin. ha bide sevkiyat geliyorsa vallahi zil takıp oynarsın. niye mi? o sevkiyat gecenin ikisinde üçünde gelirse sen oradan sabahın altısında yedisinde çıkarsında ondan. kendinden ağır kolileri taşımak zorunda kalırsında ondan. ertesi gün tekrar işe gelirsin o yorgunluk ve uykusuzlukla. sonrada biri geçer karşına sırf siparişini anlamadı diye yada yemeğini istediği sürede getirmedi diye yada şirketin ona dayadığı sos prosedürünü sanki kendi koymuşta uyguluyor diye sana gerizekalı der.

    yaran mı varda bu kadar gocundun diyenleri duyar gibiyim. evet var. banada dediler gerizekalı. hatta daha ağır laflar kullandılar. ben öğretmenlik okudum. karşıma bi eğitimci geçipte sırf yemeğini çabucak alıp gidemedi diye ( ürünün pişeceği ve bekletilebileceği söylenmesine rağmen ) “ben bir eğitimciyim sen ise ancak burada çalışabilen bi gerizekalısın” dediğinde kanıma dokundu. orada çalışan insanların her biri einsteindır demiyorum ama insandır diyorum. orada 3 çocuklu ailesini geçindirmeye çalışanda var öğrencilikte ailesine yük olmamak için çalışanda. orada kısaca ekmek parasını çıkarmaya çalışan insanlar var. onlara gerizekalı,embesil diyen sen insan mısın diyorum bende.

  • çok tuhaf lan. ülkenin % 80'i reel faiz - nominal faiz falan bilmiyor.

    bu ülkede bu insanlar varken burası fırsatlar ülkesi aslında

  • premier lig'i şampiyon manchester united'ın bir puan arkasında ikinci tamamlayan; overmars'lı, bergkamp'lı henry'li arsenal'ın kupa 3'te mücadele ettiğini öğrenmemizi sağlayan büyük resmi görmüş bir fenerbahçeli hedesi.

  • munih'te bir sinemada filmden once vizyona girecek filmlerin fragmanlari gosterilmekte. son fragman olarak twilight serisinin gelecek filmi gosterilir. sonra teknik bir sorun olur, sinema projeksiyonu perdeye sadece beyaz isik yollamaya baslar. bu esnada en arkada ve projeksiyonun altinda oturan ben ayaga kalkip elimi projeksiyonun onune goturerek kus, kopek vs golge oyunlari yapmaya baslarim. bir kac dakika sonra birakinca on siralardan bir ses yukselir:

    "bu twilight'tan daha iyiydi"

    tum salon kopar...

  • nüfusun ne kadarının hangi partiye oy verdiğinden bağımsız olarak hükümdarlığını sürdürür. akp, chp, mhp'ymiş filan, bunlarla pek alakası yoktur.

    merkez sağın her türlü pişkinliğini, iki yüzlülüğünü ve o yapmacık ahlak anlayışını her sokağında hissedebilirsiniz bu kentlerin. lisesinin müdür muavininden tutun, tapu kadastrodaki memuruna kadar o kentte büyüyüp yetişmiş insanların çoğunun üzerine sinmiş rezalet bir merkez sağ esansı vardır.

    kendi ahlaki anlayışını diğerlerinden üstün tutarken bir yandan menfaatleri peşinde koşan küçük insanların, ufak tefek idari çıkarlar için maymun olmaları merkez sağ ekolünün imzasıdır zira. peşinden koşulan kazançlar bazen o kadar ufak, o kadar kişiseldir ki, yargı tarafından takibe lüzum dahi görülmez. bu hukuki tembellik, elbet çoğunun hoşuna da gider.

    kırsalda veya büyük şehirlerde aynı havayı bulamazsınız. anlatması zor sayılır.

  • --- spoiler ---

    seyyar satıcının bilmeden verdiği ibretlik ayar ;

    baktım adam tezgahın üzerine sermiş cd leri korsan albüm film falan satıyor, dur şuna bir piçlik yapayım dedim.

    kendi ismimi soy ismimi söyleyerek onun şarkı albümü var mı, varsa 5 tane alacağım dedim. heyecan yaptı bu amk olması lazım yeğenim diye daldı cd lerin içine

    15 dakika falan araştırdı bu cd lerin içinde bende içimden kıs kıs gülüyorum. ya dayı yoksa boşver uğraşma fazla dedim artık kan ter içinde kalmış olan satıcı dayı

    fırlattı elindeki cd yi ulan her gün yeni bir o. çocuğu çıkıyor hangisine yetişelim amk dedi.

    ne diyeceğimi bilemeden koşarak uzaklaştım beyler

    --- spoiler ---

    ahahaha.