hesabın var mı? giriş yap

  • toplu taşımada sadece türbanlı kadınlara yer verir. diğerleri kadın değil tabi, onlar başka dünyadan.

  • beni ziyadesiyle mutlu eden naif bir olay. mesela parçalara bakıyorum birinin ismi emme manifoldu diğerinin ismi endüksiyon bobini ne bileyim eksantrik mil var triger kayışı var, acayip güzel isimler, insan olduğu halde böyle güzel isme sahip olamayan canlılar var şu hayatta şaşırmamak elde değil, böyle bir gerçek varken motor parçalarının ismindeki bu tatlılık gerçekten tebessüm ettiriyor. evet.

  • şu donlu gömlekli halimle beni bile sevindirmiş kutlu olay. helal olsun sana coni dep. yediğin ekmek, içtiğin su bal olsun şeker olsun dirhem dirhem et olsun, tereyağlı bal tahinli pekmez dolsun bünyen. helal süt emmiş adammışsın koç yumurtası. inan şu an seni övmeye doyamıyorum coni dep. şu cumartesi sabahında valla duygulandım, billaha duygulandım. vidyodaki yancılara da ayrıca helal olsun. onlar da okulun müdürüyle müdür yardımcısı herhal (hayat bilgisi: müdür yardımcıları müdürlerden her zaman daha kısa, daha tombik ve daha aktiftir). sevap için korsan olmuşlar, gemici olmuşlar.

    ben ilkokuldayken müdür yardımcısı bizi yangın söndürme küreğinin sapıyla döverdi. okulumuza gelen tek ünlü de o zamanki belediye başkanı aytaç durak'tı. hepimize kuru üzümle fındık verip gitti. millete coni dep, bize aytaç durak. ecnebiye keptın sıparov, bize kuru üzüm fındık.

    zalımsın dünya.

  • atamın sadece içimizdeki yobazlarla bölücüleri değil yunan faşistleri de hala inim inim inlettiğini gösteren haber

    bu yobazların “keşke yunan kazansaydı” cümlesinin neden söylediği şimdi daha iyi anlaşılıyor.

  • performans geliştirme konusunda oldukça kuntiz yollar izlemiş ve yönetim biliminde ipneliğin sınırlarının gökyüzüne kadar çıkarılabileceğini; yani günümüz iş dünyasındaki seviyesine çok rahat bir şekilde erişebileceğini bundan 80 sene önce kanıtlamış kişidir.

    mayo boş adam değildir, kafası cayır cayır çalışan bir psikologtur. yönetimin tarihçesinde kendisinden önce denenen ve başarılı olan motivasyon ve verimlilik artırım çalışmalarında kullanılan çalışma koşullarının**** iyileştirilmesi ya da ücret artırımı gibi işletmeye direk maliyeti olan araçlara ihtiyaç olmadan da çalışan performansının artırılabileceğini hatta ve hatta bunun neredeyse sıfır maliyet ile gerçekleştirilebileceğini savunur.

    mayo, bunun için çalışanlarla belirli aralıklarla mülakatlar yapmaya başlar. mülakatlarda çalışanlardan dertleri, sıkıntıları ve diğer düşünceleri hakkında görüş belirtmelerini talep eder. malum işçi dertli; paradan, puldan tut, iş güvencesinin olmayışından, evdeki karısıyla geçirdiği tartışmalara kadar içini döker mayoya. bir süre sonra mülakata alınan çalışanlarda belirgin bir verimlilik artışı gözlemlenir. mayo görüşmelerde öyle manupüle eder ki çalışanları, görüşme bitiminde çalışan hem iş ve sosyal hayatındaki dertlerini kusmuş, hem de kendisinin dinlendiği, daha da güzeli önemsendiği* hissine kapılmış, işletme içerisinde bir yeri olduğunu düşünmüş ve bu gazla mutlu ve mesut bir şekilde iş yaparken bulmuştur kendini.

    mayo ise, ne çalışanların sıkıntıları yönetime bildirir, ne de bu sıkıntılara herhangi bir çözüm önerisi getirir. onları sadece dinler ve önemsendikleri hissini uyandırır, gazı verir ve çok daha verimli iş yapmalarını sağlar. bu sayede gerçekten de minimum maliyetle çalışan performansının artırılabileceğini kanıtlamış olur.

  • bir sürü kişi mühendis ve yazılımcı demiş.

    şirkette sadece bizim katta yaklaşık 80 tane erkek bilgisayar mühendisi var. 50 tanesi bekardır. kandırmayalım birbirimizi. niye bekarız biz o zaman ?

  • bugün bir tanesiyle karşılaştım. çok duygulandım yemin ediyorum. kendisi 30'lu yaşlarda bi delikanlı, yayalara kırmızı yanmasına rağmen yolda bi tane bile araba neyin yok, hiç niyetlenmiyor bile geçmeye. ben de yanındayım. o gitmeyince lan ayıp olmasın diye ben de onla bekledim. yol hala boş, boş yola bakıyorum öyle uzaklara dalmalı sanat filmi gibi, yeşili bekliyoruz ısrarla. yüzümde avrupai bir tebessüm var delikanlı kardeşimize doğru. neyse yeşil yandı ben geçeyim artık dedim, adam hala oradaydı. dolmuş bekliyormuş meğersem mınıskim kendimi salak gibi hissettim lan.

    zaten ''mal mı lan bu zürriyetini sktiğimin'' tarzında bakıyordu adam bana, oradan anlamalıydım, hayır arkadaş yaya geçitinde insan karşıya geçecekmiş gibi dolmuş mu bekler ya.

  • "10 yaşında filandım, bir çocuk markasının erkek reyonundan şort veya tişört aldı annem, daha doğrusu ben seçtim, o da itiraz etmedi. dünyalar benim oldu! içinde kendimi en rahat hissettiğim giysilerimdi. saçlarımı, amerikan tıraşı kestirince de kendimi çok beğenmiştim. o halimle bir akrabamızın düğününde kızlar tuvaletine girecektim, orada çalışan biri, “oraya giremezsin! erkeklere girmen gerekiyor” demişti de ne kadar mutlu olmuştum..." demiş oyuncu. hele o son cümleyi okuyunca içim cız etti. 10 yaşında dahi o çocuk kalbi bundan dolayı pır pır ediyorsa, kararına kulp takanlara bok yemek düşer.

  • an itibariyle yaşanmıştır.

    - canım üstünde ne renk gömlek var? (telefonda)
    - hu huuuuu fantaziye gel...
    - ahahahayyyyy ne fantezisi be beyazları yıkıcam, beyaz giydiysen akşamı bekliyim..
    - mavi. mavi giydim ben.

  • yarın videodaki elemanların gözaltına alınması ile sonuçlanması muhtemel videolardır.

    berkcan güven hangisi bilmiyorum çok da ilgilenmiyorum ancak o bonus elemanın başlığında geçen gün öv öv bitiremeyenleri görünce youtube'da bir videosunu açmıştım (kadro aynı sanıyorum) 3 dakika dayanabildim ve kapattım.

    yeni neslin zeka seviyesi oldukça düşük olsa gerek ki bu tip zırtapozları meşhur edip para sahibi yapıyorlar.

    büdüt: silinen video'nun tamamı burada. şuna sonuna kadar dayanabilecek kimse yoktur sanıyorum.