hesabın var mı? giriş yap

  • biri nisanli, biri metres hayati yasayan, biri evli 3 kadin konusurken erkeklerine fantezi yasatmaya karar verir, 3u de ayni seyi giyecek ve ne oldugunu birbirine anlatacaktir, kiyafet siyah deri bustiyer, jartiyer ve siyah maske olarak secilmistir,
    2 gun sonra bulustuklarinda once nisanli olan kadin anlatir:

    deri bustiyeri giydim, jartiyeri taktim, maskeyi de takip nisanlima kapiyi oyle actim, beni gorunce "sen benim hayatimin kadiniisn " dedi ve butun gece sevistik

    metres olan da "ben de giyindim, maskeyi de takip, ustume bir pardesu gecirdim, onun ofisine gittim, iceri girip kapiyi kapatip pardesuyu actigimda hicbirsey demeden beni masaya yatirdi ve butun gece sevistik"

    evli olana donerler, o da anlatir "ben de cocuklari anneme yolladim, isiklari kistim, jartiyer ve deri bustiyeri giyip maskeyi taktim, kocama kapiyi oyle actigimda bana "selam batman, bu aksam yemekte ne var?" dedi..

  • dünyanın en büyük ekonomisindeki değişim, yani donald trump'ın abd başkanı olması ile birlikte, conservative zihniyetteki hükümetlerin artık bir 21.yüzyıl gerçeği olduğunu kabul etmiş oluyoruz sanırım.

    muhtemelen sırada fransa, yani le pen var. ingilizler zaten... brexit. güzide ülkemiz türkiye'yi de söylemeye gerek yok. *

    olaya uzun uzun yazacak bir enerjim yok şu an, daha sonra istatistik ve tarih ile ayrıntılı girmeyi düşünüyorum ancak şimdilik özet geçersek:
    merkantilizm zaman içinde terk edilmişti. çünkü adam smith'in dediği gibi sadece kaynakları elinde tutup dışarıya satıp birikim yapmak yetmiyor, tüketim de gerekiyordu. ekonomi tarih boyunca her zaman değişecek, hiçbir zaman tek ve sonsuza kadar geçerli bir kural olmayacak, bulunamayacak. oyunun da güzelliği bu, hep bir değişime ayak uydurmak, o değişimi keşfetmek olayın keyifli yanı aslında.

    peki şu an ne oluyor?

    tüm ülkeler içe kapanmaya başlıyor. zaten endüstri içinde olan biri olarak gümrük tarifeleri&çin vs. derken son yıllarda her ülke küreselleşmeden yavaş yavaş kopup kendi ekonomisini korumaya almaya başlamıştı. şimdi popülist, sol kokulu ama sağ şovenistliğiyle bezenmiş ekonomik politikalar sağ görüşlerin kozu olmaya başladı.

    yani ülkeler ellerinde kaynakları dışarıya vermeden, kendi içlerinde kullanmak, hayrını ülke dışına çıkarmadan kullanmak isteyecekler. merkantilizmin yaşandığı dönemlerde bu kaynaklar altın gibi madenlerdi daha çok.

    şimdi ise, insan (beyin, fikir), teknoloji, arge, eğitim, yazılım...
    bunları dışarıya kaptırmanın bedelini en çok gelişmekte olan ülkeler görüyor. gelişmiş ülkelerdeki bilim adına iyi buluşları yapan birçok göçmen var. gelişmiş ekonomiler de beyinlerin terk ettiği ülkelerde ucuz üretim yapmak adına know-how'larını kaptırıyorlar. direkt olmasa da herkes kendi kaynaklarını (bkz: asset) içeriye çekip öyle savaşmak istiyor.

    bu sebeple neo-merkantilizm dönemi de geçti, ne diye isimlendirirler bilemiyorum; belki merkantilizm 2.0 gibi saçma bir ismi olabilir (endüstri 4.0 gibi). ama yaşamaya başladığımız, şu an ufukta gözüken şey merkantilizm'den uzak bir şey değil. tarih enteresan, tarih tekerrürden ibarettir lafı pek de yanlış değil. insanlık dönüp dolaşıp benzer senaryoları farklı tatlar ile yaşıyor. sanki eski filmlerin yeniden çevrilmesi gibi.

  • hepsi tek tek ezberlenmeye kalkışıldığında başa çıkılmaz fakat belli başlı gruplara ayırdığınız zaman iş çok daha kolaylaşır. bu konuda youtube'de videolar izleyerek yaklaşık 10 sayfa kadar not çıkartmıştım.

    conjunctions

    (bkz: because grubu)
    - because
    - as
    - since
    - inasmuch as
    - insofar as
    - seeing (that)
    - seeing as
    - for
    - now (that) (present perfect)
    - in that
    - on the grounds that
    - in view of the fact that
    - so ____ that
    - such ____ that
    so + adj/adv + that
    such + adj + noun + that

    anlamları -den dolayı/-dığından dolayı/sebebiyle/bakımından olup, bunlardan sonra cümle gelir.
    not: in that cümle başında asla kullanılmaz.

    gibi:)

  • saçma sapan bir gelenektir. hukuken de karışıklıklara sebep olur. zira evlilikle değişmediğinden soyad da aynıdır. staj yıllarımda bir davaya denk gelmiştim. duruşmalı bir idare yada vergi mahkemesi davasıydı.

    aile komple davacı.
    şu dedenin ismi verilmesi geleneği bir yerde kırılmış ailede ve çocuklardan birine babanın ismini vermişler. sonra dedeler de aynı isim döngüsüne girmiş. velhasıl ailenin erkeklerinin neredeyse hepsinin ad soyad aynı. hakim duruşma boyunca kafayı yedi. beyan alacak yanılmıyosam soyad mümin'di. celal mümin. hangi celal mümin? celal mümin oğlu celal mümin.

    adama diyo ki kaç çocuğun var. 3 tane. isimleri ne? celal, celal, biri de allahtan kız olmuş. neden isimlerini aynı koydun? birine babamın ismini diğerine dedemin ismini koydum diyo.

    velhasıl hakim kimin kim olduğunu çözemedi. zaten katip de bişeyleri yanlış yaptı. sinirlendi bi sonraki duruşmaya erteledi ifadeleri.

    not: henüz tc kimlik no yoktu, mahkeme salonunda pc ve printer değil daktilo vardı.

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..